Muhtemelen kimselerin dikkatini çekmedi bu haber çünkü içinde iyilik vardı, yüksek dozda insanlık vardı. Ama okurken tüylerimi diken diken eden, gözlerimi yaşlarla dolduran bu haber minicik sütunlarda kalsın, arada kaybolsun istemedim.
Konu şu: Maddi manevi imkansızlıklar yaşayan Kayseri Erciyesspor, geçen hafta Diyarbekirspor’la deplasmanda yapacağı maç için 10 saat süren bir otobüs yolculuğu yapıyor, otelde kalacakları paraları olmadığı için de geceyi Diyarbakır’da maça çıkacakları tesisin kapısında otobüste geçiriyor.
Sabah tesise gelen Diyarbekirspor yöneticileri, otobüsteki kafileyi görünce bir ihtiyaçları olup olmadığı soruyor, ardından ekibi kahvaltıya götürüyor. Maçı 10-1 gibi farklı bir skorla kaybediyor Erciyesspor ve maçın bitiş düdüğü ile futbolcular gözyaşlarına hakim olamayıp ağlıyor.
Diyarbekirspor takımı galibiyete sevinmeyi bırakıp, rakip takımın futbolcularına sarılıyor, taraftarlar ise kendi takımlarına sevinmek yerine rakip takım için sloganlar atıp “Paranız yoksa onurunuz var” diye tempo tutuyor. ‘İnsanlık ölmemiş, iyilik güzellik hala varmış’ diyor insan... Maçı da kimse değil, kardeşlik dostluk kazanıyor aslına bakarsanız. Ama insan merak ediyor...
Kayserili onca zengin işadamı niye bu futbolculara destek olmaz, hiç değilse asgari düzeyde ihtiyaçları karşılamaz? Futboldan anlamam ama o kadar mı zor dinlenmeden, kahvaltı yapmadan maça çıkan futbolculara iyi şartlar yaratmak?
Bu ikiliyi ilk kez izledim, şaşkınım!
Bugüne kadar hiç ilgimi çekmediler, kadrajıma girmediler. Hiçbir filmlerini de izlemedim, o 7 milyonluk ‘Düğün Dernek’ de dahil. Şimdi yeni filmleri ‘Ailecek Şaşkınız’ vizyonda ve bir arkadaşım sürükledi beni... Selçuk Aydemir’in kaleminden çıkan, kendi usüllerince şirket yönetmeye çalışan iki megaloman arkadaşın hikayesi itiraf edeyim çok eğlenceliydi.
Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in röportajlarına da baktım, sahiden komikler. “Bu filmde çok güzel görünüyoruz, önceki filmlerde hep atletle geziyorduk” demişler. Filmde kullandıkları Lamborghini’den ise pek memnun değiller; “Çok güzel araba ama çatalı göstermeden inemiyorsun, paranla rezil oluyorsun” diyor Murat Cemcir.
Bu arada filmde sürekli soyunup, baklavalarını gösteren bir Ahmet Kural var. Bu sahneler için 10 ay çalışmış, hakkını da veriyor. Yakışıklı adamların komik görünme çekinceleri vardır ya, Ahmet Kural bunu aşmış. Çağlar Ertuğrul da dizilerdeki o robotumsu, yakışıklı jön halinden sıyrılmış, çok sevimli bir karakter olmuş.
‘Öpüşmem’ dedim Cengiz Bozkurt’u öptürdüler!
Bu arada filmin en komiği her zaman olduğu gibi yine Cengiz Bozkurt. Kızı Saadet Işıl Aksoy’u zengin işadamı Ahmet Kural’la evlendirmeye çalışan baba rolünde kahkahalara boğuyor.
Hele hastanede kalp krizi geçirirken Ahmet Kural’ın ona suni teneffüs yaptığı sahnede salon yıkıldı, kahkahalar bitmedi. Cengiz Bozkurt’un mimikleri, hareketleri müthiş ötesiydi! Ahmet Kural bu sahne için de şöyle diyor: “Kurallarım var dedim ama dinlemediler.
Düşün, hiçbir filmde kimseyle öpüşmemişim, gel suni teneffüs sahnesinde Cengiz Bozkurt’u öp! Olacak şey mi?” İzleyin bu filmi derim.
Meditasyon arındırmaz
“Kime sorsan meditasyon, pilates, yoga yapıyor; ‘arınıyoruz’ diyor. Bunu pratikte göremiyoruz... Bacak açmakla olmaz, beynini arındırman gerekiyor” demiş Neslihan Atagül.
Bence on numara beş yıldız laf etmiş. Olaya çok şahane yerden bakmış. Kime sorsan güya arınıyor, meditasyon yapıyor, sakinleşiyor ama bunu diyene bakıyorsun, hiç olmamış ki!!!
Geçenlerde okudum: Dört bilim adamı yaptıkları araştırma sonrasında meditasyonun olumlu etkilerinin anlık olduğunda karar kılmış.
Psikiyatr Armağan Samancı da aynı şeyi söylüyor: “Meditasyon ve diğer gevşeme teknikleri sakinleştirir ama bu değişim en fazla bir saat sürer. Esas etki tarzını belirleyen insan beyninin yapısıdır!” Yani kendinizi kandırmayın, çok da kasmayın diyorum.
11 Mart 2018, Pazar 05:00
Haberin Devamı