Ayta Sözeri: Filmden sonra evlenme teklifleri arttı

Suna Akyıldız
suna.akyildiz@posta.com.tr

Hayatının dönüm noktası neydi?

Sanat yapmaya karar vermek. Muhakkak şarkıcı olacaktım. Ortaokulda Türk müziği okumak istedim, olmadı. Gittiğim kursta sen giremezsin koroya sesin uygun değil dediklerinde tiyatroya başladım. Kesinlikle sahnede olmalıyım diye düşünürken, bir baktım karşımda tiyatro okulu var.

O yıllarda aile baskısı var mıydı üzerinde?

Babam otoriterdi. Eczacı olmamı istiyordu. “Oyuncu olursan aç kalırsın” derdi. Doğruydu aslında. Bir yere gelebilmiş, para kazanan az oyuncu vardı.



Ailen transeksüel olmanı kolay kabullendi mi?

Babam baskın bir karakterdi ama annem de Çerkes’ti. Çerkesler anaerkildir ama o dengeyi kurana kadar ne eziyetler çekti. İdareciydi rahmetli annem. Hep derdi ki, “Her şeyini ilk bana anlat, ben seni nasıl savunacağımı bileyim.” Yalan söylememe kızardı, “Sen bana doğruyu söyle, ben senin yerine gerekirse yalan söylerim” derdi.

Transeksüel arkadaşlarının yaşamlarına bakınca, kendini şanslı buluyor musun?

Şans dışında yeteneğinin de olması ve bu yeteneği kullanabiliyor olman gerekiyor. Çok yetenekli arkadaşlarım vardı. Konservatuarı kazandılar ama o yeteneği kullanma şekilleri yanlış olduğu için hiçbir şey olmadı.

Nasıl bir mücadele verdin?

Yıllarca aç kalmayı seçtim ben. Bir filmde bir trans varsa muhakkak Beyoğlu’nda çekiliyordur, kesin pazarlık yapıyordur, uyuşturucu kullanmıştır ya da tutuklanmıştır. Birçok rol oynadım ama hikayesi olmayan hiçbir şey oynamadım. Hikaye yoksa, “Aç da kalsam oynamayacağım” dedim.

Birçok trans, seks işçiliği yapmak zorunda bırakılıyor. Gerçekten başka çare yok mu?

Herkese fuhuş ‘kolay yol’ olarak geliyor ya... Bence dünyanın en zor yolu, en zor işi. Onu yapmaya karar veren insanları düşündükçe gözlerim doluyor. Bu kararı verebilmek için o kadar güçlü ve zor durumda olmalısın ki...

Sen de aynı yolu seçebilirdin...

Ne zaman vazgeçtiysem trans arkadaşlarım, “Hayır, mücadele edeceksin” dediler. Kiramı ödeyemediğimde para gönderdiler. Beni kolladılar, bana onlar baktılar.

Neden bir tane daha Ayta Sözeri çıkmıyor aralarından?

Koskoca bir baraj düşün. Arkasında tertemiz bir su var ama barajın musluğunu açmıyorlar bir türlü. Biz hep birlik olduk, gazeteciler, yazarlar, senaristler... Ve baraja bir taş attık. O taş o kadar güçlüydü ki çatlattık o barajı. Şimdi oradan su sızıyor. Su akar yatağını bulur. Göreceksin, başka Ayta Sözeri’ler de olacak.

‘Aile Arasında’daki rol sanki senin için yazılmış...

İnan, herkes öyle düşünüyor. Tatildeydim ikinci günü bir telefon geldi, “Gülse Birsel bir film için sizinle görüşmek istiyor” diye... Telefonu kapattığım gibi soluğu havaalanında aldım. Senaryo geldi, büyülendim. “İnşallah beni seçerler” diye evde dört döndüm. Gülse zaten her karakterin yanına bir isim yazmış. Hayalinde kim varsa onlar olmuş.

Gülse 5 kilo vermemi istedi, 10 kilo verdim

Gülse Birsel ile tanışıyor muydunuz?

