“Tehlikeli Karım” (Show TV) önceki akşam yayınlandı. Kore uyarlaması bir diziydi ve memlekette bu işi en eli yüzü düzgün yapan şirketlerden MF Yapım imzasını taşıyordu...
Daha önce “Anne” isimli diziyle rüştünü ispat eden şirket bu projeyi de kazasız belasız ekranımıza uyarlamıştı. Sanırım Koreliler bile izlediğimiz şeye itiraz etmezdi...
Neyse. İlk bölümde kendimi bir Usain Bolt performansını seyreder gibi hissettim. Seçkin Özdemir deyim yerindeyse “tek kişilik” performansıyla koca bir diziyi sırtladı... Mustafa Üstündağ ve Gonca Vuslateri henüz oyuna (tam anlamıyla) giremedi. Kendi adıma bir sinema filmi izlermiş gibi hissettim. Çünkü bölüm başı sonu belli bir film gibiydi. “Bizden bu kadar” deseler de yetinirdim hani...
Ama devamı var ve haftaya da bir bu kadar heyecan vaat ediyor. Show TV ilginç bir işi hayatımıza soktu. “Tehlikeli Karım” tüm oyuncuların kariyerlerinde alnı açık hatırlayacakları bir iş olacak. Mimledim!
YENİ KURALLAR TARTIŞILMALI...
Şunu anlamaya çalışıyorum. Adadan (Survivor/TV8) birileri gidip yerine başkaları geliyor. Acun Ilıcalı yarışmayı haziran sonuna kadar sürdürmek için yeni ve efektif bir yöntem belirlemiş...
Ama sürekli doldur boşalt hali bir dönem sonra sadece gidenleri üzecek gibi geliyor bana. Seyirci nasıl olsa yeni bir kural gelir rahatlığına alıştı bile...
Acun Ilıcalı keşke önce gelenlerin tümünü eleyip ardından büyük sürprizle birkaç haftalık ek bir “Survivor” yapsaydı. İzleyici de yarışma kimle başladı kimle bitti unutmamış olurdu!
ÇOK İNCE GÖRDÜ
Para oyunu bozar. Gülse Birsel bunu önceki gece “Jet Sosyete” (Star TV) dizisinde bir sosyolog kıvamında işlemişti...
Kendi oynadığı sahnede partneri Cengiz’i podyumdan fırlamış bir manken gibi görüyor oluşu harika bir fikirdi. Masanın üstüne kredi kartı, dolar destesi, üstüne pırlanta küpe konunca Cengiz karakteri Cengiz Bozkurt’tan Best Model’e doğru değişim geçirdi. Ben çok güldüm...
Eleştirenler de olacaktır elbet ama kabul edelim ki şu kenara kıstırılmış mizah ortamlarında toplumsal hiciv kabiliyetine sahip diziler el üstünde tutulmalı. Artık kaç tane varsa...
EBEVEYNİN YAPAMADIĞI...
Ekranlarda “Haydi çocuklar uyku zamanı” yazısını ezber ettik. Saati kanalına göre değişiyor. Kimi o alt bandı 21.00’de kimi biraz daha geç veriyor...
Şimdi yenisi de çıkmış; onda da “Sütünüzü içip doğru yatağa” yazıyor. Basit bir animasyon ama süt tüketimine teşvik için harika bir yöntem. TV ekranının işlevselliğini artık tartışmaya gerek yok. Belki ebeveynlerin yapamadığını o ekran yapabiliyor...
Sevinmeli mi yoksa hayıflanmalı mı kestiremiyorum ama sonuç iyi bir şeye çıkacaksa sorun yok gibi görünüyor!
Neden hep Beşiktaş?
“Çocuklar Duymasın”da (Kanal D) Haluk saçları siyaha boyattı. Bu bende neredeyse on küsür yıl üzerinden bir şaşkınlık hissi yarattı...
Boya da artık soba boyasından hallice olduğu için saçlarda bir hayli sırıttı. Ama emin olun boyaya uygun biçimde kesilmiş, öyle de tasarlanmış olsaydı Haluk’un yeni haline “yok artık” demeyebilirdik. Bir de “Çocuklar Duymasın” ile başlayan futbol fanatikliği mevzunda seçilen takımın sürekli Beşiktaş olması size de ilginç gelmiyor mu? Bir Beşiktaşlı olarak “Behzat Ç.”deki Gençler Birliği, “İzmir Çetesi”ndeki Altay’ın yarattığı farkı ben daha sahici bulmuştum. Hem o tutku nehri kimseyi de kırmadan akıp gitmişti...
'İÇERDE' unutulmayacak
“İçerde” (Show TV) isimli dizi geçtiğimiz yıl Mika-Der yararına etkinlikler düzenleyerek bir rehabilitasyon merkezi açılması için canla başla çalışmıştı...
O okul geçtiğimiz hafta açıldı. “İçerde” oyuncularından birkaçı ve yapımcı Pelin Diştaş ile koordinatör Yamaç Okur bizzat açılışta bulundu...
Dizileri unutup gidiyoruz ama yaptıkları isimlerini ölümsüz kılıyor. Henüz gücü yerindeyken tüm dizilerden böyle güzellikler bekliyorum. Çünkü dünyayı güzellik kurtaracak!
27 Mart 2018, Salı 05:00
Haberin Devamı