A. Yavuz Kocaömer

20 Mayıs 2024, Pazartesi 07:00

Paris 2024 öncesi madalya yağmuru

Son günlerde Türk sporcuları, uluslararası arenada büyük bir başarı sergiledi. Hem Avrupa hem de Dünya şampiyonalarında Türk bayrağı gururla dalgalandı. Masa tenisi ve taekwondo branşlarında madalya yağmuruna tutulan sporcularımız, Türkiye’nin adını dünya çapında duyurdu. Bu başarılar, Türk sporunun yükselen gücünün bir göstergesi olarak kabul ediliyor ve gelecek için umut verici bir tablo çiziyor.

Haklı gurur

Türkiye’nin milli sporcuları, uluslararası arenalarda kazandıkları başarılarla ülkemizi gururlandırmaya devam ediyor. Son olarak, 7-11 Mayıs 2024 tarihleri arasında Slovenya’da düzenlenen ITTF Slovenia Open Thermana Lasko Para Masa Tenisi Turnuvası ve 9-12 Mayıs Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da Avrupa Para Taekwondo Şampiyonası’nda kazandıkları madalyalarla büyük bir sevinç yaşattılar. Sporcularımızın elde ettiği bu başarılar, engelliler sporunun ülkemizdeki yükselen seviyesini ve milli takımımızın gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.

TÜRKİYE RÜZGARI ESTİ

7-11 Mayıs 2024 tarihleri arasında Slovenya’da düzenlenen Para Masa Tenisi Şampiyonası ödülleri şöyle:

FERDİ: Klas 4’te Abdullah Öztürk gümüş, Nesim Turan bronz, Klas 5’te Ali Öztürk gümüş, Kadınlar Klas 3’te Hatice Duman bronz, Klas 4’te İrem Oluk gümüş, Klas 7’de Kübra Korkut bronz, Klas 9’da Neslihan Kavas gümüş, Klas 10’da Merve Cansu Demir gümüş madalya kazandı.

KARIŞIK ÇİFTLER

13 Mayıs 2024, Pazartesi 07:00

Paralimpik şampiyon Abdullah Öztürk ile Paris yolculuğu

Milli gururumuz, masa tenisi oyuncusu Abdullah Öztürk ile Tokyo’dan Paris’e uzanan heyecan dolu yolculuğu ve hedeflerini konuştuk. 2016 Rio ve 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda altın madalya kazanan Öztürk, şimdi de gözünü Paris 2024’e dikmiş durumda. Hem de tarih yazma hedefiyle...

30 AĞUSTOS’UN STRESİNİ UNUTAMIYOR

Abdullah Öztürk, Tokyo’daki final maçının 30 Ağustos Zafer Bayramı’na denk gelmesinin yarattığı inanılmaz stresi hala unutamıyor. “O sabah kalktığımda telefonumda yüzlerce mesaj vardı. Herkes ‘Bugün 30 Ağustos, altın madalya alman lazım!’ diyordu. O ana kadar aklımda hiç olmayan bir baskı bir anda üzerime çöktü. ‘Eyvah yandık! Bugün altın madalya alıp İstiklal Marşımızı okutmamız lazım’ dedim.” Öztürk için bu zafer, kişisel başarının ötesinde, millete armağan edilmiş büyük bir gurur kaynağı olmuş.

HER ŞEY BİR YURT ODASINDA BAŞLADI

Tüm takım arkadaşları gibi Abdullah Öztürk’ün de spor serüveni 2006 yılında Ankara’da, Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler Yatılı Okulu’nda başladı. Arkadaşlarıyla hobi olarak başladıkları masa tenisi, zamanla hayatlarının merkezine oturdu. Öztürk, o günleri hatırlayarak, “Dünyanın sayılı oyuncuları arasında olabileceğimizi hayal bile edemezdik” diyor ve ekliyor: “Çok büyük hedeflerim var! 2016 Rio ve 2020 Tokyo’yu kazandıktan sonra şimdi tüm dikkatim Paris Paralimpik Oyunları’nda. Emin olun Paris, benim için diğer iki Paralimpik Oyunları’ndan daha fazla önem taşıyor.”

