Deplasmanda oynamaya karar verdi
Erhan Çelik, TRT Ana Haber’i bıraktı. Hemen akabinde uzun bir konuşma yaptık. Son dönemde magazinle anılıyor oluşu kamu yayıncılığında hassasiyete önem veren Erhan Çelik’i (kendi içinde) yıpratmıştı.
İddialara yanıt veremiyor olmak, ithamların havada kalması... “Böyle anılmak istemiyorum. Bu yüzden meselenin hukuki sürecinin içinde olabilmek için kamu kanalından uzaklaşmam gerekiyordu, gereğini yaptım” dedi...
Aradığımda TRT üst düzeyinden gelen mesajı da okudu. Yönetim “yanındayız” diyordu. Sonra Ocak ayına kadar dinleneceğini ve ardından haber ya da farklı bir formatla yine ekranda olacağını söyledi...
Erhan Çelik’in sözleşmesi devam ediyor. Ama kendine verdiği söz de öyle. Anlayacağınız meselesini farklı bir stadyumda halletme kararı almış. Bu deplasmanda bize düşen temenni net; hakkında hayırlısı neyse, o olsun!
'Magazin masası kuruluyor'
Seçkin Piriler ve Yeşim Salkım çok yakında aynı masanın iki ucunda yer alacak. “Magazin Masası” isimli yeni bir magazin/analiz programının yorumcuları olacaklar... İki isim de kamuoyunun dikkatini çeken renkli ruh haline sahipler. Masada sanırım bir de işin yapımcısı Volkan Öksüz olacak. Yayın kanalı da Lifetime TV...
Magazin analiz programlarında geçtiğimiz yıla oranla bir azalma görülmüştü ama mevcut magazin dünyası geçmiş yıldan çok daha dolu ve renkli. Dolayısıyla pazarda yeni bir oyuncuya yer var. Hadi hayırlısı!
Tadında bırakmak ne güzel
“No: 309” (FOX) sona eriyor. Bu kesin bilgi, yayalım. Açıkçası “No: 309” Türk televizyonlarının en uzun ömürlü romantik komedi dizisi oldu... Çoğunlukla tekrara düştüğü için köşemizde sıklıkla yer aldı.
Ama övgüyü de esirgemedik. Ne olursa olsun mevcut dizi dünyasında bir dizinin ömrü üç sezonu aşacak gibi görünmüyor... Hâl böyle olunca, tadını kaçırmadan bıraktığı için son bir övgüyü de hak ediyor.
Başka bir yapımcı ya da yayıncı olsa dizinin mevcut yerine “kimselere vermem” diye Tarzan’ın salkıma sarıldığı gibi sarılırdı!
Yeni sözler ve yeni yüzler bulmalı
Interpress verilerine göre geçtiğimiz hafta en çok konuşulan ünlüler; İrem Derici, Aleyna Tilki, Demet Akalın, Murat Dalkılıç ve Murat Boz olmuş. Buna Acun Ilıcalı, Cem Yılmaz, Hülya Avşar ve Gülben Ergen’i de ekleyelim. Daha 10 kişi bile olmadı...
Türkiye’de magazinin hep aynı isimler arasında turlaması halinden nasıl kurtulacağız acaba? İşin kötüsü bu durum ne izleyene kâr ediyor, ne yayınlayana, ne de yayınlanana. Magazin programlarının yeni bir söz bulma vakti geldi; çünkü mevcut durum içimizi baydı!
Arada en çok onlar izleniyor
TV kanalları bir saatlik dilimde 12 dakikalık reklam yayınlayabiliyor. Dolayısıyla içeriğe tanıtımlarla 15 dakikayı bulan bir ara veriliyor.. İşte o 15 dakikada en çok neleri izlediğimiz ortaya çıktı.
GSM sektörünün reklamları birinci sırada. Ardından gelen sektörler sırasıyla inşaat, kozmetik, elektronik medya ve temizlik ürünleri olarak devam ediyor...
En çok tükettiğimiz ya da alıma açık sektörler bunlar. Ve reyting anlamında da bazı dizilerden çok izleniyorlar. O yüzden reklamların “içeriklerini” güçlü tutmaları gerekiyor. Bana göre orada da reyting rekabetinden kaçış yok!
Vedar Milor ve Faraşı
“Yemekteyiz”e (TV8) bayılıyorum. Yarışma ahalisi rakiplerinin yaptığı yemekten bir çatal alıp deyim yerindeyse mangalda kül bırakmıyor... Hepsinin içine bir Vedat Milor, bir Mehmet Yaşin, bir merhum Tuğrul Şavkay kaçmış gibi. Kopya gurmelik almış başını gidiyor. Ben eğleniyorum. Mesele o değil. Yapımcılardan iki ricam var.
İlki dünyanın en saygın gurmelerinden Vedat Milor’un elinde faraşla finallere katılması. Boş konuşanın ağzına vurarak edebe çağırması (şiddete karşıyım ama fantezi işte)...
Bir de atıldığını düşündüğüm kalan yemeklerin en azından hayvan barınaklarına verilmesi. Tabii eğer onların da asabını bozacak kadar kötü değilse...
08 Ekim 2017, Pazar 05:00
Haberin Devamı