Televizyon eleştirmenlerinin en çok takıldığı ayrıntı dizilerde kullanılan şivelerdir. Mesela “Çukur”da (Show TV) Vartolu karakterinin şivesi gibilerinden bahsediyorum...
Olmaz, oturmaz, sakil durur ve çoğumuz “bak bir açık bulduk” diye üstüne atlarız. Bir düzelme ya da düzeltme olur mu; olmaz! Ama bu kez oldu. Senaristler öyle tersten çaktı ki, Vartolu’yu bir anda Erbaa şivesiyle konuşurken bulduk. Arada kendini Türkçe öğretmeni bile yaptı. Bu da demektir ki izleyici kapalı kutu bir karakterle karşı karşıya...
Sadece o mu; kağıt toplayıcısı ve keskin nişancı Aliço, zekasına rağmen ailesinin ötekileştirdiği Selim, şimdilik “Beyefendi” olarak geçen meçhul karakter, içerde yatan ve ismi sadece bir bölüm anılan Cumali dizi ilerledikçe şaşırtacak karakterlerden sadece birkaçı...
“Çukur” dizisi “Ezel” ve “İçerde” gibi insan tahlilleriyle dolu bir analiz dizisi olacak.
Ve dilerim “İçerde”de havada kalan “kebapçı” ve “emniyet müdürü” ilişkisi gibi “aslında bu denli düşman olacak ne yaşanmıştı” dedirtmeyecek. Umarım, dilerim, temenni ederim; bekliyorum!
Yapımcısı eşi mi olacak?
Zuhal Topal’ın FOX görüşmesi bir noktaya gelmiş. Bir de küçük ayrıntı. Yapımcısı olarak eşi Korhan Saygıner’in adı geçiyormuş...
Kendi adıma şaşırmadım. Eşlerin iş birliği belki de iyi bir seçimdir. Mesela Esra Erol ve Ali Özbir bunu başardı. Zuhal Topal da başarırsa yeni bir aile kolektifiyle tanışmış olacağız...
Ha, “bir miktar mesleki bilgi de gerek” diye düşünüyor olanlara bir not; bizde bilgi yola çıktıktan sonra edinilen bir şey. Bu yüzden çuvallayanlar da az değil. Bakacağız artık!
Hep aynı gömlek giyilir mi?
“Kalk Gidelim” neşeli bir dizi. TRT 1 bu sezon bu tür aile işlerine ağırlık verdi. Şimdilik ortalıkta toz dumana karıştığı için “Aslan Ailem”, “Kalk Gidelim” ve kısmen “Yalaza” isimli diziler reyting tablosu içinde kayboluyor. Dilerim sis çabuk kalkar; çünkü değerli işlerden bahsediyoruz. 1000 proje içinden seçilmişler yahu...
Mesele o değil. Bu dizilerdeki bazı karakterlerin hemen her dizide ezber ettiğimiz tiplerin tıpkı kopyası gibi oluşu... Mesela Ufuk Özkan. Çok değerli bir oyuncudur. Yeteneklerini tartışmıyorum bile. Ama yapımcılar “Geniş Aile”den başlayarak üstüne giydiği uyanık ve haşarı adam gömleğini bir türlü çıkarttıramadı.
Ufuk, “Kalk Gidelim” dizisinde de o gömlek üzerinde dolaşıyor...
Gönüllü mü yoksa alternatif bir karakter teklif mi edilmiyor, kestiremiyorum. Ama aynı Ufuk’u farklı isimlerle izlemek, ikili bir haksızlık oluyor. Hem oyunculuğuna hem de izleyicilerine...
Her yerlerden tanıdık!
“Siyah İnci” (Star TV) dizisinde zengin kötü karakter Canan Demiroğlu, hem kendisinin hem de oğlu Vural’ın ezeli düşmanı ve “balıkçı” diyerek sürekli küçümsediği esas oğlan Kenan’a gözyaşları içinde yalvardı...
“Kızım Irmak çok hasta, sayılı günleri var, seni çok seviyor ve senin sevgine ihtiyacı var” diyerek yardım istedi...
Bu sahneler karşısında insan kendini bir zaman tünelinde buluyor. Bunlar, yetmişli ya da seksenli yılların melodramlarından kopup gelmiş sahneler...
Aslında “Siyah İnci” dizisi, “Nikah Masası”, “Paranın Esiri” adlı Yeşilçam filmlerinden tutun da günümüzde “Ihlamurlar Altında” dizisine ve onun türevlerine kadar uzanan bir akımın temsilcisi gibi. Ezber ettiğimiz işlerin arasına sıkışıp kalmış hissi veriyor!
ALL STAR TAMAMLANIYOR
Nihat Doğan da “Survivor”a (TV8) gideceğini açıkladı. (Bu arada ekibe Ümit Karan da girmiş.) Nihat Doğan şimdilerde Beyaz TV’de reytinglere girmeyi başaran magazin programında analiz yapıyor...
Açıkçası Şubat ayında başlayacak o uzun maratona giderse koltuğuna kim oturacak, kim o masada Nihat kadar cesur çıkışlar yapabilecek kestiremiyorum...
Sanırım Nihat seçenekleri içinde kendisini en vazgeçilmez göreni seçmiş oldu. Ya da ne bileyim her sabah yaptığı işten sıkıldı ve macera arıyor!
29 Kasım 2017, Çarşamba 05:00
Haberin Devamı