Önce ortak aday arandı ama aklın yolu galip geldi; ilk turda muhalefeti birleştirebilecek bir aday olsa olsa Atatürk olurdu, o da hayatta değil! O kadar birbirine benzemez, ama ortak paydaları parlamenter demokrasi, daha fazla özgürlük ve herkese refah olan bir heterojen grup, AKP, MHP karşıtı muhalefet: CHP, İyi Parti ve Saadet!
Hatta buna ittifakın içinde olmayan, ama son tahlilde, onların da oyunun alınması gereken Kürtleri de koyun bir zahmet. CHP’nin adayı dışında herkesin adayı belli oldu. Çünkü CHP’nin de adayını belirlemesi kolay değil. Demokrasinin “oldukça” işlediği bir parti, hele seçmenleri hayli demokrat, yani biat kültürü geçerli değil, tartışma ve kendi fikrinin en doğrusu olduğuna inanma söz konusu.
Parti yönetimi, Genel Başkana adayı belirleme yetkisini verdi. Cuma günü aday açıklanacak. Herkes, hatta en çok da Devlet Bahçeli, meraktan ölecek. Kılıçdaroğlu, adayını tarif etti: her kesimden oy alabilecek, ekonomiden anlayacak, parti içinden olması da şart değil, hitabeti güçlü. Çünkü seçim eğer ikinci tura kalırsa, bu muhtemelen CHP adayı olacak ve bu adaya hem Saadet Partili, hem Kürt, hem İyi Partililerin oy vermesi gerekecek.
Bu kıstaslara bakarak muhtemel adayları tahmin edebilir, aday olma heveslilerinin de üstünü çizebilirsiniz. Muhtemelen Cuma günü açıklanacak aday, bütün CHP’lileri tatmin etmeyecek. Çünkü kolay beğenmeyiz, ancak razı olabiliriz. İşte tam da bu aşamada kazanmak isteniyorsa asıl dikkat edilmesi gereken başka bir nokta var: seçime katılmak!
Sandığa gitmeyenler
Gezici’nin anketine göre 2014 seçimlerinde 14 milyon seçmen sandığa gitmemiş. Bunlardan yüzde 55’i CHP seçmeni. Başka bir ankete göre de başka bir seçimde 5 milyon CHP’li seçmen sandığa gitmemiş. Bazı veriler de özellikle yeni seçmenlerin, yani gençlerin sandığa gitmediğini ortaya koyuyor.
Nedense sandığa, özellikle şehirlerde, adayı beğenmedim mazereti altında, eğitimi yüksek seçmen gitmiyor! Ama şikayet etmeye, çünkü siyasetle ilgileri de var! Düzeni değiştirmek isteniyorsa sadece sandığa gitmek de yetmiyor, sandık başında görev almak, başında durmak gerekiyor.
Bunun için CHP Parti Meclisi üyesi Mehmet Ali Çelebi’nin örgütlediği olmak üzere birkaç grup var. Eleştirmek için çorbada tuzumuz, hakkımız olmalı değil mi?
1 MAYIS BAYRAMSA RAHAT BIRAKIN
Kutlanacaksa adam gibi kutlansın, kutlanmayacaksa da kaldıralım! 1 Mayıs, Yemen, Suud gibi ülkeler dışında coşkuyla kutlanan bir Emek Bayramı. AKP ilk geldiği yıllarda pek bir özgürlükçü olduğu için, yasakları kaldırmış, hatta Taksim’de bile kutlanmıştı. Ama köprülerin altından çok sular aktı. OHAL’de yaşıyoruz artık.
Önceki gün de Taksim’e, Kızılay’a çıkma yasağı yüzünden koskoca İstiklal Caddesi tamamen kapatıldı. Burası, dünyanın en hareketli alışveriş ve eğlence caddelerinden. Ekonomik kaybı, İstanbul’a gelen turist sayısını düşünün. İnsanlar ayıplı gibi polis barikatlarının önünden baktı bomboş caddeye. Metro, otobüs, tünel, şehrin merkezinde çalıştırılmadı.
Ankara’da ise polis dört kadına, evet sadece 4 kadına, orantısız güç uyguladı, 75 yaşındaki bir kadını darp etti, bir diğerinin saçlarını yoldu. Zaten dört kadına orantılı güç nasıl olabilirdi ki? 1 Mayıs İşçi ve Emek Bayramı kutlu oldu!
Niye bölüyorsunuz?
Seslerini yeterince duyuramayınca İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri çareyi gazetelere tam sayfa ilan vermekte buldu. Türkiye’nin en köklü, en eski, en prestijli üniversiteleri, üstelik akademiye hiç sorulmadan, fikirleri alınmadan alelacele bölünmek isteniyor.
Hangi kamu yararı için? 16 yılllık iktidarın, yap boz kararlarıyla eğitime, dolayısıyla gençlere ve ülkeye verdiği zarar çok.
Seçim öncesi ortalık karışıkken oldu bittiye getirmek yerine konunun tartışılması gerekiyor. O üniversitelere kolay girilmiyor, kolay mezun olunmuyor, bunu en iyi diploması olmayan bilir!
03 Mayıs 2018, Perşembe 05:00
Haberin Devamı