HEDEF: NAİM SÜLEYMANOĞLU VE HALİL MUTLU GİBİ EFSANE OLMAK

Abdullah Öztürk, Paris 2024’te tarih yazmak istiyor. “Bu branşta altın madalyayı üçüncü kez üst üste alıp Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu gibi bir efsane olmak istiyorum” diyor ve ekliyor “İşte bu bilinçle şu anda Paris’e hazırlanıyorum. Geçen Tokyo’da 4 madalya aldık. Ama ben hedefi yükseltiyorum, en az 5 madalya diyorum. Belki daha da fazlası... İnşallah bunlardan biri de benim altın madalyam olur.”

06 Mayıs 2024, Pazartesi 07:00

Paralimpik aile sarayda

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK) Başkanı Dr. Av. Murat Aksu ve beraberindeki heyet, Fransa Büyükelçiliği ile Türk-Fransız Ticaret Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği özel geceye katıldı.

 

Fransız Sarayı’nda gerçekleştirilen ‘Olimpiyat Gecesi’nde önemli isimler bir araya geldi.

Fransız Sarayı’nda gerçekleştirilen ‘Olimpiyat Gecesi’nde 2024 Paris Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na dair heyecan ve beklentiler paylaşıldı. Gecede; Fransa Büyükelçisi Isabelle Dumont, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Halis Yunus Ersöz, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener, TMPK Başkanı Dr. Av. Murat Aksu ve Türk- Fransız Derneği Başkanı Franck Mereyde gibi önemli isimler bir araya geldi.

TMPK Başkanı Dr. Av. Murat Aksu

‘FRANSA, İNSANIMIZ İÇİN İLHAM KAYNAĞI’

TMPK Başkanı Dr. Av. Murat Aksu, yaptığı konuşmada Fransa’nın Türkiye için sadece bir Avrupa ülkesi değil, aynı zamanda ilham kaynağı olduğunu vurguladı. İki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağların derinliğine değinen Aksu, Osmanlı sultanı ile Fransa kralı arasındaki ilişkilerden günümüze uzanan bu köklü bağın karşılıklı etkileşim ve iş birliğiyle dolu olduğunu belirtti. Aksu, Fransa’nın ev sahipliği yapacağı 2024 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na dair de beklentilerini dile getirdi. Oyunların, eşitlik ve çeşitliliği ön plana çıkaran bir anlayışla gerçekleştirilecek olmasının önemine dikkat çeken Aksu, Türkiye olarak en yüksek seviyede temsil edilmeyi ve en yüksek madalya sayısına ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti.

29 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Yüzücülerimiz Madeira'dan zaferlerle döndü!

21-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Portekiz’in Madeira adasında düzenlenen 2024 Para Yüzme Avrupa Şampiyonası, Türk yüzücüler için büyük başarılarla dolu bir şölen oldu. Milli yüzücülerimiz, azimleri ve performanslarıyla göz doldurarak ülkemize madalya ve derece yağdırdı. Ay-Yıldızlı ekibimiz, bu prestijli turnuvada toplamda 2 altın, 4 gümüş ve 6 bronz olmak üzere 12 madalya kazandı.

TURGUT ASLAN’DAN DÜNYA REKORU VE BEŞ MADALYA

Şampiyonanın en büyük başarısı Turgut Aslan Yaraman’dan geldi. Yaraman şampiyonayı bir dünya rekoru ve beş madalya ile tamamladı. Turgut Aslan Yaraman, 100 metre sırtüstü erkekler S7 kategorisinde 1.07.91’lik derecesiyle dünya rekoru kırarak ilk sırayı aldı ve finale kaldı. Yüzücümüz finalde 1.07.64’lük derece yaparak gümüş madalyanın sahibi oldu. Yaraman, 50 metre kelebek erkekler S7 kategorisinde ise 29.73’lük derecesiyle altın madalyayı kazanarak Avrupa Şampiyonu oldu. Turgut Aslan Yaraman 100 metre serbest erkekler S7 kategorisinde 59.88 ve 50 metre serbest erkekler S7 kategorisinde 27.55 ile iki gümüş madalya daha alırken, 400 metre serbest S7 kategorisinde de 4.38.82 ile bronz madalya kazanarak şampiyonayı beş madalya ile tamamladı.

