Yazgülü AldoğanAncak Deniz Yıldızı’nı kurtarıyorlar!

HABERİ PAYLAŞ

Ancak Deniz Yıldızı’nı kurtarıyorlar!

Haberin Devamı

O hikayeyi bilir misiniz? Kumsalda, bir küçük çocuk, dalgaların attığı deniz yıldızlarını güneşten kavrulmasın diye tekrar denize atıyormuş. Yanından geçen bir büyük, o kadar çoklar ki demiş, ne işe yarıyor bu çaban?

Kurtarılanlara demiş çocuk, bir tanesini daha denize atarken, bak, bu kurtuldu!

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de 29 yıl önce bir avuç gönüllü tarafından kurulduğunda kimi kurtarsak kârdır amacı güdüyordu!

Geçen süre içinde açılan 109 şubesi ve gönüllülerinin çalışmasıyla, 100 binden fazla çocuğa burs vermiş, yurtlar, eğitimevleri, kurslar, yaz kampları açmış, kurultaylar etkinlikler düzenlemiş. O kadar çok deniz yıldızını kurtarmışlar ki!

Karanlığa karşı

Kimden mi, neden mi? Karanlıktan! Cahillikten, yobazlıktan. İlk kuruldukları yılı hatırlıyorum. O zaman itibarlı olan şimdinin baş düşmanı FETÖ’nün yurtları, okulları dersaneleri ülkeyi ahtapotun kolları gibi sarıyordu. Çağdaş Yaşam adını bunun için almışlardı.

Güya bir sivil toplum hareketi olan Hizmete karşı bir başka sivil toplumu harekete geçirmek için. Bunun bedelini de az ödemediler. FETÖ’nün mahkemelerinde Ergenekoncu olarak yargılandılar. Haklarında 60’a yakın dava açıldı.

ÇYDD’nin kurucusu Türkan Saylan, baskı ve üzüntüden hastalanıp kemoterapi görürken evini basıp aradılar, arkadaşlarını gözaltına aldılar. O dönem bitti de ne oldu, baskılar bitti mi? ÇYDD ve 78 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu, LABEP’in sözcüsü ÇYDD’nin 9 yıldır başkanı olan Prof. Dr. Aysel Çelikel, kimi çevrelerce hedef tahtası haline getirildi! Kimin rahatsız olduğu belli. Eğitimde kalite düşüyor, laik eğitimin yerini dinsel eğitim alıyor.

Herkesin görevi

ÇYDD ise sadece eğitim bursu veren bir kurum değil. 800 öğrenciye mentorluk veriliyor, çocuk klübünde kodlama öğretiliyor. Çocuklarımızı birer deniz yıldızı olmaktan da kurtarmalı.

Anneler babalar, öğretmenler, onlara yardım eden gönüllüler, hepimize çok büyük bir görev düşüyor: karanlığa karşı mücadele! Bütün çocuklar okula gidecek, laik, cinsiyet eşitliği öğretilen iyi bir eğitim alacak. İstemedikleri okullara, imam hatiplere zorla gönderilmeyecek.

Devlet vermiyorsa çağdaş eğitimi sivil toplum verecek. Kızlar küçük yaşta evlilik adı altında tacize maruz kalmayacak. Çocuklarımıza sahip çıkacağız, onlar bizim geleceğimiz, ülkemizin aydınlık yarınlarını onlar oluşturacak!

Don Kişot, yeldeğirmenleri ve bale

Çok uzun zaman olmuştu bir bale gösterisi izlemeyeli ve artık hiç olmayacak diye düşünmeye başlamıştım ki İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nden Don Kişot Balesi geldi!

AKM kapatıldığından beri İDOB, gösterilerini Süreyya Operası’nda gerçekleştiriyor. Salon küçük ama çok güzel, Don Kişot gibi büyük planlı oyuna da yetmiş. Ayşem Sunal Savaşkurt’un sahneye koyduğu Don Kişot, ünlü bir İspanyol öyküsü ama müzik Avusturyalı bir besteci, Minkus’un. İki perdelik balede “Çingenelerin Kampı”, “Rüya Sahnesi”, Düğün gibi kalabalık sahneler çok hareketli.

Ancak Deniz Yıldızı’nı kurtarıyorlar

Baş rollerde Gizem A. Tuncay, Melih Mertel teknik ve artistik performansta büyük başarı sergiliyor.

Seyretmeye değer

Tabii bale, iki kişinin uzun alkış aldığı ama gerek sahnede gerek perde arkasında, çok büyük bir ekip çalışması olan bir sanat dalı.

Don Kişot Balesi gibi kalabalık bir prodüksiyon da öyle, kostümlerden dekora, ışığa, uzun zamandır İstanbul’da izlediğim en iyi prodüksiyon.

Mart ayı içinde Süreyya Opera Sahnesi’nde, 18 Nisan’da ise Zorlu PSM’de sergileniyor. Monte Carlo Balesi’nde danseden Melih Mertel’i de kaçırmayın derim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder