İlaç sektörü bu skandalı konuşuyor!

Her şey Türkiye’deki çok uluslu bir ilaç firmasının yönetim kurulu üyelerinden birinin metresi yerine yanlışlıkla karısına müstehcen bir video göndermesiyle başlıyor.

Aldatılan kadın televizyona çıkıp hadiseyi anlatırken laf arasında “Ben aslında eşimin çalıştığı ilaç firmasında kendisi gibi bir başka yöneticiyle beraber olduğundan şüphe ediyordum fakat şüphelendiğim kadın yönetici eşimle değil, aynı firmadaki bir başka erkek yöneticiyle berabermiş...” diyor.

O sırada bu programı aynı şirketten kısa süre önce haksız yere atılan eski bir bilgi işlem çalışanı da seyrediyor. İşi gücü bırakıp “bulut” üzerinden bütün yönetim kurulunun cep telefonlarına giriyor. Ve yönetim kurulunun neredeyse tamamı evli üyelerinin çoğunun birbirleriyle yasak aşk ilişkileri olduğunu ortaya çıkarıyor.

Bununla da yetinmeyip yazışmaların linkini her sabah tüm şirket personeline mail atmaya başlıyor. Yöneticiler arasındaki yazışmalar, fotoğraflar, videolar evlere şenlik! Evli insan kaynakları yöneticisiyle sevgili olup birkaç ay içinde terfi edenler mi istersin benim diyen pembe dizide göremeyeceğiniz marjinal ilişkiler mi?

Olay patlıyor. Şirketin dünya merkezi skandala müdahil oluyor. Adı karışan tüm yöneticiler derhal işten çıkarılıyor. Yanlış anlamayın; bahsettiğim yönetim kurulunda en az tahsilli olanın 2 yüksek lisansı var. En düşük maaş alan ayda 50 bin lira kazanıyor. Hepsi sektörün bilenen, tanınmış insanları...

Anlayacağınız, Türkiye’de ilaç sektörü şu sıralar bu skandalı konuşuyor!

VALE TERÖRÜ!

Koşuyolu, Kadıköy’ün çoğu müstakil evlerle dolu güzel bir mahallesi...

Geçen gün Koşuyolu’nda bir felaketin eşiğinden dönüldü. Koşuyolu’ndaki kafelerin valeleri müşterilerin arabalarını birçok semtte olduğu gibi otopark yerine pervasızca mahallenin ara sokaklarına park ediyor. Geçen gün bir evin önüne böyle bir araba park edilmiş.

Öyle bir park edilmiş ki evin kapısı açılmıyor. Bu evden biri rahatsızlanıp ambulans çağırılınca kapıdaki araba yüzünden hasta evden çıkarılamadı. Allahtan evde müdahale edilebilecek bir durummuş ve iş daha da korkunç bir noktaya gitmemiş. Ama buradan Mevlüt Uysal’a, Mustafa Çalışkan’a Aykurt Nuhoğlu’na ve tüm ilgililere sesleniyorum: Yakında Koşuyolu’nda bu vale terörü yüzünden biri ölecek. Geç kalmadan müdahale edin.