SEVİLAY ÖZTÜRK’TEN ÜÇ MADALYA

Kadın yüzücülerimiz de Madeira’da büyük başarılar elde etti. Sevilay Öztürk, 50 metre kelebek kadınlar S5 kategorisinde 44.54’lük derecesiyle altın madalyanın sahibi olurken, 50 metre sırtüstü S5 kategorisinde ise 44.65’lik derecesiyle gümüş madalya kazandı. Öztürk ayrıca 200 metre karışık kadınlar S5 kategorisinde de 3.54.94’lük derecesiyle bronz elde ederek şampiyonayı üç madalyayla tamamladı. Sümeyye Boyacı da 50 metre kelebek kadınlar S5 kategorisinde 51.82’lik derecesiyle ve 50 metre sırtüstü S5 kategorisinde 45.06’lık derecesiyle iki bronz madalya kazandı. Umut Ünlü ise 150 metre karışık SM3 kategorisinde 3.13.98’lik derecesiyle ve 200 metre serbest erkekler S3 kategorisinde 3.31.10’luk derecesiyle iki bronz madalya kazandı.

DİĞER YÜZÜCÜLERİMİZ DE İLK 10’DA

22 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

İstanbul'da önemli konuklar

İstanbul, 2027 Avrupa Para Şampiyonaları’nın ev sahibi olma adaylığı için değerlendirme heyetini ağırladı. Uluslararası değerlendirme heyeti, üç gün boyunca şehirde çeşitli incelemelerde bulunarak, İstanbul’un adaylık potansiyelini değerlendirdi. Almanya’nın, rakibimiz olduğu bu yarışta, İstanbul’un adaylığına ilişkin en önemli adımlardan biri atıldı. Heyet, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginlikleri karşısında hayranlığını gizleyemedi ve kadim şehrin ev sahipliği yapabilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı.

TMPK’dan uluslararası heyete etkileyici sunum

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK) Başkanı Dr. Av. Murat Aksu’nun liderliğinde, Genel Koordinatör Serkan Baltacı koordinesindeki ekip, heyete İstanbul’un avantajlarını anlatan etkileyici bir sunum yaptı. Şehrin altyapısı, spor tesisleri ve organizasyon deneyimi gibi önemli faktörler vurgulanarak, İstanbul’un başarılı bir ev sahibi olabileceği belirtildi.

Olumlu geri dönüşler

TMPK yetkilileri, İstanbul’un 2027 Avrupa Para Şampiyonaları’na ev sahipliği yapma konusundaki kararlılığını ve hazırlıklarını sürdüreceğini belirtirken, heyetin olumlu geri dönüşleri, adaylık sürecine büyük bir ivme kazandırdı. İstanbul’un spor dünyasında önemli bir oyuncu olarak yer almak için gösterdiği çaba ve potansiyel, 2027 Avrupa Para Şampiyonaları’nın heyecan verici bir ev sahibi şehir seçimi olabileceğine işaret ediyor.

MURAT AKSU VE SPORCULARIMIZ PARİS’TE ADİDAS’IN LANSMANINDA

Olimpiyatlarda Türkiye’nin resmi spor malzemeleri tedarikçisi olan Adidas, yaklaşan Paris 2024 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda, Türk sporcuların giyeceği özel bir koleksiyon tasarladı. Türkiye için tasarlanan bu eşsiz koleksiyonun Paris’teki tanıtım etkinliği, Olimpik ve Paralimpik Oyunlar’da Türkiye’yi temsil edecek sporcular Neslihan Arın, Sümeyye Boyacı, Kuzey Tuncelli, Merve Cansu Demir, Özkan Baltacı, Ecem Güzel, Kaan Aykutsun, Özlem Becerek, Yusuf Fehmi Genç ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve Türkiye Milli Paralimpik Komitesi yetkilileri ile gerçekleşti.

15 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Atasözleri ve deyimlerimizde engelliler-4

Görenedir görene, köre nedir köre ne: Her şey görebilen kimse için anlamlıdır. Göremeyen için hiçbir şey anlam taşımaz. Pazar körsüz kalmaz: Kötü, işe yaramaz nesnelerin, bunlardan anlamayan isteklileri olur. Bitli baklanın kör alıcısı olur, atasözünde de aynı açıklama yapılmaktadır. Sağır duymaz uydurur: Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler.

Kör tuttuğunu, topal yakaladığını...

Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur: İyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişiyi Allah cezalandırır. Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur: Önce değersiz bulunan, beğenilmeyen bir kimse, küçük bir şey veya bir fırsat elimizden çıkıp yok olunca, birden kıymet kazanır. Kör Allah’a nasıl bakarsa Allah da köre öyle bakar: Kişi efendisine karşı nankörlük ederse efendisi de onu korumaz. Kör topal gitmek: Yarım yamalak, iyi kötü idare edecek şekilde... Kör tuttuğunu, topal yakaladığını: Herkesin birilerini dolandırmaya çalıştığını ve bunu yaparken de kime güçleri yetiyorsa onunla uğraştıklarını anlatır.

Gönülsüz ilişkiden sakat çocuk doğar

ayaklı, deliden deli: Kör olan anadan, babadan doğan çocuk kör olmaz. Topalın çocuğu da sağlam bacaklı olur. Ama delinin çocuğu deli doğar. Köre elvandan (renkten) bahsolunmaz: Bir şeyin niteliği üzerine hiç bilgisi bulunmayan kişiye o şeyin sözü edilmez. ‘Bu işte bir sakatlık var’, ‘Gönülsüz ilişkiden sakat çocuk doğar’, ‘Kör çobanın sürüsünün sonu uçurumdur’, ‘Kör gözde yaş, molla evinde aş...’, ‘Kör kuşun yuvasını Allah yapar’, ‘Kör sadece ağzının yolunu bilir’, ‘Sağır duymaz yakıştırır, kör görmez kakıştırır’, ‘Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş’, ‘Deli kızın çeyizi gibi!’, ‘Deli saraylı gibi!’, ‘Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış’, ‘Deliye her gün bayram!’, ‘Deliye taş atma, başını yarar’, ‘Demir ıslanmaz, deli uslanmaz’ ve daha birçoğunu sıralayabiliriz.

Atasözleri ve deyimler ön yargıları pekiştiriyor

Dünya üzerindeki birçok topluluğun dinsel-inançsal sisteminde sakat/engelli ya da bir uzvu noksan hayvan kurban edilmez. Özellikle bazı topluluklarda topalın nazarı değer derler. Ondan ve diğer engeli olanlardan hamile kadınların uzak durması, onlara bakmaması öğütlenir. Bu liste uzatılabilir. Sözlü kültürün, yaşamın tüm bakış ve uygulamalarına damga vurması sadece deyim ve atasözleriyle olmaz. Bu bakış ve uygulamalar topluluktan topluluğa değişir. Engellilere yönelik toplumda önyargılarla çevrili, kalıplaşmış ve ayrımcı yaklaşımlar olduğu için atasözleri ve deyimlere de bu olumsuz görüşlerin yansıdığı bir gerçektir. Engellilerin içinde yaşadıkları sosyokültürel çevre, toplumla bütünleşmelerini ve günlük hayatlarını devam ettirmelerini önemli derecede etkilemektedir. Engellilerle ilgili kalıplaşmış önyargılar, toplumla bütünleşmelerinde büyük bir engel teşkil etmekte ve bu kalıplaşmış önyargıla

TDK ÖTEKİLEŞTİRİCİ ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ AYIKLAMALI

08 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Rüyamda bile yüzüyorum

Türk yüzme tarihinin parlayan yıldızı Sümeyye Boyacı, Erzurum’un yüksek rakımlı Palandöken’indeki kamp hayatından Tokyo 2020 Paralimpik Oyunları’nda yaşadığı unutulmaz anılara kadar, sporcu yolculuğunun her aşamasını bizimle paylaştı. Profesyonel bir sporcu olarak hayatının tamamını idmanlara adayan Boyacı, “Günde çift antrenman yaparak, hayatımızı tamamen idmana göre ayarlıyoruz” diyor. Ancak her sporcu gibi onun da madalyaya giden yolda gösterdiği fedakarlıklar, sadece havuzun dört duvarı arasında kalmıyor. “Uyurken bile yüzüyorum” diyerek fedakarlığın ve tutkunun sınırlarını zorluyor. Sümeyye’nin, Erzurum Palandöken Polat Otel’deki kampında biz de TMPK olarak yanındaydık ve madalyaların sadece başarının bir simgesi değil, aynı zamanda bu zorlu yolculuğun da bir kanıtı olduğunu gördük.

ERZURUM’DA YÜKSEK RAKIMDA HAZIRLANIYOR

Sümeyye, bizim Erzurum’da ne işimiz var?

