Mezhep kardeşliğinin sembolü oldu
Türkiye ve Azerbaycan, ortak tarihi, manevi değerlerini ve mirasını dünyada birlikte tanıtmak amacıyla sembol bir isim olarak "Azerbaycan'ın ve Kafkasların Mevlanası" olarak nitelendirilen ve İslam'da mezhepler arası kardeşliğin ve hoşgörünün sembolü Seyyid Yahya Şirvani Bakuvi'yi ön plana çıkarıyor
Azerbaycan Dini Kurumlardan Sorumlu Devlet Komitesi Başkanı Elşad İskenderov, Bakü'de başlayan "Kafkasya'dan Anadolu'ya Kültür Köprülerimiz, Uluslararası Seyyid Yahya Şirvani (Bakuvi) ve Halvetilik Sempozyumu"nun Türkiye ile Azerbaycan arasındaki stratejik işbirliğinin manevi alandaki önemli bir örneği olduğunu söyledi.
İskenderov, AA muhabirinin Bakü'de 12 ülkeden 70 akademisyenin ve uzmanın katılımıyla bugün başlayan sempozyumla ilgili sorularını yanıtladı.
İki ülke arasındaki işbirliğinin 13 Kasım'da Ankara'da gerçekleşen son Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısıyla "yeni bir onay" aldığının altını çizen İskenderov, "Bu işbirliğine manevi sahada örnek teşkil etmek üzere geçen sene Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez'le birlikte bir süreç başlatmıştık. Türkiye ve Azerbaycan'ın ortak tarihi ve manevi değerlerini, mirasımızı dünyada birlikte tanıtmayı amaçlıyoruz. Bu yıl sembol bir şahsiyet olarak Seyyid Yahya Şirvani Bakuvi'nin kimliğine odaklandık. Bakuvi sempozyumu, Türkiye ile Azerbaycan'ın stratejik işbirliğinin manevi alandaki bir sembolü niteliğinde" diye konuştu.
Haydar Aliyev Vakfı'nın girişimiyle 2013'ün UNESCO tarafından Bakuvi Yılı ilan edildiğine dikkat çeken İskenderov "Bakuvi, Halvetiye tarikatını dünya çapında yayan, küresel bir manevi, dini hareket haline getiren kişidir" dedi.
Hayatının büyük bölümünü Bakü’de geçiren ve orada vefat eden Bakuvi için "Azerbaycan'ın ve Kafkasların Mevlanası" benzetmesini yapan İskenderov, Halvetiye tarikatının bir yanda Anadolu'ya, Balkanlar'a, Kuzey Afrika'ya, diğer yanda da Endonezya'ya kadar geniş bir coğrafyaya yayılmasının arkasında, taşıdığı "hoşgörü mesajı"nın etkili olduğunu kaydetti.
- "Marjinal gruplara karşı Bakuvi gibi örnekleri öne çıkarmalıyız"
"İslamofobinin yaygınlaştığı, İslam aleminde radikalizmin ilerlediği ve mezhep çatışmalarının baş gösterdiği bugünkü dünyada Bakuvi'nin mirasından mesajlar verilmesi çok önemli" ifadesini kullanan İskenderov, "Bakuvi, İslam alemi için çok önemli olan mezhepler arası kardeşliğin sembolüdür. Sünni bir tarikat şeyhidir, seyyittir, en önemli eserlerinden birisi Hz. Ali'nin faziletleri üzerinedir. Halvetiye tarikatının usul ve merasimleri de Ehlibeyt sevgisiyle yoğrulmuş niteliktedir. Mezhepler arasında tarihte çatışmalar olduğunu söyleyenlere karşı biz bugün pozitif örnekler üzerinde durmalıyız. Bakuvi de bu pozitif örneklerin başında gelir" diye konuştu.
İslam dünyasındaki radikal düşüncelerin Avrupa'daki İslamofobi lobisinin işine yaradığını savunan İskenderov, "Biz bu marjinal grupların İslam’ı temsil etmediğini gösterip Bakuvi gibi örnekleri öne çıkarmalıyız" dedi.
"Bakuvi Türkiye ile Azerbaycan arasında da sağlam bir bağdır. Bakü'de Şirvanşahlar Sarayı'ndaki türbesine Türk ziyaretçiler de büyük rağbet gösterirler" diyen İskenderov, Bakuvi sempozyumunun ilk ayağının 21-22 Kasım'da Eskişehir'de Kafkasya Üniversiteler Birliği, Türk Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Diyanet İşleri Başkanlığı, Azerbaycan Dini Kurumlardan Sorumlu Devlet Komitesi'nin işbirliğiyle gerçekleştirildiğini hatırlattı.
