Yoğun bakımda Hristofyas'a bağırdı!
Hastanede yoğun bakımda tutulan ve sağlık durumu ciddiyetini koruyan Rauf Denktaş'ın kızı, babasının yoğun bakımdaki anlarını anlattı.
YAKIN Doğu Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavisi süren KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın durumunun çok kritik olduğu açıklandı.
Yakın Doğu Hastanesi Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Savaşan yaptığı açıklamada, çok kritik bir sürece girildiğini Denktaş’ın diyaliz ve ilaçlara cevap vermediği söyledi. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Barış Kuvvetleri Komutanı Ahmet Huduti ve Denktaş’ın ailesi şu anda hastanede bulunuyor.
Yakın Doğu Üniveristesi (YDÜ) Hastanesi (YDÜ) yoğun bakım servisinde bulunan ve sağlık durumu ciddiyetini koruyan KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, yoğun bakımda, Kıbrıs Rum tarafına "Burası bağımsız bir cumhuriyettir" diye seslenirken, eşi Aydın Denktaş için de "Sevemez kimse seni.." şarkısını söyledi.
Geceyi yoğun bakımda babasının yanında geçiren Denktaş’ın kızı Ender Vangöl, Rauf Denktaş’ın, solunum cihazına bağlanmadan önce yoğun bakımdaki anlarını Anadolu Ajansı ile paylaştı.
Kızıyla konuşmasında, eşi Aydın Denktaş’a olan sevgisini, evlatlarına bağlılığını dile getirerek, Rum tarafına mesaj gönderen Rauf Denktaş, Kıbrıs müzakerelerinden de bahsetti.
Denktaş’ın kızı Ender Vangöl
Babasının sürekli yatmaktan dolayı ağrısı olduğunu, konuşarak durumunu izah etmeye çalıştığını anlatan Ender Vangöl, Denktaş’ın, nefes alamaz durumdayken bile eşi Aydın Denktaş için sürekli "Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar.." şarkısını söylediğini, kendisinin de şarkıya eşlik ettiğinde, "Sizleri kaybetmekten korkuyorum" dediğini aktardı.
"Hristofyas diye bağırdı..."
Babasının, Rumca bir şeyler söylediğini, "Rumca anlamıyorum baba, İngilizce ya da Türkçe konuş" dediğini anlatan Ender Vangöl, babasının, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile diğer Rum liderler için, "(Söyle kendilerine, burası bağımsız bir cumhuriyettir’ dedi ve ’Hristofyas’ diye bağırdı" ifadesini kullandı.
Ender Vangöl, Denktaş’ın, Kıbrıs müzakerelerinden bahsettiğini, toprak ayarlamalarına, iskana değindiğini ve "Nasıl olacak, nasıl yerleşecek bu insanlar?.." dediğini kaydetti.
Babasına, "bunları düşünmemesi gerektiğini" söylediğini, ancak Denktaş’ın "Benim düşünmem gerek" diye yanıt verdiğini dile getiren Ender Vangöl, sabah saatlerinde de "Beni evime götürün" dediğini, kendisinin de "Biraz daha güçlen evimize gideceğiz" karşılığını verdiğini söyledi.
Nefes almada zorlandığını ve doktorun geldiğini, doktorun, "Bu işlemi yaparken her an kalbi durabilir" dediğini anlatan Ender Vangöl, babasının başında yalnız olduğu için buna kendisinin karar vermediğini, doktorun da, "Denktaş Bey böyle bir müdahale yapmam lazım, ne dersiniz" diye babasına sorduğunu ve babasının da "Ne gerekiyorsa yapın" diye izin verdiğini anlattı.
Babasının nefes almakta zorlandığını, gece boyu konuştuklarını, konuştuklarının zaman zaman anlaşılmadığını ifade eden Ender Vangöl, "Ama hiç bir zaman bilincini kaybetmedi, son ana kadar" dedi.
Solunum cihazı takılırken babasının başında olduğunu belirten Vangöl, şöyle devam etti: "O bir tarih orada. Koskoca bir tarih o... Bu anında bile devletini düşünüyor. ’Düşünme baba bunları’ diyorum, ’Nasıl düşünmeyeyim ben, düşünmem lazım, bunları çözmek lazım..’ diyor. Umudumuzu yitirmiyoruz. Çok mücadele veren bir bünyesi var. Allah nasıl takdir ederse ona uyarız..." Ender Vangöl, solunum cihazına bağlanmadan önce babasını en son kendisinin gördüğünü, Denktaş’ın şimdi solunum cihazına bağlı olduğunu sözlerine ekledi.
AA