Metropollerin yoğun iş temposu, stresi, güvenlik sorunu, trafiği, hava kirliliği, hayat pahalılığı ve gürültüsünü yıllarca çekip de Ege’nin bir sahil kasabasında yaşama hayali kurmayan kimse yoktur. Önceden bunu başarmak için radikal kararlar almak gerekirdi.
Örneğin emekli değilseniz büyük şehirde yaptığınız işi oralarda bulamayacağınız için çalışma alanınızı değiştirmeniz şarttı. Buna da mevcut hayat koşullarında kimse cesaret edemezdi. Şimdi dijital dünyanın sunduğu sonsuz nimetler sayesinde bu hayali gerçekleştirmek için tüm engeller ortadan kalktı. Çünkü artık tarımdan hayvancılığa, tekstilden enerjiye, alım-satımdan halka ilişkilere kadar onlarca alanda her işin odağında teknoloji var.
Yani tüm hayatı hafta sonuna sıkıştırmanın, mutsuzluğu ve stresi her gün yaşamanın, huzur ortamını ertelemenin hiçbir anlamı kalmadı. Sağlığımız bozuluyor farkında değiliz. Zenna’nın son araştırmasına göre Türkiye’de 4 kişiden biri mutsuz. Büyük şehirlerde yaşayan 10 kişiden 8’i mütevazi bir şehre göç etmek istiyor. Bunların da büyük kısmı şimdiden oralarda neler yapılır diye araştırmaya başlamışlar.
Her iki kişiden biri ‘akıllı şehir, tarım, hayvancılık vb. konularda daha fazla bilgi sahibi olsaydım bu daha küçük bir şehre göç ederdim’ diyor. Sürekli arayış içerisinde olduğumuz bu dönemlerde yeni nesil teknoloji, fırsatlar kapısını ardına kadar açtı. Yapmanız gereken tek şey bu dünyayı biraz benimsemek… Gerisini dijitalleşme hallediyor zaten.
Mobile alışın artık
Dünya ortalamasının bile yüzde 40’a yaklaştığı mobil çalışma oranında Türkiye son sıralarda. 10 kişiden 7’si kendilerine şirketleri tarafından böyle bir çalışma imkânı sunulmadığını belirtiyor.
Çalışanların yüzde 74’ü ‘eğer işleri uzaktan, mobil olarak yapma imkânımız olsaydı, daha küçük bir şehre göç ederdim’ diyor. Yani mobil çalışmak mutlulukla eşdeğer sayılıyor. Dijital teknolojiye adapte olamayan şirketlerin 5 yıl içerisinde yok olacağına şirket sahipleri neden inanmıyor anlamak güç.
Anlayanlar da yönetim kuruluna genç nesilden birilerini atıyorlar ki teknolojiyi kaçırmasınlar. Bir yöneticinin teknolojiyi benimsememesi o şirketin batmaya başlamasıdır. Hayatı lütfen zorlaştırmayın.
Ucuz telefon modası
Acımasız rekabetin yaşandığı akıllı telefon dünyasında orta ve üst segment arasında pek bir fark kalmadı. RAM’ler ve işlemciler, yükseleceği kadar yükseldi, kameralar ve bataryalar güçleneceği kadar güçlendi.
Yerliler yabancı teknolojiyi yakaladı, hatta tasarımda öne bile geçtiler. Olağan dışı özelliklere ihtiyacı olan belli bir zümre dışında bir telefona 5-6 bin TL vermenin anlamı kalmadı. Gereksiz özentileri bitirin artık.
Hoşçakal Usta
Bir sanatçı düşünün… Tüm replikleri hafızalara kazınmış... 200’ün üzerinde film, bir o kadar da tiyatro yapmış… Siz deyin Mahmut Hoca, ben diyeyim Yaşar Usta…
Hele bir de ‘Atma Ziyaaa’ demesi yok mu? Her seferinde aynı kahkaha mı atılır be kardeşim. Atılıyor işte… Çünkü o filmler parayla değil duyguyla çevrildi.
İçerisinde milyonlarca ruh var. Hiçbir zaman ölmeyeceksin büyük usta. Ne mutlu sana, ne mutlu Kemal Sunal’a, Tarık Akan’a, Zeki Alasya’ya, Halit Akçatepe’ye…
06 Ocak 2018, Cumartesi 18:00
Haberin Devamı