‘Jet Sosyete’de müthiş bir sahne izledim geçen gün… Cengiz rolündeki Cengiz Bozkurt; karısı Gizem’in yani Gülse Birsel’in akıl almaz harcamalarından bıkıp ona ders vermek için kredi kartına el koyuyor, “Bundan sonra sana asgari ücret veriyorum, onunla geçinmeyi öğren” diyor...
Gizem de ne yapsın, komşudan asgari ücretle geçinme yollarını öğreniyor; pazara gidiyor, turşu kuruyor, sofrayı ucuz malzemeyle donatıyor falan.
Paradan gözü dönmüş halinden sıyrılınca gözündeki perde de kafası da açılıyor; birden kocasının kısa ve yaşlı olduğunu fark ediyor! “Aaa dur bakayım sen kısaymışsın Cengiz”, “Cengiz sen yaşlandın mı?” diye sorup duruyor, anlamaya çalışıyor.
Para sayesinde insanları, olayları ne kadar farklı gördüğümüz bundan daha iyi anlatılabilir miydi? Aynısını bir arkadaşım anlattı…
Kocasının işleri bozulmuş, borçları varmış, hayatları değişmiş, eskisi gibi değilmiş. Geçenlerde fark etmiş kocasının yaşlandığını; “Kemikleri erimiş, küçülmüş gibi geldi” diye devam edince ağzımdaki çayı püskürttüm! İşte dedim, Gülse’nin başarısı burada! Müthiş gözlem yapması, gerçekleri komedi sosuyla sunması.
Çok komik bir sahneydi. Sonunda ne mi oldu? Cengiz, karısının gözü iyice açılıp kendisini terk etmesin diye kredi kartını geri verdi, pırlanta hediye etti. Başka söze gerek var mı?
Şirin Sahneden inmek yok!
Meclis’teki bir tiyatro gösterisinde kadın oyuncuların sahneye çıkarılmadığı ortaya çıkınca, kadın oyuncular sosyal medyadan tepkilerini gösterdi.
“Kimse bizi Ortaçağ karanlığına sürükleyemez”, “Yanınızda, karşınızda kadın görmeye alışacaksınız” diyerek bu durumun kabul edilemez olduğunu haykırdı.
İlk Müslüman kadın oyuncu Afife Jale’nin sahneye çıkmasının üzerinden 100 yıl geçtikten sonra olanlara bakın! Ama kadınlar direniyor... Boşuna demiyoruz, kadınlar bu ülkenin geleceğidir diye. Ve sahne erkeğin olduğu kadar kadınındır, nokta.
Bu çocuklar bir harika
Bu hafta vizyona giren ‘Bizim Köyün Şarkısı’ bir çocuk filmi. Çocuklar için yapılmış ama bir çizgi film ya da animasyon değil...
Başrollerinde yetenekli çocukların yer aldığı; arkadaşlığı, dostluğu, paylaşmayı öğreten ciddi bir çocuk filmi. Başrolde Berat Efe Parlar ve Esat Polat Güler gibi şöhretli çocuklar olunca da youtube’taki kanalım ‘Bazıları Şirin Sever’ için röportaj yaptım onlarla.
Berat 14, Esat 11 yaşında. Ayakları yere basıyor, daha şimdiden ne istediklerini biliyorlar ve “Hayatımın sonuna kadar oyunculuk yapacağım” diyecek kadar netler.
Onları dinledikçe, ‘o yaşlarda ben ne yapıyordum acaba?’ diye düşündüm. Maalesef hiçbir şey! Ne istediğini bilmeyen, o yaşta bunları düşünmesi gerektiğinin bile farkında olmayan biriydim. Bu çocuklarla günlerce vakit geçiren ekipten bir arkadaşım da aynı duygular içindeymiş meğer.
“Ekiple mesaim bitip eve gittiğimde, çocuklarım bana nasıl yavan geldi anlatamam, neredeyse ‘odana git, gözüm görmesin seni’ diyecektim” dediğinde kahkahalar attım.
Askıda bilet var
Bundan böyle herhangi bir etkinlik için Biletix’e girip bilet aldığınızda, fazladan bilet alıp ‘Askıda Bilet’ kampanyasına bırakırsanız; üniversite öğrencileri de sayenizde bir etkinlik izleyebilecek.
Askıda ekmek, askıda kahve, hatta yeni yeni görmeye başladığım askıda simit uygulamasından yola çıkan Biletix ne güzel düşünmüş. Üniversitelileri sanatla buluşturmak isteyenlere duyurulur…
Sultan-ı Yegah yorumu
Sosyal medyada yeni bir tartışma... Mor ve Ötesi’nin 80’li yılların ünlü şarkısı ‘Sultan-ı Yegah’a yaptığı cover dinleyenleri ikiye böldü.
Türk rock ve pop müziğinin en önemli gruplarından Mor ve Ötesi, 20’nci yılları münasebetiyle; Attila İlhan’ın sözlerini yazdığı, Ergüder Yoldaş’ın bestelediği ve Nur Yoldaş’ın seslendirdiği, kült olmuş ‘Sultan-ı Yegah’ parçasını yeniden yorumladılar.
Harun Tekin’in söylediği bu cover’ı seven kadar “Eski parçaların peşini bırakın artık”, “Kim izin verdi buna?” diyenler de oldu. Ben de ikinci gruptayım! Sıradan bir rock parçası haline gelmiş, orijinalindeki ritim ve duygu yok olmuş. Ama zevkler ve renkler tartışılmaz...
Siz de internete girin ve iki yorumu da dinleyin derim. Ha işin en güzel yanı ne? Böyle bir şarkıyı genç jenerasyonla tanıştırmaları, bize de yeniden hatırlatmış olmaları. ‘Vay be eskiden ne şarkılar yapılıyormuş’ diye dinleriz artık.
01 Nisan 2018, Pazar 05:00
Haberin Devamı