Gündem Sakarya'daki kan donduran katliamın kurbanları Suriye'de toprağa verildi

Sakarya'daki kan donduran katliamın kurbanları Suriye'de toprağa verildi

Paylaş
Sakarya'daki kan donduran katliamın kurbanları Suriye'de toprağa verildi

Sakarya'nın Kaynarca ilçesindeki ormanlık alanda öldürülen Suriyeli 9 aylık hamile Emani el-Rahmun (20) ile 10 aylık bebeğinin cenazeleri, İdlib iline bağlı Cibale köyünde toprağa verildi. Yaşanan katliamın ardından Cani Birol Karacal'ın eşi boşanma kararı alırken babası da 'öyle bir oğlum yok' dedi. Caniler ifadesinde işledikleri suçu kabul ederken korkunç bir planlarının daha olduğunu iitiraf ettiler

Suriyeli hamile kadın Emani el-Rahmun (20) ile 10 aylık erkek bebeği Halaf el-Rahmun'un cenazeleri, dün akşam saatlerinde Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı karşısındaki Babül Hava kapısından Suriye'ye götürüldü. Cenazeleri teslim alan el-Rahmun’un babası Muhammed Abdülhadi Ali el-Rahmun, "Türkiye hükümetinden, bu iğrenç suçu işleyenleri en ağır şekilde cezalandırmasını istiyoruz." dedi. Bitkin olduğu gözlenen baba el-Rahmun, Türk yetkililere suçluları kısa sürede bulup tutukladığı için müteşekkir olduğunu söyledi.

ACILI BABA: SUÇLULAR TÜRK HALKINI TEMSİL ETMİYOR


El-Rahmun, "Bu işe bulaşan suçluların yaptıkları, Türk halkını hiçbir şekilde temsil etmiyor. Türk halkı bizim kardeş, Müslüman ve dost halkımızdır. Biz böyle düşüyoruz ve böyle de düşünmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Babül Hava sınırı kapısından, muhaliflerin kontrolündeki İdlib ilinin Cibale köyüne ambulansla götürülen cenazelere İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ekipleri de eşlik etti. İHH Suriye çalışmaları sorumlusu Erhan Yemelek, "Ailenin talebi üzerine kendilerine yardımcı oluyoruz. Türk yetkilileri cenazeyi Suriye’de bize teslim etti. Biz de kendi sivil savunma ekibimizle köylerine götürdük." dedi.


Sakarya öldürülen Suriyeli hamile kadın ve 10 aylık bebeğini uğurluyor



CİBALE KÖYÜNDE DEFNEDİLDİ


Cenaze törenine katılan acılı bir akraba, "Sakarya'da işlenen bu vahşet ne Türk halkını ile ne de Tük hükümetini temsil eder. Tek isteğimiz bu suçluların misliyle cezalandırılması." ifadesini kullandı. Öldüren anne ve bebek, namazın ardından dualarla son yolculuklarına uğurlandı. Suriyeli hamile kadın, 10 aylık bebeği ile Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde ormanlık bir arazide ölü bulunmuştu.


EŞİ BOŞANMA KARARI ALDI


Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde hunharca öldürülen Suriyeli 9 aylık hamile Emani El-Rahmun (20) ile 10 aylık oğlu Halaf El-Rahmun’un dün cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bize ne oldu ki, biz vicdanımıza ve merhametimize sığınan bebeğin katili olduk” derken gözyaşlarını tutamadı. Öte yandan Sakarya’daki vahşi cinayetlerin sorumlusu Cemal Bay ile Birol Karacal tutuklandı. Evli, bir çocuk babası Karacal’ın eşi ve babası Hürriyet’e konuştu.

'ÖYLE OĞLUM YOK'


Olayın ardından katil Birol Karacal’ın kendisini ziyaret ettiğini söyleyen babası İsmail Karacal şöyle konuştu: “Bu olayın nasıl yaşandığını bilmiyorum. Hasta olduğum için perşembe günü gündüz Birol yanıma gelerek, ‘Geçmiş olsun’ dedi. Sonra da çekip gitti. Ertesi günü öğlen saatlerinde Birol’un evinin önünde polis olduğunu gördüm. Polis Birol’un evini arıyordu. Olaydan bu şekilde haberim oldu” dedi. Oğlunun daha önce de cinsel saldırıdan dolayı 2.5 yıl cezaevinde kaldığını söyleyen baba İsmail Karacal, “Ben şu anda hiçbir şey düşünemiyorum. Benim öyle bir oğlum yok. Onu sildim. Onunla asla bir daha görüşmek istemiyorum. Mağdurların ailelerine ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok üzülüyorum. Perişan haldeyim. Annesi, ‘Bunu doğuracağıma keşke taş doğursaydım. Bu ne biçim çocukmuş’ diyor.”

'AĞABEYİM GERİ DÖNMEYEBİLİR'


Suriye’deki ailelerinin de vahşeti öğrendiklerini söyleyen Halid El Rahmun kardeşi Muhammet El Rahmun ise “Biz 3 kardeş 4.5 yıl önce Suriye’nin İdlib kentinden Türkiye’ye geldik. Burada çalışıyoruz. Ben ve en küçük kardeşim İsmail, Sakarya merkezde oturuyoruz. Abimle yengem Kaynarca’da oturuyor. Üç kardeş burada çalışarak kazandığımız parayı Suriye’deki ailemize gönderiyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de hiçbir sorun yaşamadık. Ama bu olay oldu. Halid amcamızın kızıyla evlendi. Buradaki vahşeti Suriye’deki ailemiz de öğrendi. Onlar da yaşananları yakından takip ediyor. Bütün ailemiz çökmüş durumda. Cenazeleri defnetmek için Suriye’ye gideceğiz. Orada bir ay kalacağız. Halid geri dönmeyebilir” dedi.


