Cumhurbaşkanı Erdoğan, partideki metal yorgunluğunun, belediye başkanları ve il başkanlarının istifaları ve yeni isimlerle giderileceğini söylemişti biliyorsunuz. Bu isteğe ilk cevap da, “Onurumuzla geldik, onurumuzla gideriz” diyen İBB Başkanı Kadir Topbaş’tan gelmişti.
Listede ABB Başkanı Melih Gökçek de vardı. Ancak Gökçek’in dolaylı itirazları Facebook’ta ayetler yayınlamasıyla başladı. Erdoğan’ın, “Bir makama getirilirken iyi de, makamı boşaltmasının istenmesi niye yadırganıyor” sözü ise Gökçek’e yorulurken, yüzüne de, “İstifa konusunda benim şanım, şerefim var dersen, AK Parti’nin şerefi herkesin üstünde” denildi.
İşin aslına bakarsanız gitmesini isteyenler çoğunlukta. Gökçek’in çok kullandığı Twitter’da “kalsın” diyenler ise oldukça az. Pardon pardon. Geçen gün Ankara’dan bir arkadaşım telefonda söyledi.
Gökçek’in dinozorları, yine Gökçek’in tabiriyle ‘fışkiye’ gibi ağlıyorlarmış. Görünce üzülmüş. Kim üzülmez? Başkan olmasaydı, binlerce yıl sonra onlara yeniden kim hayat verir de Ankaralıları güldürürdü.
Bu arada dev robotları da Ankara’yı işgale hazırlanıyorlarmış. Şaka bir yana, Gökçek, biz İstanbulluları ilgilendirmiyor ama cumhuriyetin değerini şimdi anlayacak olan seçilmişlere hayırlısı diyelim.
N'olur birisi çıksın
Beyaz’ın programına bağlanıp, “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe Öğretmen hapse girecek, bebeğini de orada doğuracakmış. Yahu siz, sizler bu ölümleri durdurmak için her gün bir vesile bulup, buna çalıştığınızı söylüyorsunuz ya. Kadıncağız sizden duyduğunu tekrarlamış.
Ne suçu bu. N’olur birisi çıkıp buna dur desin. Toplumsal vicdanın kabul etmediği bu vicdansızlık için, “Hamile hamile rahat eder” demesin. Ayıp. Zaten Nuriye ve Semih’in ölümünü izliyoruz, bir de Ayşe Öğretmen’i izlemeyelim. Yazıktır günahtır.
KORKMAYIN
Başbakan Yıldırım, TEOG’un yerine gelecek sistem için, “Sınav test olmayacak açık uçlu sorular olacak” dedi. O zaman korkmayın çocuklar. Açık uçlu kalemleriniz için kalemtraşlar benden. Ucunu açar durursunuz. Görünene göre kimin ucu daha sivriyse kazanacak.
★ ★ ★
Milli Eğitim Bakanı’nı TEOG, Maliye Bakanı’nı MTV çarptı. Diğerleri böyle harflerle uğraşmasalar bari. Utanmasınlar diye söylüyorum.
KESE DOLU
Abovvv... Bahçeli bol keseden gürlemeye devam ediyor. Türk milletine parmak sallayanın parmağını, elini, kolunu kırdıktan sonra, Kerkük’ü 82’nci, Musul’u 83’üncü vilayetimiz yaptı, işi bitiriverdi. Ne derler? Yağmasan da gürle.
91 YILDIR
Medeni Kanun’un kabul edilişinin 91’nci yılıydı geçen hafta. Atatürk’ü çevreleyen bu kadınların torunları bugün onun mutluluğunu yaşıyor. Çağdaş dünyanın parçası olmanın mutluluğunu.
Ödül var
Okuyoruz. ByLock denen sistem konuyla ilgili herkeste var. Ama birilerinde yok. Bilin bakalım kimlerde? Ödüllü bulmaca bu. Bilenlere ByOpen sistemi hediye.
Müftümatik
İstanbul Müftüsü, “İstanbul’da en az 10 bin yeni camiye ihtiyaç var” dedi. Ama sosyal medya susturdu müftüyü. O da anlamıştır herhalde profesör doktor olmasına rağmen matematikten sınıfta kaldığını.
★ ★ ★
İşin ucunda para olunca, günah mübah oluyor demek ki. Baksanıza, Diyanet bankadaki parasından 3 yılda 852 bin lira faiz almış. Allah bereket versin.
Fatih
Kanal D için dönem draması olarak ‘Fatih’ dizisi hazırlanıyor. Fatih’in İstanbul’u fethine varan sürece odaklanacak dizide, Fatih Sultan Mehmet de Kenan İmirzalıoğlu. İyi güzel de, tarih, Fatih’in İstanbul’u aldığında 164 cm boyunda ve 52 kilo olduğunu yazar. Peki İmirzalıoğlu? 192 cm boyunda ve 80 kilo. Fatih’i haşmetlü padişah olarak göstermeye tamam da, bu tenakuz beni şaşırttı. Günümüzün şöhretine kahraman yaratmak bu herhalde.
Ankaragücü savunması
MTV zammı savunma sanayii için yapılıyor diye açıklandı ya, savunma sanayiinin başındaki bakan, hemen Ankaragücü’ne 700 bin lira bağışlayıverdi. Toplamı 2 milyon 250 bin lira olacakmış. Yoksa kandırıldık mı? Ankaragücü savunması için mi bu zam?
SORU
Barzani’nin dünyanın tanımadığı, bizim yok hükmünde saydığımız referandumunun oy pusulalarının Türkiye’de basıldığı dedikodusu yayıldı. THY Kargo da taşımışmış. Peki bu dedikodu doğruysa eğer dünyaya ne diyeceğiz?
Yaz saati
Nobel Tıp Ödülü, biyolojik saatimizin ardındaki moleküler mekanizma üzerine çalışan bilimcilere verildi. Ah keşke bir de Nobel Yaz Saati Ödülü olsaydı. Alan Türkiye’den biri olurdu da, sizce kim olurdu? Kim olacak, inadım inat diyen.
Şu yaz saatini de KHK denen torbanın içine atsalar, neyse zammı verirdik. Biz öyle asil bir milletiz ki, geçmediğimiz köprülere ne milyonlar ödüyoruz. Ne olacak yaz saatine de öderiz. Yeter ki çocuklarımız karanlıkta okula gitmesinler.
AYNEN
Başbakan, “Diploması olmayan bir adamın etrafında prof olmuş adamlar fırıl fırıl dönüyor” diye bir laf etti. Doğru söze can kurban. Yalnız değilsiniz.
08 Ekim 2017, Pazar 05:00
Haberin Devamı