Bu adamın Amerikan polis teşkilatı ile Türk polis teşkilatı arasında resmi iletişim kurmak gibi bir görevi mi var?
Yok.
Bu adam gazeteci mi? Haber mi yapıyor? Kitap mı yazıyor?
Yok.
Hal böyleyken Amerikan Büyükelçiliği’nde çalışan bir personelin 17-25 Aralık’ın arkasındaki polis-yargı mensuplarıyla, 15 Temmuz darbe girişiminin en önemli isimleriyle yoğun iletişimi kurmasının hiçbir akla yatkın izahı yok. Dolayısıyla kısa süre önce kanlı bir darbe girişimini bertaraf eden, damarlarına sızmış bir terör örgütüyle mücadelesi süren bir devletin bu tuhaf ilişkiyi soruşturması kadar doğal bir iş olamaz.
★
Tolga Tanış’ın “Potus ve Beyefendi” kitabında 17-25 Aralık’ın arkasında Amerika’nın olduğu, Amerika’nın kumpası FETÖ maşası marifetiyle nasıl sahneye koyduğunu belgeleriyle okuduk.
Kaldı ki Amerika’da devam eden Reza Zarrab’ ın tutuklu bulunduğu davada yaşananlar, FETÖ elebaşı ve militanlarının halihazırda Amerikan devletinin himayesinde oluşu gibi bir çok başka “emare” de var.
★
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası Amerika’nın aldığı pozisyon Türk halkının neredeyse tamamında haklı olarak iki ülke arasındaki dostluğun sorgulanmasına neden oldu.
Amerikalılar da bunun farkında.
Düşünsenize bunun üstüne 17-25 Aralık sürecinde FETÖ’nün bu kumpası müttefikimizle (!) birlikte kurduğu ortaya çıkarsa ne olur?
★
Türkiye Cumhuriyeti Devleti başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere bu coğrafyayı terör örgütleri üzerinden “yönetmeyi” kendisine alışkanlık haline getiren Amerika’ya karşı tarihinin en net tavrını koyuyor ortaya.
★
Evo Morales’in o unutulmaz sözünü hatırlama ve hatırlatmanın tam zamanıdır:
“Dünyada darbe olmayacak tek ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir. Çünkü bir tek orada Amerikan büyükelçiliği yok.”
12 Ekim 2017, Perşembe 05:00
Haberin Devamı