EŞİ: AYNI SOYADINI TAŞIMAYACAĞIM


Olay gecesi evde uyuduğunu söyleyen Birol Karacal’ın eşi ise, “Ben de bir anneyim, karnında çocuk olan bir kadını ve bir bebeği öldürenleri en ağır şekilde lanetliyorum. Bu yaşananlar insanlık dışıdır. Ben bundan sonra onunla asla aynı soyadı taşımayacağım. Çocuğumun da bu soyadını taşımaması için gerekli olan her şeyi yapacağım. O adam artık benim çocuğumun babası değil. Benim de hiçbir şeyim değil. İki gündür uyuyamıyorum. Uyuduğumda o masum insanları yüzü gözümün önüne geliyor. Bu vahşeti lanetliyorum” dedi.

YAKALANMASALARDI BİR KATLİAM DAHA YAPACAKLARDI


Cemal Bay ve Birol Karacal, işledikleri vahşeti itiraf etti.

Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde 9 aylık hamile olan Emanu El Rahmun’a (20) tecavüz ederek öldüren, 10 aylık oğlu Halaf Al Rahmun’u boğan Cemal Bay ve Birol Karacal, işledikleri vahşeti itiraf etti. İki saldırgan aynı fabrikada çalıştıkları Suriyeli Halid Al Rahmun’u cezalandırmak için gece balkondan eve girdiklerini söyledi. 10 aylık Halaf’ı bezle boğarak öldüren saldırganlar, bebeği ve kadını ormanlık alana götürdü. Baygın haldeyken tecavüz ettikleri kadını başına odunla vurarak öldürdü. Kadını ve bebeği çalıların altında gizleyen saldırganlar, baba Halid’i öldürme planından, havanın aydınlanması üzerine vazgeçtiklerini anlattı.

Kaynarca Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifadesi alınan Cemal Bay, şunları anlattı:

Bayanın eşiyle aynı fabrikada çalışıyorduk. Kendisiyle aram soğuktu ancak Birol'un onunla arası iyi değildi. Aralarında üç gün önce dövüşmeye varan bir husumet olmuştu. Bunun üzerine Birol bana Halit’in eşine tecavüz ederek öldürelim diye bana geldi. Ben de kabul ettim.

İkimiz Halit’in evine yürüyerek, Halit’in evde olmadığı bir zamanı gözeterek, balkondan birlikte girdik. Kadın yer yatağında yatıyordu. Yanında bebek vardı. Bayanın üzerine önce Birol atladı. Bayan kendisini savununca Birol ensesine vurmaya başladı. Ben de yumrukla vurdum. Birol on aylık çocuğun boğazını bezle sararak, yer yatağında sıkarak boğdu. Bebekten ses gelmeye başlayınca ben de boğazını bezle sıkarak boğdum.

Kadını ve çocuğu evden alıp arabaya koyduk. Ormanlık alana gittik. Birol ve ben kadına tecavüz ettik. Kadını ve çocuğu başka bir ormanlık alana götürdük. Kadının kafasına Birol ile odunla vurarak öldürdük. On aylık çocuk yanımızda ve ölü idi. İkisini ormandaki ağaç ve çalı parçalarıyla kaparak gizledik.

KOCASINI DA ÖLDÜRECEKTİK


Gizledikten sonra Birol’un babasının evine gittik. Evin önündeki küreği aldı. Tekrar olay yerine giderek, çukur kazmaya çalıştık. Fakat zemin sert olduğu için kazamadık. Tekrar ağaç ve yaprak dallarıyla gizledik. Kaynarca’ya gelince Halit’in evine gittik. Birol’un yanında kurusıkı tabanca vardı. Halit’in eve gelmesini bekleyip öldürme niyetimiz vardı. Herhangi bir delil ve iz bırakmamak istiyorduk. Kabul edemedim, eve bırakmasını söyledim.

Diğer cani Birol Karacal ise sunları söyledi:

Bayanın eşiyle iş yerindeki meselelerden ötürü aramızda tartışma çıkmıştı. Bunun üzerine Cemal ile plan yaptık. On aylık çocuğu Cemal boğdu, kadını bayılttı. Ben yardım ettim. Daha sonra kadını Cemal’in sırtına verdim. Ben de çocuğu aldım ve bana ait arabayla ormanlık alana gittik. Ormanda ben ve Cemal kadına tecavüz ettik. Tecavüzden sonra odunla Cemal vurdu. Ben vurmaya kıyamadım. Kadını öldürdükten sonra üstünü çalı çubukla saklayarak, araçla ayrıldık. Kocasını öldürme kararı aldık ancak hava aydınlanmaya başlayınca bu işten vazgeçtik. Benim niyetim, iş yerinde Halit’le geçinemediğim için kadına tecavüz etmekti. Ancak Cemal ile birlikte olayın gelişimiyle öldürmeyi de kararlaştırdık.

Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, baroya ait kadın ve çocuk hakları merkezinin davaya müdahil olacağını belirterek “Bu vahşetin takipçisi olacağız” dedi. Kazan, “Bu ifadelerin güvenlik gerekçesiyle Sakarya’da alınması daha doğru olurdu” dedi. (Hürriyet)