Sadece Türkiye değil dünya onu konuşuyor! Nusret'in ünü dilden dile yayılıyor. Bununla beraber Nusret'le ilgili çeşitli iddialar da ortaya atılıyor. Son iddianın sahibi ise Habertürk yazarı Oray Eğin. Oray Eğin'in iddiasına göre Nusret Amerikalı ünlü isimlerle reklam karşılığı anlaştı ve bazı görüntüleri sosyal medyada yaydı. Bunun karşılığında da her birine 400 bin dolar ödedi. İşte Oray Eğin'in o yazısı: ''Meğerse Puff Daddy, DJ Khaled, Drake'li selfieler, karşılıklı birbirlerine gönderdikleri selamlar, Instagram'daki hikâyeler falan epey yüksek bütçeli bir PR çalışmasıymış. Önceki gün Miami'de restoran halkla ilişkilerinde çalışan bir tanıdığım bu ünlülere 400'er bin dolar saçıldığını iddia ediyor. ''Durduk yere gelen 400 bin dolar fena mı, ayrıca P. Diddy hemen kendi vodka markasını da araya sıkıştırdı ve bir taşla iki kuş vurdu'' dedi. Kendi saflığımdan utandım, sosyal medya çağında kimse kimseyi bedavaya 'like'lamıyor. Nusret sonunda Time'a da haber oldu, ama bu sefer tatsız bir şekilde. Dergi, New York'taki lokantaya eleştirmenlerin arka arkaya yazdığı sert yazıları haber yaptı önceki gün. Türkiye'de de bol bol haber olan New York Post eleştirisinin dışında Eater'da etlerin kayış gibi olduğu yazılmıştı. GQ eleştirmeni de Nusret'i beğenmedi. New York için biraz acele mi edildi acaba? Nusret olmadığında lokantalar iş yapmıyor. Miami şubesi boştu mesela; geçen perşembe gecesi saat 20.42'de gözlerimle gördüm. Bir PR'cı tanıdığımdan Nusret'e öneri: ''İş modeli bir kabare gibi tuz atışını izlemek ve selfie çektirmek isteyenler üzerine kuruluysa lokantayı da buna göre organize etmek gerek. Bütün garsonları Nusret gibi giydirip, aynı gözlükleri taktırıp, aynı hareketleri yaptırarak adeta Disneyland’de bir şov gibi insanları çekmeli.'' 1983 yılında Erzurum'da dünyaya gelen Nusret Gökçe, maden işçisi bir babanın 5 evladından birisidir. Henüz iki yaşındayken ailesiyle birlikte Erzurum'dan Darıca'ya göç eden Nusret, maddi sebepler dolayısıyla Darıca Faik Şahenk Ortaokulu'nu altıncı sınıfta bırakmak zorunda kalmıştır. Meslek hayatına Bostancı'daki kasaplar çarşısında başlayan Nusret, uzun bir süre kasap çıraklığı yapmıştır. Büyük bir kasap dükkanında 10 ustayla aynı anda çalışan Nusret, günde 18 saat aktif olarak çalışmıştır. Et doğramadaki profesyonelliğini dar zamanda çok iş yapma konusuna borçlu olan Nusret, ilk olarak 2007 yılında İstinye Park'ta açılan kasap-restoran konseptinde çalışmaya başlamıştır. Bu deneyimin ardından dünya üzerindeki diğer restoran konseptlerini görmek isteyen genç girişimci, Arjantin'e doğru yola çıkmıştır. Cebindeki son parası ve kredi kartından çektiği 7 bin TL ile gittiği Arjantin'de kasapları ve restoranları gezen Nusret, sektör hakkında fikir edinmeyi başarmıştır. Türkiye'ye döndüğünde aynı işyerinde çalışmaya devam eden Nusret, bu deneyimleri işine aktarmayı başarmıştır. 'Lokum', 'Ceviz', 'Kafes' gibi et türlerini ilk kez kendisinin yaptığını iddia eden dünyaca ünlü restoran sahibi, bu kez yeni deneyimler için Amerika'ya gitmeyi kafasına koymuştur. Zor şartlar altında aldığı üç aylık Amerika vizesinin ardından New York'un en bilindik dört restoranında para almadan çalışmış ve yaptığı mönü New York Times'da yayınlanmıştır. Nusr-et Steakhouse, 2010 yılında Etiler’de Nusret Gökçe ve Mithat Erdem ortaklığı ile kurulmuştur. 2010 yılında başlayan Nusret Gökçe ve Mithat Erdem ortaklığı tüm Nusr-Et Steakhouse’larda hali hazırda devam etmektedir. 2009 yılına kadar tek olarak devam ettiği işletmesine, 2012 yılı itibariyle Doğuş Grubu ortak olmuştur. Eskiden bin 800 TL maaşla çalıştığını, şu an ise 400 çalışan istihdam ettiğini belirten Nusret, yaptığı etleri yemek için yurt dışından özel jetleriyle müşterilerinin geldiğini ve bunun kendisi için büyük bir mutluk olduğunu ifade ediyor. NUSRET'İN SOSYAL MEDYAYI SALLAYAN PAYLAŞIMLARI:'Im ready dedi' 'Müge Anlı kaybolan danaları da bulucam dedi' 'Herkes bize biz sana dediler' 'Fıstık ezmesi yapalım mı' dedi 'Davay davay dedi' 'Kuzuyu yatırdık :)' 'Benden fazla çalışıyorsun dedi' 'Parça güzel olunca ben' 'Sizi gidi heyvan eti yemisler dedi' 'No money no honey dedi' Bi ara beni de keser misin sen güzel kesiyormuşsun dedi' 'Rihanna da bizden yiyor' 'Derya kuzuları bunlar' 'Çiğ çiğ yerim dedi' Cem Yılmaz Şahan Gökbakar