Bebeğini kucağına alan her anne ve baba, mutlu bir çocuk yetiştirmenin hayalini kurar. Ancak bazen iyi niyetle de olsa yapılan küçük bazı hatalar, çocukların gelişimlerine büyük darbeler vurur Anne ve babaların iyi niyetle ya da yanlış yönlendirmelerle sergiledikleri bazı tutumların aslında çocuk yetiştirirken zorluk yaşanmasına neden olabileceğini vurgulayan Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Çocuk Gelişimi Uzmanı Birgül Bayoğlu, çocuk yetiştirirken yapılan hataları ve çözüm yollarını anlattı: • “Çok iyi anne - baba olmak” kaygısı hisseden ebeveynler çocukla sorun yaşayabilirler. Çocukla birlikte yaşarken güvenlik, sevgi ve iletişim dışında hiçbir konuda mükemmel tutum sergilemek beklenmemeli. Kendi becerilerinden mükemmellik bekleyen ebeveyn, çocuğa da bu beklentisini yansıtır. Mükemmeliyetçi yaklaşım, anne ve babayı yıprattığı gibi çocuğun duygusal gelişimine de zarar verir. Anne-babanın olaylar karşısında birbirlerinden farklı ya da kendi içlerinde tutarsız tepkileri çocuğun sınır sorunu yaşamasına neden olabilir. Çocuğun istek ve tepkilerine gösterilen anne baba tutumundaki farklılık aile üyeleri arasındaki iletişimi de olumsuz etkiyor. Güvenlik adına çocuğa “aşırı koruyucu” yaklaşan ebeveynler, çocuklarının öncelikle kendine güven olmak üzere gelişim becerilerinin kazanılmasını geciktirebilirler. Çocuklar, bebeklikten itibaren pek çok yaşantıyı kendi başlarına deneyimlemediklerinde başarı duygusunu tadamıyorlar. Çocuğun her isteğini her zaman yerine getiren ebeveynler sınırlarını öğrenemeyen çocuklar yetiştirir. Çocukların davranışlarını, kendileri ve çevrelerine göre düzenlemeyi öğrenmeleri gerekiyor. Sabırlı olmak, saygı duymak ve empati kurmak önce aile içinde öğrenilir. Çocuğu oyalamanın en kolay ve rahat yolunun tablet ve cep telefonu olduğunu keşfeden ebeveynler, gerçekte dil gelişimi başta olmak üzere çocuklarının gelişimlerini olumsuz etkiler. Teknolojik araçlar 3 yaşından önce çocuklara yoğun olarak sunulduğunda öğrenme ve dikkat sorunlarına neden olabiliyor. Çocuğun duygularını göz ardı ederek, yüksek beklentiyle başarıya odaklı baskıcı - otoriter tutumlar, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkiler ve çatışmaları artırır. Beklenti ve hedefler, çocuğun gelişimi ve duygusal durumu ile birlikte ele alınmalı. Duyguların yok sayılması öfke duygusunun artmasına yol açar. Çocuğun davranışları ve isteklerine karşı gösterilen ilk tepkinin “hayır” olması, çocukla ebeveyn arasındaki çatışmayı artırır. İlk 2 yaş içinde çocuklar, doğal gelişimleri nedeniyle deneme yanılmalara ihtiyaç duyarlar. Çocuğu korumak, anne ve babanın ana görevi. Ancak güvenlik dışındaki istenmeyen davranışlar, sağlıklı iletişimle değiştirilmelidir. Çocuğuyla oyun oynarken, kendi karar ve düşünceleriyle oyunu yönlendiren ebeveynler, çocukla iletişimde zorluk yaşayabiliyor. Oyun; çocuğun duygu ve düş dünyasıdır, üstelik çocuğu tanımanın en iyi yoludur. Oyunda çocuğu sürekli engellemek, onaylamamak, isteği ve ilgisi dışında seçenekler sunmak çocuğu öfkelendirir, hırçınlaştırır. Çocuğun babasıyla olan iletişim ve ilişkisine müdahale eden anneler, hem çocukla babanın ilişkisini etkiler hem de kendi beklentileri nedeniyle mutsuz olurlar. Ebeveynlerin birbirlerinden çocuk adına beklentileri, aile içinde huzursuzluğa neden olabileceği gibi; çocuğun anne ya da babasıyla arasındaki ilişkinin gelişimini de geciktirir. Ebeveynler güvenlik dışındaki konulara farklı bakış açısıyla yaklaşabilirler. Çocuktan gelen tepki, soru ve konuları kendi öngörüsüyle yanıtlayan ya da tepki veren ebeveynler, çocuğun gerçek duygu ve düşüncelerini fark edemiyorlar. Çocuğun sorularını ya da anlattıklarını soru sormadan bir sonuca bağlamak hatalı sonuçlara yol açar.