Gülşah Erol bir müzisyen.
Çello sanatçısı.
Önceki gün Kadıköy metro girişinde çellosunu bomba, kendisini de terörist ilan eden iki polis memuru tarafından elleri kelepçelenerek darp ediliyor, hakarete uğruyor, çellosu kırılıyor.
Anlattıkları da, fotoğrafları da inanılır gibi değil…
Vücudunun her yerinde morluklar, çürükler, darp izleri var. Ama o “En çok kalbim acıyor” diyor.
Doğrudur, kim olsa kalbi acırdı, içi parçalanır, lanet ederdi olana bitene.
Peki… Böyle mi olacak bundan sonra?
Sokaklarda kafasına esen polisler birilerini çekiştirip tartaklayacak mı artık?
Ya da dekoltesi olanlara özel güvenlikçiler ayar mı verecek? Şort giyen nerede olursa olsun tekme mi yiyecek?
Dingonun ahırı mı burası?
Tımarhane mi?
Bir insan şüpheliyse; ifadesi alınır, emniyete götürülür, kanunlar çerçevesinde ne gerekiyorsa o yapılır.
Atatürk heykeline saldıran o deliyi, polisler ne kadar da kibar aşağı indirdi ve sorguya götürdü değil mi ama? İsteyince olabiliyor demek ki…
Gerçekten kimsenin tahammülü kalmadı bu saldırılara, bu başıbozukluğa, keyfi davranışlara, kabalığa ve zorbalığa...
Artık önlem alınmalı, ciddi cezalar verilmeli, kanunlar sonuna kadar uygulanmalı.
Yoksa Teksas’a döneceğiz, bir daha da kolay kolay da düzelemeyeceğiz.
Şu ayak mevzusu bitsin artık!
Bir ayak yıkama muhabbetidir gidiyor, bitemedi arkadaş!
Alişan “Kadınım terliğimi ayağıma getirmeli” muhabbeti yapınca, her gün başka biri el yükseltti; “Ne var benim karım da, falanım filanım da terliğimi getirir, ayağımı yıkar” diyen diyene. ‘Kopsun ayaklarınız’ diyesim var, ki dedim bile!
Bu ne saçma mevzudur…
Bir insan sevdiği insanın ayağını da yıkar, ayağını da öper, terliğini de getirir, her şeyi yapar. Şefkattir bu, sevgiyi gösterme şeklidir, bağrına basma modelidir. Birini sevdin mi bunların önemi kalmaz ki, bunların açıklaması olmaz ki, kalp bu; hesap kitap dinlemez ki… Üstelik bu karşılıklıdır, kadın da yapabilir, erkek de. Kamuya açıklanacak meseleler de değildir bunlar, özeldir.
Gel gör ki, bu durumu eski Kadir İnanır filmlerindeki gibi “getirecek tabii ki o terlikleri, yıkayacak ayaklarımı” tadında anlatmak aşk değil maçoluktur, hırtlıktır hiiiç kusura bakmayın! Alişan’ın, yaptığı sayısız görgüsüz açıklamaya tuz biber ekmesidir. Ondan gazı alan başka türkücülerin olaya tuzlukla koşma sevdasıdır.
O yüzden rica ederim abartmayın, galeyana gelmeyin bu mevzuyu da burada kapatın!
KURTLAR VADİSİ VATAN
Kurtlar Vadisi Vatan’ filminin fragmanını izledim geçen akşam...
Filmin oyuncuları, fanları ve gazetecilerden oluşan minik bir grup; iki-üç kez üst üste gösterilen fragmandan filmin kodlarını çözmeye çalıştık...
■ Malum ‘Kurtlar Vadisi’ dizisi iki sezondur ekranda yok.
Pana Film, 15 Temmuz darbe girişiminden önce ‘Kurtlar Vadisi Darbe’ ismiyle marka başvurusunda bulununca ve ardından 15 Temmuz gecesi yaşanınca, şirketin yöneticileri hakkında FETÖ soruşturması başlatılmıştı. Sonuçta aklandılar ve o geceyi anlatan bu film yapıldı...
■ İki dakikalık fragmana bakınca, sadece 15 Temmuz darbe girişimi anlatılıyor sanılabilir ancak hikayenin özü bu kanlı geceyi fırsat bilip sınırdan sızmaya çalışan terör örgütlerine karşı verilen savaş.
■ FETÖ liderini oynayan Yücel Erten, bıçak sırtı bir rol üstlenmiş; belli ki önümüzdeki günlerde çok konuşulacak.
■ Film 29 Eylül’de vizyonda.
İlk kez ‘Teşekkür’
Deniz Seki’nin cezaevinden çıktıktan sonraki ilk konseri bu akşam Harbiye Açıkhava’da. Yani onun için uzun zaman sonra müthiş bir heyecan.
Konsere özel Gülşah Saraçoğlu’na 3 kıyafet diktirmiş Seki, başka özel bir hazırlık da yapmamış. Çünkü tek istediği sadece şarkı söylemek.
Cezaevinde yazdığı ve henüz kimsenin duymadığı ‘Teşekkür’ isimli şarkısını ilk kez konserde okuyacak. Bir de Sezen Aksu imzalı ‘Gidemem’ şarkısını... “Beni anlatan şarkı” dediği bu şarkı da repertuvarda.
05 Ağustos 2017, Cumartesi 05:00
Haberin Devamı