Hakan Çelik

16 Mayıs 2024, Perşembe 07:00

Teknolojik fikirler buradan doğuyor

Yapay Zekâ ve nesnelerin interneti gibi alanlarda müthiş ilerlemeler yaşanıyor. En popüler platformlardan olan Chat GPT-4o ile ilgili gelişmeleri görmüş olabilirsiniz. Gazetemizde de geniş şekilde paylaşmıştık. Yapay zekâ hayatın birçok boyutunu kökünden değiştiriyor, buna insan etkileşimi de dahil. Dil öğreniminden mesleklerin şekillenmesine ve günlük hayatın akışına kadar her alanda yapay zekânın yönlendirici etkisini göreceğiz. Böyle bir ortamda dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin dışında kalmak yarıştan tamamen kopmak demek. Belli bir eşiği geçebilen ülkeler daha da ileri gidecek, rekabette geride kalanların farkı kapatması imkânsız olacak.

Tamer Yılmaz

Teknoloji ve bilim konularını uzun yıllardır yakından takip ediyorum. Yazılarım, televizyon programlarım ve ürettiğim içerikler nedeniyle çok anlamlı bir ödül aldım. Yıldız Teknik Üniversitesi ve YTÜ Yıldız Teknopark tarafından düzenlenen “İş Dünyasının Yıldızları Teknoloji ve İnovasyon’un Öncüleri” ödülüne değer görüldüm. Türkiye’nin en değerli ve köklü üniversitelerinden birinden böyle bir ödülün tevdi edilmesi beni onurlandırdı. Ödül töreninde Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz çok güzel bir konuşma yaptı. Teknopark deneyiminde projelere ticarileştirme kanallarını açarak önemli bir başarı sağladıklarının altını çizdi. Gençleri ve şirketleri “Batarım, kaybederim” korkusu yaşamadan yeni girişimler için kolları sıvamaya davet etti. Tamer Yılmaz hocanın işaret ettiği YTÜ Yıldız Teknopark’ın temelleri 2003 yılında atılmıştı, 2009 yılında Davutpaşa Kampüsü’nde hayata geçirilen Teknopark bugün Türkiye’nin en önemli teknoloji kümelenmesi haline geldi. Yıldız Teknopark üniversite sanayi işbirliğini güçlendirmeyi, yatırımları teşvik etmeyi hedefliyor. Temel amaç, Türkiye’yi küresel teknoloji ekosisteminin güçlü bir aktörü haline getirmek.

INNOVATION HUB

Üniversite bünyesinde kurulan ve “YTU Innovation Hub” adı verilen kümelenmede ise girişimciler için yüksek teknolojik ürünlerin ticari çıktılara ulaşmasına çalışılıyor. Davutpaşa Kampüsü ziyaretimde buradaki çalışmaları da inceleme fırsatı buldum. Rektör Prof. Dr. Tamer Yılmaz, Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman ile sohbet ettik. Aldığım bilgiye göre Teknopark’ta 2 milyar dolarlık ticaret hacmine, 23 milyar TL AR-GE gelirine, 1 milyar USD AR-GE ihracatına ulaşmış. Şimdiye kadar 6 bin proje tamamlanmış. San Francisco, Taşkent, Dubai ve Londra’dan sonra şimdi açılım programında Amsterdam ve Berlin var. Rektör Prof. Dr. Yılmaz, Davutpaşa’nın dünyanın en güzel kampüsleri arasında gösterildiğini ifade etti. Teknopark Genel Müdür Yardımcısı İsa Turgut İnci, Innovation Hub etkinliğinde çok güzel bir sunum yaptı, ardından laboratuvarlarda gençlerin ve girişimcilerin geliştirdiği sivil ve askeri amaçlı sistemleri, teknolojileri ve modelleri inceledim. Çeşitli tipte çok sayıda otonom araç üzerinde çalışıyorlar; bunların önemli bölümü tamamlanmış. Buradaki faaliyetlerden çok etkilendim. Yıldız Teknik Üniversitesi ve YTÜ Teknopark ekosisteminin iş dünyası ve gençlerle ortaya koyduğu etkileşiminden çok başarılı projeler ve fikirler çıkmaya devam edeceğini inanıyorum.

14 Mayıs 2024, Salı 07:00

Atina-Ankara arasında yeni bir sayfa açılıyor

Türkiye ile Yunanistan arasında çok olumlu ve gelecek için umut verici bir döneme girildi. Bir süredir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis karşılıklı olarak yapıcı mesajlar paylaşıyor. Kabul etmek gerekir ki Atina-Ankara ekseninde askerlerin ve savunma bürokrasisinin tutumu da daima belirleyici olmuştur.

CNN Türk’te özel yayında konuğum olan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de Türk-Yunan yakınlaşması konusunda samimi değerlendirmelerini paylaşmış, iki ülkenin barışçı bir ortamda ilerlemesinin yararına işaret etmişti. Nitekim ben Bakan Güler’in sözlerini savunma harcamaları ve programlarını iki ülkenin birbirine karşı silahlanması gibi değil, NATO ittifakının güçlenmesi ekseninde değerlendirdim.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in dün gerçekleştirdiği Ankara ziyareti böyle bir havada başladı. Görüşmelerin sonuçlarını analiz edeceğim ayrı bir yazı daha kaleme alacağım. Ancak aşamaları ve beklentilerin neler olduğunu hatırlatmak istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Aralık 2023’te Atina’da düzenlenen Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi vesilesiyle Yunanistan’ı ziyareti sonrası ilişkilerde yeni bir döneme girildi. Tarihi önemdeki bu ziyareti ben de Atina’da takip etmiştim.

2023 Aralık ayındaki ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı arasında imzalanan “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi”yle, iki taraf da dostane ilişkileri, karşılıklı saygıyı, barış içinde bir arada yaşama anlayışı geliştirmeyi ve aralarındaki her türlü anlaşmazlığı barışçıl yollarla ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye kararlı olduğunu beyan etti.

Ziyaretten bu yana, iki taraf da Bildirge’ye bağlılıklarını sürdürmekte.

Liderler düzeyindeki iyi ilişkiler, Dışişleri Bakanları ve ilgili diğer Bakanlar arasındaki resmi ziyaretler ve temaslarla devam ettirilmekte.

Dünkü temaslarda;

11 Mayıs 2024, Cumartesi 07:00

Sağlık Bakanı Koca önemli adımlar atıyor

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Fahrettin Koca, yüzyılın en ağır sağlık sorunlarından biri kabul edilen Covid-19 pandemisinde Türkiye’nin en az kayıp ve zararla atlatabilmesi için çok büyük emek harcadı. Uygulanan halk sağlığı politikaları, teknik hazırlıklar ve aşı tedarik programlarının bütününe bakılacak olursa Türkiye en iyi performans gösteren ülkelerden biriydi. Bana kalırsa o sürecin başarısında etkin iletişimin de ciddi katkısı oldu. Bakan Fahrettin Koca’nın uzun bir aradan sonra yeniden başlattığı, Ankara’da düzenlenen geniş katılımlı bilgilendirme toplantısına katıldım. Bakan Yardımcıları Huzeyfe Yılmaz ve Doç. Dr. Tolga Tolunay ile bakanlığın önemli birimlerinin tam katılımıyla medyanın karşısına çıktı Bakan Koca. Ulusal Sağlık Hizmetleri Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı’nda randevu sistemi dahil onlarca konuda gelen bütün sorulara detaylı yanıtlar verdi. Tıpkı pandemi bilgilendirme toplantılarındaki gibi basın kuruluşları arasında hiçbir ayrım yapılmadan bütün yayın organlarından temsilcilerin bulunduğu bir toplantıydı. Bakan Prof. Dr. Fahrettin Koca, siyaset üstü duruşu olan, günlük tartışma ve polemiklerin hiçbirine girmeyen, kendi alanına konsantre olmuş saygın bir isim. Bu özellikleriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Fahrettin Koca’yı kabinesi içinde en değer verdiği yol arkadaşlarından biri olarak görüyor. Geride bıraktığımız süreçte Bakan Koca’nın büyük bir sağlık kuruluşunun kurucusu olması nedeniyle Bakanlık politikalarının bu durumdan etkilenebileceği konusunda bazı yorumlar yapılmıştı. Ancak Bakan Koca bu süreci çok dikkatli ve oldukça şeffaf götürdü. Bu konuyla ilgili bütün eleştirilere ve yorumlara da detaylı yanıtlar verdi.

