Yazgülü AldoğanBu yılın en kötü karnesi EĞİTİM’e verildi

HABERİ PAYLAŞ

Bu yılın en kötü karnesi EĞİTİM’e verildi

Haberin Devamı

Bu 2017’nin son yazısı. Herkesin dileği, huzurlu bir ülkede yaşamak. Günümüz insanı kendisi ve ailesi için ne ister? Çocuklarına iyi bir gelecek bırakmak, onların iyi yetişmesi, iyi eğitilmesi. Bunun için iyi bir eğitim sistemi, iyi okullar, iyi bir müfredat.

İddia ediyorum ki AKP iktidarının en kötü karnesi EĞİTİM’dir. 2002 yılından beri, 15 yılda eğitimde tam 11 kez müfredat değişti! Eğitimde süreklilik, 4 artı 4 artı 4 sistemiyle yok edildi. Kız çocuklarının eğitime devamı düştü. Düz liseler yok edildi. Sınava katılmayan ya da kazanamayan küçük çocuklar örgün eğitimden mahrum edildi, açık öğretime devam adı altında evde oturuyor!

Bir çok lise imam hatip lisesine çevrilirken bütün maddi olanaklar dini eğitim veren bu liselere yöneltildi. Velilerin bütün itirazlarına, eylemlerine, mahkemeye başvurmalarına karşın öğrenciler en son getirilen sistemle evlerine yakın diye imam hatip liselerine gitmeye zorlanıyor.

Eğitim birliği ilkesine veda edilmesinin nedeni, cumhuriyet değerlerine karşı devrim yapılması. Müfredatlar “Eğitim Vakıfları” adı altında çalışan tarikat ve cemaatler eliyle belirlenecek.


Üniversiteler de zorda

Bunun bir uygulaması da yüksek öğretimde üniversitelerde oluyor. “Üniversiteli işsizlere fren” adı altında artık YÖK devreden çıkarılıyor.

Öğretim programları, kontenjanlar, yeni açılacak bölümler gibi akademik kararlar artık bakanlıklar ve TOBB tarafından oluşturulacak kurullar eliyle alınacak. Üniversite sayısındaki artışla öğünülüyor ama bu üniversitelerin kadroları büyük kuşku uyandırıyor.

Çalıntı ALES sorularıyla 20 bin akademisyen adayının üniversite kadrolarına yerleştirildiği, yardımcı doçentlik atamalarının da üniversitelerin kendi belirleyeceği ölçütlere bırakılıyor olması bu kuşkuyu arttırıyor. Türkiye, ne yazık ki, Dünya Ekonomik Forumu 2017 raporuna göre, 137 ülke arasında ilköğretimde 84. Üniversitede ise 48. Sırada yer alıyor!

Tarikatlar ve Cemaatlerin medrese açtığı, müfredata müdahale ettiği, ortaöğretimin dincileştirildiği, müzik odaları ve spor salonlarının kapatılarak mescide dönüştürüldüğü bir dönemde bunlar şaşırtıcı değil. Eğitimde temel konuların bile son bir yılda Kanun Hükmünde Kararnamelerle değiştirildiği bir yıl yaşandı.

Bütün bu iddialar benim değil, sevgili okur. Çoğu akademisyen ve eğitimci, siyasetçi, 16 sivil toplum örgütü üyesinin yaptığı “Temel Eğitimde Öğretim Birliği” konulu basın açıklamasından.

Tek tek söz aldıkları ve belge ve kanıtlarıyla anlattıkları bu önemli toplantının en acıklı noktası ise bütün bu uyarılarını kamuoyuna yeterince duyuramadıkları, herkesin ancak kendi çocuğunun başına gelince duyarlı olduğuydu.

Çocuklarımız ve gençlerimiz sadece ailemizin değil ülkemizin en değerli varlığı, zenginliği! Bu ülkenin geleceği, onların iyi yetişmesine bağlı. Ve ne yazık ki mevcut iktidar, siyasal tercihleri doğrultusunda “dindar ve kindar” bir nesil yetiştirmek için plan program yapıyor.

TÜBİTAK ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin eğitimiyle ilgili uyarılarını dile getirirken gençlerin kendilerine güvenmesinin başarıya götüreceğini söylüyor. Başarı ve güven için çağdaş, bilime ve ilime dayanan bir eğitim verilmesi gerektiğini niye düşünmüyor?

Yemek yemeye nereye gidelim diyorsanız

Yeme içme kültürü konularında uzman yazan Müge Akgün’ün telefonu en çok, yeme içmeye nereye gidelim konusunda çalardı. Sonunda çareyi ciddi bir rehber yapmakta buldu. Altı kişilik bir gurme ekibinin yanı sıra ismi saklı yüzlerce müfettişi piyasaya saldılar.

Şeflerle konuştular ve insanların en çok dışarıda yemek yediği İstanbul, Çeşme–Alaçatı ve Bodrum’da müesseseleri incelediler, denediler ve onlara yıldız değil, inciler verdiler. Sonunda elimizde dört dörtlük bir “İncili Gastronomi Rehberi” var.

İsterseniz heyecanlı bir kitap gibi hepsini okuyabilirsiniz, isterseniz elinizin altında durur, dışarı çıkmadan önce nereye gideceğinize rehbere bakarak karar verirsiniz.

Müessesenin adresi, hangi konuda uzman olduğu, öne çıkan yemekleri, otopark, ödeme biçimi gibi önemli bilgiler mevcut.

Karaca Grup ve Hürriyet Gazetesi’nin önderliğinde çıkarılan rehberin, Danışma Kurulu da çok önemli gurmelerden oluşuyor, ama kadro o kadar büyük ki hepsini yazmak zor, alın okuyun öğrenin! Rehberle ilgili duyduğum en büyük eleştiri, niçin 4 inci alan bir tek yer olduğuydu.

Geçenlerde bir davet nedeniyle gittiğim 4 incili Mikla’nın bunu hak ettiğini söyleyebilirim. Çok popüler bazı yerlerin ise az inci almaları söz konusu incilerin mutfağa veriliyor olmasından kaynaklanıyor olmasın? Reklam verenlerden değil, tarafsız müfettişlerin seçtiği işletmelerden oluşan rehber, büyük bir boşluğu dolduracak gibi görünüyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder