Hayırlısı demişken...

Sayılı gün çabuk geçer. Bir hafta da su gibi aktı. TV izlemeden zaman hızlı mı geçiyor ne? Hahaha.

Şaka bir yana TV hastaları olarak artık uzun bir sezon maratonunda birlikte koşacağız. Hayırlısı...

Hayırlısı demişken, RTÜK’ün (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) hemen tüm TV kanallarıyla yaptığı “izdivaç ve benzer türevdeki programları ekranda görmesek daha iyi olur” telkini meyvelerini vermeye hazırlanıyor...

İlk etapta “Ne Seninle Ne Sensiz” (FOX) isimli program içerik değişikliği kararı alarak minik bir ara verdi. Seda Akgül ve ekibi iyi niyetli insanlar. TV dilinden de anlıyorlar...



Bu tip rötuş çalışmalarını iyi niyetinden kuşku duymadığımız tüm yapımcılardan görmeye devam edeceğiz. RTÜK’ün istediği TV ekranının gerçekten iş yapıp yapmayacağını da!

SPOR EKRANI KILLANDI

Yaz sezonu bitti ve ekranlar kıllandı. Hadi lafı hiç dolandırmayalım. Özellikle spor ekranında bir sakal modası başladı...

Bu modayı uzun yıllar önce Ertem Şener başlatıp ara vermişti. Şimdi kendisini “Beyaz Futbol”da (Beyaz TV) tekrar sakallarıyla izliyoruz.



Yakışıyor da...

Bir de önceki gece “Spor Gecesi” (24) programına kirli sakalla çıkan Gökhan Dinç’i ve kendisine gelen tatlı tepkileri görünce anladım ki spor yorumcuları “sakalımız yok ki sözümüz dinlensin” mazeretini ortadan kaldırmaya karar vermiş gibi...

Bu arada “Spor Gecesi”nin ekranın en farklı spor programlarından biri olduğunu söylemeliyim. Tam bir orta oyunu lezzeti var. Üstelik her gece de ekrandalar. Kaçırmayın derim!

KIRGIN ÇİÇEKLER KIRIP GEÇİYOR

Dizilerin yurt dışı pazarında son 5 yılda neredeyse 10 misli satış payına ulaştığını Star TV Genel Müdürü Ömer Özgüner’in açıklamalarından öğrendim...

Bugüne kadar ben hep Ortadoğu ve Latin Amerika pazarını düşünüyordum. Oysa yanı başımızdaki Yunanistan’da en çok izlenen diziler bizden gidiyor...



Kanalların çoğunda Türk dizileri var. Ama şu sıralarda ortamları sallayan tek dizi “Kırgın Çiçekler” (atv). Üstelik Yunan kanalları orijinal ses ve altyazıyla yayınlayarak karakterleri değiştirmiyor. Kısacası izleme keyfi bozulmuyor. Gurur duydum mu, elbette!

TOKAT GİBİ RADYO

Batı Trakya’da Türkçe yayın yapan Kral FM’e Yunanistan sınırları içinde denk geldim. Açıkçası sürekli kapatılmasından ve reklam alamamasından bizzat Türk azınlığı suçlayan spotlar kullanıyordu...

“Sizin vermediğiniz desteği Yunan dinleyici ve reklam verenlerinden alıyoruz” minvalindeki söylem bana biraz sert geldi...



Neredeyse dinleyicisini sözle döven bir radyo yayınını dinlemek tuhaftı. Bu frekansın bizim Kral grubuyla bir ilgisi olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu tip işler Gezegen Mehmet’in (Mehmet Akbay) tarzı değildir...

HAYALİM DE BU ZATEN

“Sen İste Yeter” haber önüne taşındı. FOX Ana Haber’den hemen önce yayınlanan programda “iyilik yapanları ödülsüz bırakmayalım” anlayışı hakim...

Hakikaten de sosyal medyada yaptıkları güzelliklerle konuşulan isimsiz kahramanların ekrana çıkarılıp sürpriz bir şekilde ödüllendirilmeleri iyi fikir...



Ya da en büyük hayali “gerçekleştirilebilir şeyler” olan güzel insanların yüzünü güldürmek de hayırlı bir iş...

Hande Ataizi’nin sunduğu “Sen İste Yeter” bu çizgisiyle devam ederse “iyilik ekranının” öncüsü olacaktır. Benim hayalim de bu zaten!

SANIRIM BU DA BİR İLKTİ!

Kanal D’de yayınlanan Süper Magazin’i bu hafta Saba Tümer ve Cenk Eren ikilisi sundu. Saba’yı ekranda görmeyi özlemişim...

Ancak programın haber paketlerinde kullanılan dil bana ilginç geldi. Mükemmel bir montaja sahip paketlerin hepsinde tuhaf bir şekilde habere konu olan isimler “iğneleniyordu”...



Bir de selülitleriyle dalga geçilen Zuhal Topal ve Gülben Ergen gibi ünlüleri izlerken fonda Schindler’in Listesi gibi son derece dramatik bir filmin müziğini duyunca içimden “vay be” dedim...

Sanki programda selülit soykırımı yapılıyordu. Sanırım bu da magazinde bir ilkti!