Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı üzmüşler. Bazı işgüzar belediyeler, onun heykel, büst ve benzer görsellerini yapınca üzülmüş. “Zaten kaldırttık ayrı mesele de, bundan sonra belediyelerimiz bu yanlışlara tevessül etmesinler” dedi. “Büst değil eserler diksinler” diye de ekledi.
Doğru söze can kurban.
Peki Sayın Cumhurbaşkanı. Yine bir işgüzarın eseri olan ve uzun zamandır sosyal medyada dolaştırılıp duran banknotunuz için de aynı düşünceleri mi taşıyorsunuz?
Hem de TC’nin en yüksek değerli banknotu. 500 Türk Lirası. Bu tasarım uzun zamandır internette olduğuna göre, birisi hatta birileri size göstermiştir. Yani diyeceğim o ki, bundan haberdarsınız. Ama sesinizi çıkarmadınız. Heykel, büst çıkışınızdan sonra bunun için de bir toplantıda konuşacağınızı umuyor ve inanın bekliyorum. Yoksa yanılıyor muyum?
"PARTİMZİN SEMBOLÜ YA"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Başkanı olduğu AK Parti içinde, Rabia işaretini bilmeyenlerin olduğunu söyleyerek, “Bu bizim partimizin sembolü ya. Her siyasi hareketin kendine has bir şeyi vardır. Bugüne kadar yoktu, şimdi bizim de var” dedi. Felsefesini de tekrar tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olarak açıkladı.
Muziplik olsun diye bu işaretin manasını bir de ben açıklayayım. Öyle uzun da değil. Müzik dilinde bir notanın işaretle anlatılması. Sadece iki harfle anlatılıyor. “Fa” demek.
Rabia’yı öğrenemeyenler, bunu kolayca öğrenirler artık.
GİZLİ SAKLI YOK
Kuzey Irak’ta Rudaw TV hava raporu veriyor. Şu hale bakın. Güneydoğu ve Doğu illerimiz Kürdistan sınırları içinde gösteriliyor. Bu işte gizli saklı bir şey yok. Neredeyse iki yıldır yayın böyle. Barzani çook yakınımız ya. Türkiye’nin yarısını alan bu televizyon hem de Türksat uydusundan yayın yapıyor. Referandumu düşmanlık sayıyoruz ve bu düşmanlığa çanak açıyoruz. Halimize bakın.
OLSUN
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, onaylanmış hesabından tweet atmış: “Ülkemizin mutluluk ve refahının, ancak evrensel demokrasi, insan hakları ve özgürlük temelleri üzerine inşa edilebileceğine inanıyorum.” Vakti zamanında demokrasinin köküne kibrit suyu dökülmesine göz yumsanız da, olsun. Bu tweet’inizin içeriğine ben de inanıyorum Abdullah Bey.
GENÇ YAKIŞIKLI
Bakırköy’de oturduğumuz yıllarda, İstanbul Erkek Lisesi’ne giderken tek eğlencemiz istasyon köprüsüne dizilip gülüp eğlenmekti.
Nasıl bir eğlenceyse... Vazife gibi giderdik köprüye. Bizim son yıllarımızda bir genç gelmeye başlamıştı. Daha delikanlı bile değil ama yakışıklı ve renkli gözlü.
Tanımıyoruz tabii. O da birkaç arkadaşı ile takılıyor ara sıra. İşte gördüğü ilgiden dolayı bizleri rahatsız eden o yakışıklının dün birinci ölüm yıldönümü idi. Bizden önce gitti. Ama bir efsane olarak. Adı kaldı yadigar. Tarık Akan. Rahat uyu yakışıklı genç kardeşim.
LAFA BAK BEH!
Geçen hafta Aykut Kocaman dedikoduları ile donanıverince, Fenerbahçe Kulübü ne yapsın, yalanladı tabii. Bu tür açıklamalarda hep, “Sonuna kadar arkasındayız” lafını bilirdik. Garanti ifadesi olarak. Ama bu kez harika bir laf öğrendik, “Cehennem donana dek Kocaman’la beraberiz.” Bilmiyordum ama sevdim. Uyacak bir yazıda satarım artık.
UTAN BE...
Dünyanın boyuna posuna göre en zengin ülkesi Katar, Amerika’da Irma’dan hasar gören eyaletlere 30 milyon dolar yardım yapmış. 200 milyar dolarlık hasarda devede kulak ama olsun. Çünkü aynı Katar, Bangladeş’teki hayvan bağlasan durmaz barınaklarda açlıktan çoluk çocuk ölen, ya da kaçamayan perişan durumdaki Arakan Müslümanlarına ise tepe tepe kullansınlar diye ancak 100 bin dolar yollamış. Utan be Emir efendi.
YAYLASAL YOKEDİŞ
Kadıköy’de 60 bin daire stoğu varmış. Satış da pek iç açıcı değilmiş duyduğuma göre. Çaresizlikten, ilanlarına bakın hepsi de deniz manzaralı. Artık Kadıköy öyle yükseldi ki, 20’nci katlar deniz görüyor, tamam. Siz 6’ncı kattan alacaksanız, manzaranız da komşu olacak unutmayın.
İşte böyle derdi olmayan bir yüksek apartman inşaatının fotoğrafı vardı geçen gün. Trabzon Sürmene’de Oylumköyü yaylasına dikilen. Yalanı yok her katı kapanmaz yayla manzaralı. Karadeniz yaylalarına da uzanan yok, edişin nişanesiydi bu resim. Bakalım akıbeti ne olacak.
İNAT BU YA...
Kış saati uygulamasına bu yıl da geçilmiyor. Elektrik sarfiyatında bir azalma olmadı ama, patron istedi o kadar. Milli Eğitim Bakanlığı hafta içinde ya tutarsa diye bir çalı taşladı karanlıkta servise binen çocuklar için ama olmadı.
İsabet ettiremediler taşları saraya. Son karar. İstanbul’da okullar sabah 8’de başlayacakmış. Servise saat 7’de bineceklere ayrı güneş doğacak herhalde.
17 Eylül 2017, Pazar 05:00
Haberin Devamı