Fahrettin Koca

ŞEHİR HASTANELERİ

Sağlık, çok boyutlu, karmaşık ve oldukça pahalı bir hizmet alanı. İşin bir yanında kamu, diğer tarafında özel hastaneler, halk ve uluslararası şirketler var. Dünyayı iyi izleyen ve çok seyahat eden biri olarak Türkiye’nin bu alanda gerçekten iyi performans gösteren ülkelerden biri olduğunu söyleyebilirim. ABD ve Birleşik Krallık gibi dünyanın önde gelen ülkelerinde genel sağlık hizmetlerinin kalitesi çok düşük. Kapsamlı sigorta paketleri ise aşırı derecede pahalı. Kuyruklar çok uzun, acil yardım almak belli konularda randevu almak mucize gibi. Avrupa’da sosyal devlet modelini iyi oturtan başarılı ülkeler var ancak onlarda da demografik yaşlanma nedeniyle sistem ağır stres altında. Türkiye’nin hastaneleri ve sağlık altyapısı, aynı gelir ve gelişim seviyesindeki ülkelerin hepsinden daha iyi. SSK hastanelerinin halini iyi hatırlayan bir kuşaktan geliyorum. Birçok hastanenin hali korku filmi gibiydi. Bakan Koca’nın dünkü sunumunda şehir hastaneleri konusu geniş yer tuttu. Bu başlığın yasal, mali, işletme ve sağlık hizmeti gibi çok değişik başlıkları var. Bakan Koca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük önem verdiği şehir hastaneleri modelinin başarılı olduğunu ve sistemi güçlendirerek yola devam edeceklerini anlattı, eleştiri ve kaygılara yanıt verdi. Çoklu doğrulama modeliyle yenilenen randevu sisteminin ise verimlilik getireceğini ve sağlık sistemi üzerindeki yükü hafifleteceğini söyledi. Önceki günkü sunumun güzel noktalarından biri de Türkiye’nin kuduz dahil bir dizi önemli aşıyı yerli ve milli şekilde üreteceği haberiydi. Bakan Koca bu aşıların fikri mülkiyet hakkının da Türkiye’ye ait olacağının altını çizdi.

10 Mayıs 2024, Cuma 07:00

Bakan Özhaseki Hatay'da açıkladı: 'Konutlar 1 yıl içinde bitecek'

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 6 Şubat depremlerinin vurduğu Hatay’ı ayağa kaldırmak için çalışmaların hızla devam ettiğini söyledi. Özhaseki, “Amacımız konutları en geç bir sene içerisinde bitirip hak sahiplerine teslim etmek” dedi.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki

‘ARALIKSIZ ÇALIŞIYORUZ’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş depremlerinin en çok yıkıma uğrattığı Hatay’da, aralarında Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik’in de bulunduğu gazetecilerle bir araya geldi. Medya temsilcileri ile Hatay’daki şantiyeleri gezerek çalışmaları yerinde inceleyen Özhaseki, yeniden inşa çalışmalarındaki son durum hakkında bilgiler verdi. Hatay’ın hızla ayağa kaldırılması için 68 şantiyede çalışmaların aralıksız sürdüğünü belirten Özhaseki, “Amacımız konutları en geç bir sene içerisinde bitirmek. Sonra da hak sahiplerine konutları teslim etmek” dedi.

‘76 BİNİNİ TESLİM ETTİK’

AFAD verilerine göre deprem bölgesindeki hak sahibi sayısının 400 bin civarında olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, “Konut ve iş yerlerinin yapımı için planlamalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ülke genelinde 1240 yerde şantiyemiz var” diye konuştu. Tüm projelerde toplam 110 bin kişinin çalıştığını belirten Özhaseki, 4 bin 333 köy evinde hasar olduğunu ve bilimsel tavsiyelere göre, çelik evler inşa etmeye başladıklarını söyledi. Özhaseki “Şu ana kadar 76 bin konutu teslim ettik. Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10-15-20 bin konutu teslim edeceğiz. Sene sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz” diye konuştu.

HAK SAHİBİ SAYISI 140 BİN

09 Mayıs 2024, Perşembe 07:00

AB bu eleştirilere kulak vermeli

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin birlikte düzenledikleri Avrupa Günü Resepsiyonu’na davetliydim. İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen geceye çeşitli ülkelerden diplomatların yanı sıra medya, sanat ve iş dünyasından isimler katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile sohbet etme imkânı buldum. Bu resepsiyonun bir özelliği de Alman diplomat Meyer-Landrut’un Türkiye’de resmi göreviyle katıldığı son etkinlik olmasıydı. Nitekim açılış konuşmalarının hemen ardından, AB Delegasyonu Basın Müşaviri Miray Akdağ ve ekibi tarafından hazırlatılan Büyükelçi ile ilgili duygusal bir veda filmi gösterildi. Atina Belediye Başkanı Haris Doukas, Saraybosna Belediye Başkanı Benjamina Karic ve B40 Balkan Şehirler Ağı Dönem Başkanı Tiran’ın Belediye Başkan Yardımcısı Anuela Ristani de gecede bulunan misafirler arasındaydı. Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut Türkiye’de bulunduğu süre içinde AB ile Türkiye arasında ilişkilerin canlı tutulabilmesi için çaba gösterdi. Bu süreçte AB’nin çeşitli fonlarından Türkiye’deki altyapı ve sivil topluma dönük projelere destekler sağlandı.

Ekrem İmamoğlu - Nikolaus Meyer-Landrut - Miray Akdağ

Bununla birlikte AB ile siyasi bütünleşme ve üst düzey yakınlaşma alanında arzu edilen seviyeye ulaşılamadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, konuşmasında Avrupa ülkelerine İsrail konusundaki tutumları nedeniyle eleştiri getirdi. Mevcut politika ve yaklaşımlarının Batı’nın demokrasi ve insan hakları değerleriyle taban tabana çeliştiğini ifade etti. İmamoğlu “İsrail’in, ateşkes teklifini reddederek, 1.5 milyon Filistinlinin sığındığı Refah kentine askeri harekât başlatmasını yine izlemekle mi yetineceğiz? Gazze’de olanlar, insanlık tarihinde kara leke haline gelmiştir. Buna daha fazla izin verilmemelidir” dedi.

