Etiketlerimiz var bizim. Bolca da önyargımız.
Saçma ve kimin koyduğu belli olmayan kurallarımız var...
Niye/neden olduğu belli olmayan kalıplarımız, sürü psikolojisine büyük inancımız var...
Büyük kitleler, kim olduğunu bilmediğimiz kalabalıklar ne diyorsa doğrumuz o. “Ben bilirim bu reklam işlerini, kesin öyle” diye büyük büyük konuşanlara sempatimiz var...
Özetle Adriana Lima ve Metin Hara’ya en baştan inanmamaya meylimiz var.
Ağzında purosu, yatları, jetleri olan bir yaşlı para babasıyla karşımıza çıksaydı Adriana Lima, ne kadar yakıştıracaktık onları birbirlerine değil mi? O bize çok doğru gelecekti ama bu değil, öyle mi?
HAYRANLARI DA BOL
‘Reklam aşkı’ diyenlere, “Dünyanın en ünlü mankeni, benimle kaç paraya öpüşebilir ki” diye soruyor Metin Hara… ‘Eşcinsel’ diyenlere çıktığı kadınları sıralıyor bir bir... ‘Şarlatan, büyük balon’ diyenlere, kendini anlatıyor.
Tamam, yaptığı işi beğenmeyenler olabilir çünkü nefes terapisi, enerji, şifacılık işleri herkese uymaz ama ona hayran olanları da unutmayın. 2010 yılında röportaj yaptığımızda tanıdım Metin Hara’yı. Yıllardır da izliyorum; dişiyle tırnağıyla çalışmasını, inancını, kendiyle barışıklığını..
(‘Kimdir Metin Hara?’ yazısı da bugün POSTA’nın cumartesi ekinde; bi bakın)
Belki de her şey reklamdır, PR çalışmasıdır kesin olarak bilemeyiz ama içimizdeki naif sesi bile bile susturmamıza canım sıkkın benim. Her şeye inanmaya meyilliyiz, bir tek gerçek duygulara, hislere inanmamak için direniyoruz.
Bence biraz susalım, kötü niyetleri bırakalım. Ha yanılırsak da başka maçlara bakar şüphelerimiz kusarız.
SENİ TANIMAK İSTİYORUM CÜMLESİ İLİŞKİYİ BAŞLATTI
Metin Hara ve Adriana Lima ilişkisinin detayları hakkında o kadar şey yazılıp çiziliyor ki, ben de bu işin nasıl başladığının peşine düştüm. Hikaye şöyle…
Metin Hara dünyaya açılmak isteyen, çalışmalarını tüm dünyaya tanıtmak isteyen biri. Amerikalı bir arkadaşı vasıtasıyla ‘Yol’ kitabının İngilizce baskısını Adrina Lima’ya ulaştırıyor. Lima kitabı okuyup çok etkileniyor ve Metin Hara ile uzun süre sanal ortamda yazışmaya başlıyor. Adriana Lima “Seni yakından tanımak ve birkaç gün geçirmek istiyorum” deyince; Metin Hara da onu Bodrum’a davet ediyor.
Çalıştığı ekibe “Bize tatili organize eder misiniz?” diye rica edince kandilerini Bodrum’da öpüşürken sarılırken buluyorlar. Metin dikkat çekeceklerinin farkında ama Adriana Lima “Saklanmak istemiyorum, gizleyecek bir şeyim yok, rahat ol” diyor. Dolayısıyla havalimanında öpüşürken, otelde sarılırken gizlenip saklanmıyorlar. En çok da Metin Hara’nın sevgilisine ‘yenge’ diye hitap etmesi hoşuma gitti. Samimi ve şekerler bence. Dediğim gibi ne kadar süreceği belli olmaz, belki bir hafta, belki 6 ay. Önemli olan kimin yazdığı belli olmayan ezberleri bozmaları.
YETMEZ AMA EVET!
İspanya’nın başkenti Madrid’de belediye, erkeklerin otobüslerde kadınları rahatsız edecek şekilde oturmasını engellemek için araçlara uyarı koyunca ve ‘Erkeklerin Yayılmadığı Paris’ diye kampanya başlatınca pek özenmiş; “Bizde de olsa” diye yazı yazmıştım. Sağolsunlar, yetkililer sesimizi duymuşlar…
Metro İstanbul, metroda yayılarak oturmaları engellemek için sosyal medya hesabından uyarıda bulundu: “Tüm dünyada kabul görmüş bu kurala uyalım. Uymayanları uyaralım.” Fotoğraftaki görseller araçlarda kullanılacakmış. Metro İstanbul’a ve belediyeye teşekkürler, ikazları ve yazılarımızı dikkate aldığı için ama yetmez! Çünkü bacaklarını yaya yaya oturan hırt tipler, bu işareti anlamaz! Yazıyla da uyarın, ekranlarda video olarak da gösterin. Teşekkürler, saygılar.
HAVA YÜZÜNDE TERAPİ ŞART!
Dün sabah evden çıktığımda hava kapalıydı, yağmur da çok hafif çiseliyordu. Havalimanına gitmek için yola koyuldum, Haliç civarında gök delindi resmen, yağmur öyle bir yağıyordu ki sandaletlerle ortada kaldım diye panik oldum.
Havalimanına ulaştığımda ise yerler kupkuruydu, yağmurdan iz bile yoktu.
30 dakikalık mesafede bu kadar değişim gerçekten denge bozuyor. O yüzden mi bu kadar dengesiziz acaba?
MAKARA
Kendi kendime konuşuyorum, enteresan şekilde konu konuyu açıyor.
15 Temmuz 2017, Cumartesi 05:00
Haberin Devamı