Geçtiğimiz pazar İstanbul’un en lüks otellerinden Shangri La’da bir sünnet düğünü vardı. Düğün sahibi Baran Korkmaz, Karslı genç bir işadamıydı.
Korkmaz, düğünün başlamasıyla birlikte eline mikrofonu alıp sahneye çıktı. “Hepiniz hoş geldiniz. Bu düğünü bugüne kadar en az 5 kez eşimle ‘Böyle bir dönemde düğün olmaz’ diyerek erteledik.
Sonra baktık ki bizim ülkemize barış gelene kadar bizim oğlan askerlik çağına gelecek... Düğünü yapmaya karar verdik.” Bu dokunaklı sözler misafirlerin yüzünde buruk bir tebessüm yarattı. Baran Korkmaz devam etti konuşmaya: “Birazdan sizlere birer boş kese dağıtılacak. İçlerine hediyenizle birlikte lütfen adınızı ve adreslerinizi de yazın...”
Bu sözler aralarında valiler, milletvekilleri, işadamları, sanatçıların da bulunduğu davetlileri adeta şoke etti. Salonda buz gibi bir hava esti. Bu nasıl bir görgüsüzlük, nasıl bir saygısızlıktı?
Adam utanmadan kimin ne takacağını sorguluyor, bu da yetmiyor “Mutlaka adresinizi de yazın” diyordu. Korkmaz’ın bu sözleri üzerine salonda homurdanmalar başladı. Davetliler arasında orta yaşlı bir adam eşine dönüp “Kalk gidiyoruz burada 5 dakika daha durmam” diyordu.
Sahnede elinde mikrofonla salondan gelen tepkileri seyreden Baran Korkmaz konuşmasını bitirmek için yeniden hamle yaptı: “Şimdi hepiniz merak ediyorsunuz tabii, kardeşim takıyı anladık da adresimizi niye yazıyoruz? Anlatayım... Ben Karslı bir ailenin okuyamamış çocuğuyum. İstanbul’a geldiğim yıllarda yoksulluğun dibini gördüm.
Banklarda yattım. Yıllar sonra iş hayatında başarılı oldum. Banklarda yattığım o günlerden bugünlere taşıdığım tek bir hayalim vardı: Bu ülkenin doğusu ve batısı arasındaki mesafeyi kapatmak. Şu an bu salonda Kars valimiz de var.
Düğünden önce Vali Bey’le konuşurken öğrendim ki memleketimde kız öğrenciler için acil bir yurda ihtiyaç varmış. Eşimle karar verdik, bugün sizlerin oğlumuza hediye edeceğiniz takıları o yurdun yapımı için Kars valiliğine bağışlayacağız.
O yurtta kalacak kızlarımıza okula başladıkları ilk gün sizlerin isimlerinizi ve adreslerinizi vereceğiz. Her biri size kendi cümleleriyle teşekkürlerini ifade eden bir mektup yazacak.”
*
(Büyük bir hayırsever olan Baran Korkmaz, bugüne kadar okullar ve yurtlar yaptırdı. Kars Bacalı’da yaptırdığı anaokulunun açılışına ‘Çocuklar Gülsün Diye’ derneğinin başkanı Gülben Ergen de katılmıştı.)
Baran Korkmaz konuşmasını bitirdiğinde tüm davetliler ayakta alkışlıyordu. İstanbul’un en lüks otellerinden birinin balo salonu az sonra tarihinin en anlamlı anlarına sahne oluyordu.
Davetliler bir yandan gözyaşlarını silerken diğer taraftan sünnet düğünü için getirdikleri takılara ne ekleyebileceklerini düşünüyorlardı. İstanbullu bir turizmci elindeki keseye Baran Korkmaz’ın oğluna takmayı planladığı tam altınla birlikte kolundaki lüks saati sokmaya çalışıyordu.
Anadolu’dan gelen bir tekstilci hanımefendi üzerindeki bütün mücevherleri almadığı için yeni bir kese daha rica ediyordu.
(Baran Korkmaz Kars’ın köylerinde birçok okulun inşasına yardım etti.)
22 Mayıs akşamı İstanbul’daki o sünnet düğününde toplanan 1 milyon 870 bin lira birkaç gün önce Kars Valiliği’ne bağışlandı. Kars’ın Digor ilçesinden çıkan bir gencin hayali binlerce Karslı genç kızın hayalinin gerçekleşmesine vesile olurken, Baran Korkmaz nezdinde bu toprağın tüm güzel insanlarına selam olsun.