Diyanet uyuyor mu?

Geçen hafta Üsküdar Kitap Fuarı’nda okurlarla buluştuk. Tam da istediğim oldu; toplumun her kesiminden, her düşünceden okurlar ile “FETÖ ile Mücadelede neredeyiz? konulu söyleşi yaptık. Konuşmamdan sonra sorular peş peşe geldi.

Özellikle FETÖ’yü doğuran koşullar konusunda soru soran bir kadın okur, “Biz çocuklarımıza dinimizi öğrenmeleri için bu gibi cemaatlere gönderiyoruz.Peki biz dinimizi nasıl öğreneceğiz?” şeklinde bir soru sordu.

Elbette herkes inancını seçmek gibi nasıl öğreneceği, nasıl yaşayacağı konusunda özgürdür. Ben din alimi değilim, yüzeysel bilgilere sahibim ama bir cevap vermem gerekiyordu, hanımefendiye, “Dinimizi öğrenmek için elimizde olan tek kaynak Kuran değil mi? Peki kutsal kitabı Arapça okumak, anlamıyorsanız Türkçe okuyup anlamak mümkün değil mi?”

Hanımefendi, “Ama daha çok öğrenmek istiyoruz”deyince, “Bakın Hazreti Muhammed İslamiyeti hangi kaynak üzerinden nakletti;Kuran. Peki Hazreti Muhammed’in sizin deyiminizle “İslamı daha iyi öğretmek” için başka bir kitaba, tarikata ihtiyacı mı vardı? Elbette hayır. Dolayısıyla siz ‘İslamı daha iyi öğrenme’ adına FETÖ gibi çıkar amaçlı yapılara yöneldikçe felaket kaçınılmaz” dedim.

Akademik çalışmalar

Hazreti Muhammed vefatından önce 632 yılında Veda hutbesinde, “Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kuran-ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir.”demişti. Ayrıca bu konuda bilimsel temeli de olan akademik çalışmalar bir hayli fazla.

Bu konuda bilgimin sınırlı, hatta en son yazı yazacak kişilerden biri olduğumu bile bile bunları yazmamın nedeni, son günlerde din adına konuşan şarlatanların medyada bol bol yer alması. Adamın biri çıkmış,“Elimi öpen cennete gidiyor” diyor, dinleyenlerin haykırışları ekranlardan duyuluyor. Kimi yanmayan kefen, kimi Hz.Muhammed’in terliğini satıyor. Kendilerine alim diyen din adamları, tarikat diyen rant odakları, İslam dinini çıkarları için kullanıp kavgaya tutuşuyor.

Buna bir de bazı tarikat ve cemaatlerin devletin içinde FETÖ’den boşalan alanlarda etkin olmaya başladığına ilişkin tartışmaları ekleyin, tablo iyice vahimleşiyor. Ben de “Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapacak?” diye bekleyip duruyorum.

FETÖ yıllarca din adını kullanarak, devletin içinde, medyada, inanç alanında, ekonomide ağlarını örerken Diyanet olan biteni seyretmişti.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ’nün din ile ilgisi olmayan sapık bir yapılanma olduğunu anlatan üç kitap yayınladı. Ama artık çok geçti. Yine çok geç kalmadan dini kullanan şarlatanlara da el atsa iyi olur.