GÖÇÜN YÜKÜ TÜRKİYE’DE

Avrupa ülkelerinin göç politikalarını da eleştiren İmamoğlu sözlerini “Kendisini demokratik ideallerin muhafızı olarak konumlandıran Avrupa, bu değerleri tutarlı biçimde savunduğunu samimiyetle söyleyebilir mi? Konu, mültecilerin Avrupa ülkelerinde barınmasına izin verilip verilmemesi değil, onların Türkiye gibi, Avrupa sınırı dışındaki ülkelerde tutulmasının politika haline getirilmesidir. Bu durum, mülteci meselesinin popülist ve yabancı düşmanı siyasi söylemlerde kullanılmasına zemin hazırlıyor ve sağ otoriterlik Avrupa’da güçleniyor. Oysa, Türkiye ve İstanbul, dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke ve şehirlerin başında geliyor” dedi. “Birleşik ve demokratik bir Avrupa, Türkiye’nin katılımı olmadan gerçekleştirilemez” diyerek sözlerini sürdürdü. “AB’nin genişleme politikaları tartışılırken, Türkiye’nin adının geçmemesi, 60 yıldır süregelen ortaklık ilişkisinin ve 20 yılı aşkındır devam eden üyelik sürecinin yok sayılması kabul edilemez” ifadesini kullandı. 1985 yılında, “Avrupa Tek Senedi”nin temellerinin atıldığı “Milano Zirvesi” kapsamında alınan kararla birlikte; 9 Mayıs “Avrupa Günü” olarak ilan edilmişti. 1999 Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’ye aday ülke statüsünün verilmesiyle birlikte 2000 yılından bu yana, Ankara ve İstanbul merkezli olarak Türkiye’de de kutlanıyor. Alman besteci Ludwig van Beethoven’ın “Ode to Joy” isimli eseri de Avrupa Marşı olarak seslendiriliyor.

07 Mayıs 2024, Salı 07:00

Türkiye Avrupa'nın vazgeçilmez ortağı

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Fransa hükümetinin davetiyle Strasbourg ve Paris’te çok önemli görüşmelerde bulundum. Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Fransa Dışişleri Bakanlığı, MEDEF (Fransa’nın TÜSİAD’ı) gibi Türkiye açısından son derece kritik kurumların temsilcileriyle bir araya geldim. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’ndan Miray Akdağ’ın koordinasyonunda gerçekleşen seyahatte Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Yunus Demirer ve Strasbourg Başkonsolosu Bekir Sarp Erzi’yi de ziyaret etme imkânı buldum.

Birçok kurumu kapsayan ve hayli zengin içerikli program süresince Avrupa ülkeleri ve kamuoylarından Türkiye’ye dönük büyük bir ilgi ve merak olduğunu gördüm. Ancak çok sayıda faktörden etkilenen AB-Türkiye ilişkilerinde olumlu ve olumsuz gelişmeler doğal olarak bir arada yaşanıyor. Bununla birlikte özellikle Strasbourg’daki Avrupa Konseyi’nde katıldığım brifingde Türkiye’nin kesinlikle Avrupa’nın vazgeçilmez bir parçası olarak değerlendirildiğini ve kesinlikle dışlanmak istenmediğine tanık oldum.

Avrupa Birliği Türkiye Raportörü İspanyol siyasetçi Nacho Amor ile bir araya geldik. Amor, Türkiye’yi çok önemli bir ülke olarak gördüklerini ve Avrupa ile entegrasyona büyük değer verdiklerini söyledi. Ancak Ankara’nın özellikle demokrasi ve insan hakları konusundaki tutumuna sert eleştiriler getirdi. Yargılamalar konusundaki toptancı tutumunu kabul edilemez bulduklarını ifade etti. Türkiye’nin Avrupa Birliği önündeki engelin demokrasi eksikliği olduğunu söyledi. Tek başına jeopolitik avantajların üyeliğe yeterli olmadığını vurguladı.

ELEŞTİRİ VE UYARILAR

Temaslarımızın önemli noktalarından biri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ydi. 2019 yılında tutuklanan iş insanı Osman Kavala ve daha başka onlarca dava Türkiye ile AİHM arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor. AİHM kararlarının uygulanması konusunda bir tür izleme mekanizması olan Avrupa Konseyi de ‘Kavala’nın serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye yaptırımlar uygulanabileceğinin’ sinyallerini vermişti. Mali yaptırımlardan, Türkiye’nin üyeliğinin askıya alınmasına kadar geniş bir çerçevede yaptırımların gündeme gelebileceği tartışılmıştı. Fakat Avrupa Konseyi İletişim Sorumlusu Daniel Höltgen ile yaptığımız görüşmede ben bir yaptırım işareti almadım. Bununla birlikte AİHM çevrelerinde Türkiye’nin altına imza attığı sözleşmelere istisna getirmeden uyması bekleniyor.

