Oturarak çalışanlarda kıl dönmesi riski daha fazla
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İsmail Özsan, özellikle uzun süre oturarak çalışan kişilerde kıl dönmesi riskinin daha yüksek olduğunu belirtti
27 Mart 2017 , Pazartesi 17:01
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İsmail Özsan, erkeklerde sıkça görülen kıl dönmesi hakkında bilgi verdi. Op. Dr. Özsan, kıl dönmesini, derinin iç tabakasına ilerleyen kılların oluşturduğu kronik iltihap durumu olarak tanımlayarak, kıl dönmelerinin dökülen kılların yer çekimi etkisiyle vücuttaki çukur alanlarda birikerek oluşabileceğini, en sık kuyruk sokumu, göbek deliği ve genital bölgede görülebileceğini söyledi.
GÜNLÜK BANYO ÇOK ÖNEMLİ
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İsmail Özsan, risk faktörleri arasında kıl yoğunluğunun fazla olması nedeniyle erkeklerde daha sık görüldüğünü; ancak kadınlarda da görülebileceğinin altını çizdi. Özcan, uzun süre oturarak çalışan kişilerde kıl dönmesinin görüldüğünü ifade ederek, kıl bakımından yoğun yapıdaki vücutlara sahip kişilerin kişisel hijyenine dikkat etmesi gerektiğini ve günlük banyo ve bu bölgede travma yapmadan temizliğin çok önemli olduğunun bilgisini verdi.
TEDAVİDE KIL BÜYÜKLÜĞÜNÜN ÖNEMİ
Op. Dr. İsmail Özsan, "Hastaların ancak çok şiddetli ağrılar çektiği ve kızarıklık apse geliştiği zaman bize başvuruyorlar. Hastalar irin akması, kanlı akıntı olası nedeni ile olayın iltihap olduğunun farkına varıp bunun antibiyotikler ile çözülebileceğini düşünebilirler. Olayın mekanizmasına baktığımızda deri altına giren kılı yok etmede başarılı olmadığı için, akıntı oluşmakta, akıntı olması kötü bir durum veya antibiyotik tedavisi gerektiren bir durum değildir. Bilakis akıntı oluşmaz ise bu bölgelerde apse oluşma riski artmaktadır. Apse oluşması durumunda apsenin boşaltılmasından sonra antibiyotiklerden faydalanıyoruz. Lazer gibi tedaviler hastalığın derecesine göre önerilebilmektedir. Tedavi planlanmasında öncelikle kıl dönmesi büyüklüğü önemlidir. Açık bırakma ameliyatları halen düşük oranlarda tekrar riski olan ameliyatlardır ancak üretim çağındaki bireylerin her gün pansuman yaptırmaları ve yara kapanmasının uzun sürmesi gibi dezavantajları vardır" dedi.
Op. Dr. İsmail Özsan, şöyle devam etti: "Öncelikle uygun olan her vakaya mikrosinüsektomi uygulamaya çalışmaktayız burada yaklaşık 0.5 santimetreden kıl dönmesi kisti çıkarılmakta ve dikişler kapatılmaktadır. Ameliyat sonrası hastaların konforu uygun ve mükemmel derece olmalıdır. Cerrahiye uygun olmayacak vakalarda flep çevirme cerrahisi uygulayarak hastaların erken dönemde hayatlarına devam etmelerini sağlamaktayız. Yani tekrar riski her zaman olan bir durum için önce küçük işlemler uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz. Yürüttüğümüz mikrosinüsektomi vakaları ile ilgili çalışmalar sonucunda 2 yıllık nüks oranlarımızın diğer yöntemlere benzer olduğunu görmüş olmamız bizi bu yolda ısrarla devam etmemiz gerektiğini düşündürmektedir."
Haberin Devamı