Sosyal medyadaki arkadaşlarımdan Tokyophone harika bir fikirle yeni yıla girdi. Fikri ondan çalarak kendime uyarladım. Gönlü geniş adamdır, kızmaz inşallah... Benim için geçen yıl pazartesi demek; Paramparça (Star TV) ile Güneşin Kızları (Kanal D) arasında mekik dokumak demekti. Tabii Karadayı son bulduğu için... Salı günlerinden hazzetmem. Aslında nedeni de yoktur. Dolayısıyla benim için salı demek kısa bir ara demekti... Çarşambaları Muhteşem Yüzyıl (Star TV) ve Diriliş (TRT 1) arasında mekik dokurken, Poyraz Karayel’e (Kanal D) rastladım; gönlüm şenlendi...
Arka Sokaklar ekranın en uzun soluklu polisiye dizisi.
Perşembeleri benim için Kurtlar Vadisi Pusu (Kanal D) demekti. 10 küsur yıldır hiç değişmedi. Bir de haftanın son programı olduğu için Burada Laf Çok’u (CNN TÜRK) yanına koyalım... Cuma akşamlarının vazgeçilmezleri Filinta (TRT 1) ve Kiralık Aşk’tı (Star TV). Neyse ki benim efsane polisiyem Arka Sokaklar (Kanal D) geri döndü de sac ayağını tamamladı... Cumartesileri Güllerin Savaşı (Kanal D) ve Kertenkele (atv) vardı. İkisi yetti de arttı bile. Arada yarışmaların final geceleri olduğu için ekrandan birilerinin eksildiği bir gece olarak da tanımlanabilirdi... Pazarı da sevemedim bir türlü. O Hayat Benim (FOX) ve sona doğru Hayat Mucizelere Gebe (Kanal D) ve Acı Aşk’ta (Show TV) çare aradım. Bulabildim mi, vallahi meçhul...
Yetersiz bir giriş oldu...
Yılbaşı gecesi ekrana giriş yapan Yeter (atv) gecenin ruhu için çok ağır kaçan bir dizi oldu. Sıralı şekilde mutsuzluklar yaşayan bir kadının en yakınındakinden gördüğü zulüm ve şiddeti yılı bir diğer yıla bağlayan gecede yayınlamak bana göre iyi fikir değildi...
Dizinin başrol oyuncuları Pelin Karahan ve Yurdaer Okur.
Atv yeni doğan çocuğunu elleriyle kuvöze koymuş oldu. Oysaki Yeter, bu toplumda yaşanan birçok haksızlığın sözcüsü olabilecek potansiyeli olan bir çocuktu. Bana göre toparlaması kolay olmayacak; söylemedi demeyin... Ha bir de Savcı Turgut’tan 180 derece farklı bir görünüm ortaya çıkaran Yurdaer Okur’a sağlam bir bravo çekelim. Hatırı kalmasın; çünkü dizideki en iyi şey buydu...
Ana kanallar tosladı!
Yılbaşı gecesi dışarıdaydım. Eğlenceyi erken bitirip TV arşivinin başına oturdum. Kim ne yapmış, baştan sona izledim... Kişisel fikrimi söyleyecek olursam, aynı yüzlerin aynı içerikler içinde ekranda olmasının farklı bir tarafı yoktu. Dizilerin içine taşınan ünlüler, programların gözetleme evine doluşan şöhretler ve bilindik melodileri banttan dinleyip durmak... Kral TV, TRT Müzik ve TLC Türkiye arasında gittim geldim.
Selena Gomez (ortada) Victoria’s Secret mankenleri ile.
Selena Gomez ve Victoria’s Secret mankenlerinin performansı hariç sadece bu saydıklarım alıştığım yılbaşı eğlencelerini hatırlattı... Siyah beyaz ekranların içinden çıkıp gelen fukara eğlenceliklerini yani. Gerisi vakit ve nakit israfıydı, kimse kusura bakmasın...
Hem hayatla hem de hatırayla oynuyorlar!
Uyduda rahmetli aktör Kemal Sunal’ın filmlerini art arda yayınlayarak araya da film uzunluğunda reklamlar koyan “Kemal Sunal” diye bir televizyon kanalı vardı. Sanırım yasal süreçle bu açıkgözlülüğün üstesinden gelindi... Ama rahmetlinin hatırasına zulüm bitmedi. O kanal şimdi 365 ismiyle yayında.
Tosun Paşa’da Kemal Sunal ve Şener Şen başroldeydi.
Geçen gün resmen Tosun Paşa’nın son yazısının hemen ardına Şaban Pabucu Yarım isimli filmi bağladılar. Araya aldıkları sözde ilaç reklamları da insanın içini kaldıran cinstendi... Reklam verenin adı belli olduğuna göre kanalın kimin olduğu da bellidir. İnsan sağlığıyla oynadıkları yetmiyormuş gibi hatıralarla da oynuyorlar. Duyurulur!
Yeniden çekilse kitlesi hazır!
Geniş Aile Yapıştır filmi neredeyse sinemadaki vizyondan hemen sonra Star TV ekranında yayındaydı... Yılbaşı gecesi toplam izleyicide 3’üncü olarak hatırı sayılır bir başarı yakaladı. Filmin başarısından çok Geniş Aile özleminin ağır bastığını söylemek gerekiyor...
Ekranda geleneksel mizah anlayışını kıran bu olağanüstü işin kullanım zamanı dolmamış. Film de olsa, başarısı bunu gösteriyor... Yok mu şu “benim güzel geniş ailem” hasretine son verecek bir kanal? Bu dizi yeniden çekilse belli ki kitlesi ekrana hücum edecek. Zor mu gerçeği görmek?