Deniz Seki 2.5 yıldır yattığı hapisten pazartesi çıkıyor.
Daha çıkmadan hakkında yapılan haberlere bakınca da, ‘içerde kalsa daha rahat edecek ’ diye düşünüyor insan. Allah korusun tabii!
Sevgilisi Faruk Salman’la ilgili haberler bir tarafa, çıkar çıkmaz röportaj yarışı da başlayacak.
KARADAĞ, RİZE, BODRUM
Herkes doğal olarak Deniz Seki’yle röportaj yapmak istiyor. Bunun için de astronomik rakamlar teklif ediliyor. Ama Deniz Seki net: “Bu kadar zamandır bütün basın yanımda oldu, kimseye parayla röportaj vermem. Tek kişiyle konuşup başkasını da üzmem. Herkese eşit davranacağım…”
O yüzden toplu bir basın toplantısı düzenlenecek.
Bu arada çıkar çıkmaz ne yapacağına Deniz Seki karar verecek. Şu ana kadar 50 şarkı yazmış. Hemen bir single yapmak isterse, stüdyo hazır bir şekilde onu bekliyor. Şarkısını okuyup, tatile öyle çıkacak.
Yok ‘önce tatil’ derse üç alternatif hazır: Karadağ da bir seçenek, Bodrum’da tekne tatili de... Yeşili özlediği için Rize’de de bir yer ayarlanmış. Karar Deniz’in.
Hem Tarkan’ın üzerine vazife hem bizim!
U2’nun solisti Bono, yıllar önce Rusya Devlet Başkanı Medvedev’den AIDS’le mücadele için destek istediğinde, ona kimse “Sen karışma’ demedi...
Tersine, Medvedev ona “İnsanlıkla ilgilenmek sadece politikacıların işi değildir” diyerek teşekkür etmişti. Angelina Jolie mülteci kamplarına gittiğinde, bütün dünya onu hayranlıkla izliyor. Hatta Türkiye’ye geldiğinde de, yetkililer peşinden koşuyor sağolsunlar.
KOMİKLİK İYİDİR AMA SİZ BIRAKIN!
Sean Penn aktivist kimliğiyle ortalığa çıkınca da kimse ona had bildirmiyor.
Bu liste böyle uzar gider. Çünkü insanlık adına, doğa adına, gelecek adına çırpınan her bir şöhretli isim, ‘üzerine vazife’ olanı yapıyor.
O yüzden bu “Tarkan işine baksın, zeytinliği mi var” gibi çıkışlarla sadece komik oluyorsunuz.
İETT ŞOFÖRÜNE DE ÖFKE KONTROLÜ
İETT otobüs şoförlerinin genelde kaba, saygısız ve asabi oldukları bir gerçek. Yolcu bir şey dediğinde, çoğu azarlıyor, kavgaya girişiyor, küfrediyor. Onların kaza ve kavga haberleri rutinimiz oldu. Ramazan’da da sinirler iyice laçka tabii...
Geçen gün izledim; yine bir İETT şoförü kucağında çocukları olan bir kadının üzerine yürümüş, çocuklar korkudan ağlıyor falan...
Eğer bu insanların çalışma koşulları bu kadar ağırsa, değişiklik yapmak gerekmiyor mu? İETT’nin bu konuda bir çabası, fikri var mı, insan merak ediyor.
Mesela BiTaksi olumsuz olayların önüne geçmek için takscilere öfke kontrolü eğitimi, tükenmişlik sendromu eğitimi vermeye başladı.
İETT de düşünmez mi acaba?
03 Haziran 2017, Cumartesi 05:00
Haberin Devamı