Sümeyye Boyacı: Erzurum Palandöken, Polat Otel’de kamp yapıyoruz. Profesyonel bir sporcu olarak, yüksek rakım kampının önemini vurgulamak isterim; yüzmeyle ilgilenen herkes bilir ki yüksek irtifada kamp yapmak, sporcuların performansını önemli ölçüde artırıyor. Yüksek rakımda hava daha seyrektir, bu da vücudun daha az oksijenle çalışmak zorunda kalması anlamına gelir. Bu durum, zamanla vücudun oksijen taşıma kapasitesini artırarak, alçak irtifalara dönüldüğünde performansın iyileşmesine yardımcı olur. Yani, sporcular yüksek irtifada antrenman yaparak, vücutlarını daha verimli oksijen kullanmaya adapte ederler, bu da onların yarışmalarda daha güçlü ve dayanıklı olmalarını sağlar. Bu nedenle de Erzurum her zaman ilk tercihim oldu.

MADALYAYA GİDEN YOLDA BÜYÜK FEDAKARLIK VAR

Kamp rutinin nasıl işliyor?

S.B.:

25 Mart 2024, Pazartesi 07:00

21 Mart Down Sendromu Farkındalık günü

Geçtiğimiz hafta 21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü’ydü. Birleşmiş Milletler tarafından dünya genelinde down sendromu hakkında toplumsal farkındalık ve duyarlılık oluşturmak, down sendromlu bireylere karşı olumlu tutum ve davranışlara katkıda bulunulmasını sağlamak, erken eğitimin ve eğitimde sürekliliğin önemine dikkat çekmek amacıyla ‘21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’ olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde de her yıl 21 Mart’ta toplumsal farkındalık ve duyarlılığa katkı sağlayacak etkinlikler düzenlenmektedir. Down Sendromlular Günü, 2012 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından da resmi olarak kutlanıyor. Etkinlikler için 21 Mart’ın belirlenmesinin sebebi ise şöyle: Sendroma neden olan 21. kromozomun, iki yerine üç kopya olması nedeniyle (Trizomi 21) yılın üçüncü ayının 21. günü belirlendi. Çeşitli farkındalık içerikleri ile down sendromlu kişiler hakkındaki önyargıların ve onların neleri yapıp neleri yapamayacağına ilişkin yerleşik fikirlerin değiştirilmesi amaçlanıyor.

DOWN SENDROMU NEDİR?

İnsanların hücrelerinde, anne ve babadan gelen 23 çift kromozom bulunuyor. Ancak gen bozukluğuna sahip kişilerde, 21’inci kromozom kendisini eşleyerek ilave bir kromozom ortaya çıkarıyor. Böylece, bu genetik bozukluğa sahip kişilerin hücrelerinde 46 yerine 47 kromozom bulunuyor. BM, bu sendromla doğan kişilere dünyanın her yerinde rastlandığını açıklıyor ve down sendromlu kişilerin fiziksel özellikleri, sağlıkları ile öğrenim süreçlerinin birbirinden farklı olabildiğini kaydediyor. Bu kişiden kişiye geçebilecek bir hastalık da değil. Veriler ortalama 800 hamilelikten birinde down sendromu görüldüğünü ortaya koyuyor. Yapılan araştırmalara göre ileri yaşlarda çocuk sahibi olmak bu riski büyük oranda artırıyor. 20 yaşında kadınlarda 2 binde 1 hamilelikte görülürken, 49 yaşındaki bir kadında bu oran 20’de 1’e düşüyor. Sağlık Bakanlığı, tüm dünyada 6 milyon civarında down sendromlu birey yaşadığını açıkladı. Türkiye’de 15-21. haftalar arasında tanı amaçlı test yapılabiliyor. Bu sendrom adını, onu ilk tanımlayan tıp insanı Dr. John Langdon Down’dan aldı. Down sendromunun üç türü bulunuyor. En yaygın olan Trizomi 21’dir. Sonrasında ise Translokasyon ve Mozaik Down sendromu geliyor.

BELİRTİLERİ

Down sendromluları farklılaştıran bazı fiziksel özellikleri bulunuyor. Fiziksel özellikler aşağıdaki gibi olabiliyor: 

Düzleşmiş bir yüz, özellikle burun köprüsü.

Yukarıya doğru çekik gözler. m Kısa boyun.

Avuç içi boyunca tek bir çizgi. (Palmar Kıvrımı)