İskenderov, Bakuvi'nin eserlerinde Arapça ve Farsça'nın yanı sıra Türkçe'yi de kullanmasının onu Türk dünyası açısından da önemli kıldığını sözlerine ekledi.
- Karabağ'daki son ezan Türk camilerinde okunacak
Başkanlığını yaptığı devlet komitesinin diğer alanlardaki faaliyetleriyle ilgili bilgi de veren İskenderov, Türkiye ve Azerbaycan'ın yurt dışında yaşayan vatandaşları arasında dayanışma kararı alındığını belirterek, bu kapsamda Ermeni lobisinin "soykırım" iddialarına karşı mücadele verilirken, Karabağ'da yaşanan Hocalı katliamının dünyaya tanıtılması için de birlikte çalışılacağını anlattı.
Azerbaycan Dini Kurumlardan Sorumlu Devlet Komitesi'nin, Ermeni işgalinden önce Karabağ'da okunan son ezanın ses kaydını bulup Hocalı katliamının geçen yıl dönümünde Karabağ'da cephe hattına yakın bir noktada törenle dinlettiğini anlatan İskenderov, "Bu ezan, ki biz buna 'Gazi Ezan' adını verdik, Hocalı katliamının 2014'teki yıldönümünde, 26 Şubat'ta, Türkiye'nin belli başlı camilerinde ve Avrupa'da Türk Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 6 bine yakın camide okunacak. Bu konuda Diyanet'le anlaştık" diye konuştu.
-Azerbaycan camileri sergi ve kitapla tanıtılacak
Azerbaycan'ın bağımsızlığına kavuştuğu 1992 yılında ülkede faal sadece 17 cami bulunduğunu, bu sayının bugün artık 1700'ü bulduğunu anlatan İskenderov, "Sayın İlham Aliyev'in Azerbaycan'daki bütün tarihi camilerin ihyasını öngören bir programı var. Son 10 yılda 234 yeni cami yapıldı. Bunlarda en önemli 20'si ya bizzat cumhurbaşkanının veya eşi Sayın Mihriban Aliyeva'nın inisiyatifiyle gerçekleşti" dedi.
Azerbaycan'da son dönemde hız kazanan cami restorasyon ve inşa çalışmalarını iki örnekle anlatan İskenderov, şunları söyledi:
"Mayıs ayında açılan Şamahı Cuma Camii, sembolik önemi haiz. Güney Kafkasya'nın ilk cuma camisi. Halid bin Velid devrinde inşa edilmiş. Azerbaycan'ın bütün tarihini yaşamış bir cami. Depremler, savaşlar geçirmiş. İki defa yıkılıp yeniden yapılmış. 1918'de Taşnak Ermeniler şehrin mülki erkanını ve bir kısım ahaliyi orada toplayıp yakmış. Cami, Sovyetler Birliği döneminde de ambar yapılmış. İki yıllık çalışma sonucunda burası 4 bin 500 kişi kapasiteli, 4 minareli bir cami olarak ihya edildi. Bugün bir bakıma 'Kafkasların Sultanahmet Camisi' haline geldi. Yine, bizzat Sayın Aliyev'in himayesinde Bakü'nün en büyük camisi inşa ediliyor. Adı 'Kardeşlik Camii'. Hem mezhepler arasındaki, hem de Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliği temsil ediyor. 6 aya kadar açılmasını öngörüyoruz."
Bu gelişmelerin Azerbaycan'la sıkı ilişki içindeki Türk vatandaşları tarafından bile tam algılanamadığını üzülerek fark ettiklerini belirten İskenderov, "Bu alanda bir tanıtıma ihtiyaç olduğuna karar verdik. Azerbaycan'daki camiilerin ve buna bağlı olarak dini hayatın anlatılması için cami fotoğraflarından oluşan bir sergi ile 1700 caminin, haklarındaki 'rivayet'lerle ve tarhi bilgilerle yer alacağı bir kitap planladık" diye konuştu.
Projenin sergi ayağının Eskişehir'de geçen hafta düzenlenen Bakuvi sempozyumu çerçevesinde başlatıldığını ve seçilen 100 cami fotoğrafının 1 hafta süreyle bu şehirde sergileneceğini belirten İskenderov, serginin 2014'te önce İstanbul'a taşınacağını, ardından da diğer bazı İslam ülkelerinde tekrarlanacağı bilgisini verdi.