Heyetteki gazetecilerle katıldığımız Paris programında görüşmelerimizi Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’nden Julien Cecillon organize etti. Fransa Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, 2024 Olimpiyat Organizasyonu yetkilileriyle çok verimli toplantılar yaptık. Fransızlar, olimpiyat oyunlarının unutulmaz geçmesi için hummalı bir çalışma içinde. Altyapı ile ilgili son kontroller yapılıyor. Olağanüstü güvenlik önlemleri alınıyor. Fransa Spor Büyükelçisi Samuel Ducroquet, 26 Temmuz-11 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek oyunlarda 35 bin polis, 12 bin asker ve ilave olarak 24 bin emniyet mensubunun hazır olacağını anlattı. 120 devlet ve hükümet başkanını ağırlayacak olan Paris’e olimpiyat oyunları için 16 milyon ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı henüz kesin değil. Rusya ise savaştan ötürü boykot edildiği için Paris’te olmayacak.

02 Mayıs 2024, Perşembe 07:00

THY takım ruhuyla küresel ligde yükseliyor

Türk Hava Yolları benim değerlendirmeme göre Türkiye’nin dünyadaki en güçlü markası ve Türkiye’nin en etkili yumuşak gücüdür. İstanbul Havalimanı’nın getirdiği ilave kapasiteyle rakipleri kıskandıracak bir performansla büyüyor şirket. Hizmet ihracatının bir numaralı oyuncusu kimliğiyle Türkiye ekonomisine her yıl milyarlarca dolar net katkı sağlıyor.

“Dünyanın en çok noktasına uçan havayolu” olmak kâğıt üzerinde kolay ifade edilen bir şey gibi görünebilir. Ancak ikram, bagaj, yer hizmetleri, teknik destek, lojistik, uçucu personelin planlaması gibi parametreler düşünülünce gerçekten olağanüstü iyi planlama ve hazırlık gerektiriyor. Hele bu uçuşların bir kısmının Ortadoğu ve Afrika gibi dünyanın en öngörülemez yerlerine yapıldığı düşünülecek olursa.

THY son yıllarda kabin hizmetleri, ikram ve diğer alanlarda üst üste ödüller alan ve havacılığın zirvesinde yer alan bir kuruluş. Turkish Do&Co gibi itibarlı iştirak şirketlerinin THY algısının güçlenmesinde önemli rolü var. Dünyanın herhangi bir yerinde kırmızı kuyruklu THY uçağını görmek içimizi ısıtıyor, bize huzur ve güven veriyor. Uçağa adım attığımız andan itibaren kendimizi evimizde hissediyoruz.

Havacılık sektörü büyük bir orkestranın uyumuna benzer. Belki keman, çello, piyano gibi temel enstrümanlar başrolde görülebilir ama arka sıralarda yer alan bir çalgının bile icranın bütününe katkısı çok kritiktir. Zincirin halkalarından birinin veya birkaçının zayıf olması bütün faaliyetleri olumsuz etkiler.

 

Avrupalı havayollarının tel tel döküldüğü, rekabette öne geçemediği, Amerikalıların da iç pazarları dışında pek varlık gösteremediği bir ortamda THY küresel taşıyıcı kimliğiyle zirveye yürüyor. Üstelik bunu Amerika pazarında güçlenerek, Asya’da da iddiasını artırarak yapıyor. Avrupa ise bugün THY’nin iç pazarı haline gelmiş durumda. Birçok orta ve küçük ölçekli dünya şehrinin turizm ekonomisi THY’nin sefer sayılarına çok bağlı.

MİLYAR DOLARLIK KATKI

Benim izleyebildiğim kadarıyla THY’nin kadroları da önceki dönemlere göre çok daha iyi motive olmuş ve dayanışma içinde görev yapıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat bütün ekipleri çok iyi koordine ediyor. Genel Müdür Bilal Ekşi’nin de bu yapıda önemli rolü var. Titiz, güler yüzlü ve insani dokunuşları ihmal etmeyen bir yönetici.