Yıl sonu yaklaştıkça, 2017’ye dair her şey liste liste açıklanıyor; ne de olsa gelenek... Yılın en çok dinlenen şarkıları, izlenen dizileri/filmleri, boşanmaları, ölümleri değil... Benim asıl ilgimi çeken, arama devi Google’ın 2017 yılında en çok hangi kelimeleri arattığımıza dair raporu oldu. Yani en çok neyi merak etmişiz, bunu merak ettim işte!
Rapora göre, Türkiye'de en çok aranan kelimelerin ilki ‘Milli Piyango’ olmuş. Belli ki, insanlar bir umutla piyangoya sarılmış, ‘ya çıkarsa’ temennisi ile bilet almış, çıkan numaraları kontrol etmiş. 2018 yılının da er aranan kelimesi olması muhtemeldir! En çok aratılan ikinci kelime ‘stres çarkı’. Millet nasıl gergin, nasıl stresliyse artık, bu kelimeyi arayıp durmuşuz.
Stres çarkının mantığını anlamak için de kelimeyi aratmış olabiliriz tabii.
Zira bu aleti çevirmiş, daha pis stres olmuştum çünkü bu saçma buluşun stresi aldığı falan yok! Tam bir şişirme yeni çağ buluşu ve pazarlaması. Azalarak biter inşallah. En çok aratılan üçüncü kelime ise YSK’ymış. Nedeni malum, olayı seçim. Şimdi önümüzdeki maçlara bakacağız artık.
DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR
Manken ve fotomodel Didem Soydan, metroya binmiş, sonra da Twitter’da ter kokusundan rahatsız olduğunu yazmış “Keşke deodorant kullanımı zorunlu hale gelse” diye.
Sen misin bunu diyen? ‘Git kendi muhitinde takıl’ diyen, ayar çeken, eleştiren bir dünya insan, neler neler...
Ya neredeyse pis kokmayı falan savunacaklar!!! Niye kızıyorsunuz ki?
Kabul edelim; kokuyoruz, bakımlı değiliz, kendimize özen göstermiyoruz millet olarak.
Öyle olmayanlar üzerine alınmasın ama genel bir tespit bu. Peki bunu söyleyene bu öfke niye?
Temizlik elitist bir durum değil ki. Pahalı da değil.
Ha bana sorarsanız, burada bir tek deodorant önerisi yanlış olmuş. Çünkü kokmuş, terlemiş pis tenine deorant sıkarsan daha fena kokarsın. Yani 5 kuruşluk sabun bile yeterli. Her gün taş taşıyan, inşatta çalışan, terleyen, yorulan insana da lafımız yok.
Elinde milyarlık telefonlar taşıyan ama yıkanmayan, temizlenmeyene diyoruz. O yüzden gereksiz yere duyar kasmayın; biraz sakin.
BİZIMLA DEĞİSIN IVANA
Tuman nedir bilir misiniz? Halk ağzıyla kadın şalvarı. Ama aslında nenelerimizin giydiği, diz üstünde biten, genellikle pazen olan, içlik ya da çamaşırlara denilir.
Gaziantep’te film çeken Ivana Sert sette giymiş bu yılların tumanını. Ama çizme ve kemerle modernize edip yeni bir tarz yaratmış, basına öyle poz vermiş.
Şimdi bu tumanlar moda olacak, millet bunları giyip ortalığa saçılacak diye çok korkuyorum. Siz siz olun, sadece evinizde deneyin!
'ET'İN KİTABI'NI YAZDI
Çırak olarak 10 yaşında girdiği kasap dükkânından yıllar sonra ‘Etin Profesörü’ olarak çıkan Cüneyt Asan; ‘Et’in Kitabı’nı yazdı. Asan’ın 50 yıllık birikimini anlatan kitapta, et hakkında her şey var...
Etin tarihi, hangi parça nedir, ne işe yarar? Nasıl pişer? Et alırken nelere dikkat etmeli? Eti nasıl saklamak lazım? Et nasıl lezzetlendirilir? “Evliyim, üç çocuğum var ama et her zaman onlardan önce geldi” diyen bu et aşığı adam, et hakkında doğru bilinen yanlışları düzeltme arzusu ile bu kitabı yazmış.
Bana da çok yaradı. Yemek pişirmeyi pek bilmediğimden, pişirdiğim etler sürekli sert kaldığından, bayıldım ben bu kitaba. Meraklısına öneririm.
KEŞFETTİĞİM YERLER
■ İstanbul’da canlı müzik furyası almış başını gitmişken, size bir tavsiye: Maçka’da hem gastronomik bir deneyim sunan, hem de cazdan popa iyi müzik sunan Alancha. Perşembe Ceynur, cuma İskender Paydaş ve Orkestrası, cumartesi akşamları da Emir Ersoy Project sahne alıyor. Ki, bu grup mekanda bambaşka bir atmosfer yaratıyor, zira rock hitler, rocklatin düzenlemeler onların işi.
■ İstinye Park’ın en havalısı Zuma’ya gitmeyeli epey olmuştu; geçenlerde yolum düştü, bu sene çok daha iddialı. Londra merkezli bu ödüllü restoran; Japon mutfağının en iyi tatlarını sunuyor, iyi hizmeti var, atmosferi de ruha iyi geliyor. Zuma’nın çok iddialı bir kokteyl menüsü ve iddial
17 Aralık 2017, Pazar 05:00
Haberin Devamı