Tanıyordum ama samimiyetimiz yoktu. Karşılaştığımızda hep incelerdi beni. Belki de kafasındaydım. Canlandırdığım Behiye karakteri benim için dönüm noktası. Gizli bir kahraman yazmış Gülse. Görüşmeye gittiğimde, “Biraz kilo mu almışız” dedi. Beş kilo vermemi istedi. Ben, “10 kilo veririm” dedim.

Hemen diyete mi girdin?

Eve geldim, “Nasıl vereceğim 10 kiloyu” diye panik halindeyim. Ev arkadaşlarım beni sakinleştirdi. Rahatlamam için hemen makarna, pizza söyledik çünkü biliyorlardı özleyeceğimi. 10 kiloyu verince Gülse, “Helal olsun, bu kadar işine bağlı, terbiyeli birini görmedim” dedi.

Kaç kiloydun?

117 kiloydum, 90’a düştüm. Herkes mide ameliyatı oldum sandı. Şekeri, tuzu, ekmeği, makarnayı, pirinci hayatımdan çıkardım. Ben de insanım ve nefsim var. Ama yarım tabağı zor yiyorum artık. Nefsin körelince canın istemiyor. “Zayıfladın” dendikçe kendime güvenim artıyor.

SİYASİ PARTİLER BENİ ÇAĞIRIYOR

Siyaseti düşündün mü?

Partilerden teklif aldım. Ama ben politika yapamam. Çok yüzlü değilim.

Sesinizi mecliste duyurmanız iyi olmaz mı?

Her LGBTİ birey ile aynı politik görüşe sahip olamam. AKP’li de, HDP’li de, CHP’li de var. MHP’li bile var. Bizi bir araya getiren şey acil bir yasaya ihtiyacın olması. Bir şekilde kaybedilen arkadaşlarımın akıbetine kimse uğramamalı. Bir gün haklarımızı aldığımızda, kimse zorunlu seks işciliği yapmayıp rahatça iş bulabildiğinde, belki sadece eğlenmek için yürüyeceğiz.

Hayatını garantiye aldın mı?

Henüz insanlardan başka yatırımım yok. Şimdi en büyük hayalim bir evimin olması. Yakında bir albüm de gelebilir.

Şarkıcılığın zirvesi sanırım Sezen Aksu ile şarkı söylemek.

Sezen’le söyledim. Bir kere dokunduğu insanın üzerinden asla elini çekmiyor. O evrenin annesi, o başka bir dünya.

Önceden çok sık bir arada görürdük sizi. Küs müsünüz?

Değiliz. Ben rahat bırakıyorum Sezen’i. Hayatında yük olmak değil, gerçekten arkadaşı olmak istedim. Dizinin dibinde oturayım bana “Aytam” desin yeter.

Evli gibiyim

Sevgilin var mı? Var tabii, aşksız yaşanır mı?

4 buçuk yıldır bir ilişkim var, gayet güzel gidiyor. İlk günkü gibi aşığım.



Beraber mi yaşıyorsunuz?

Hayır. Ev arkadaşlarım var.

Ev bulamadığın için mi birlikte yaşıyorsunuz?

Hayır. Üzgün olduğunda muhakkak salonda oturan biri oluyor. Kapı çaldığı zaman korkmuyorsun. Hastalandığım zaman başımda bekliyorlar. Bu güveni, sevgiyi terk etmek zor.

Evliliği düşünüyor musun?

Evlenmek isteyen herkes evlenir. Ben evlenmeyi sevmiyorum. Zaten evli gibiyiz. Önemli olan gönül evliliği bence.

ERDAL ÖZYAĞCILAR RUHUMU OKŞADI

Sette neler yaşadın kim bilir...

Hayatımda Erdal Özyağcılar’ın bana gösterdiği nezaketi hiçbir erkekten görmedim inan. Bu kadar ruhumu okşayan, beni peri kızı gibi hissettiren birini tanımadım. Bazen gelip, “Ne kadar güzel oynuyorsun” diyordu, mutlu ediyordu. Düşensene koskoca Erdal Özyağcılar...



Film sonrası tepkiler nasıldı?

Evlilik teklifleri almaya başladım. Gülme valla, ciddiyim. Bazıları abilerine almak istiyor beni. LBGTİ’lerden büyük destek var. “Aileme artık açılabilirim” diyenler var.