Dün sabah şöyle bir mesajla uyandım: “Üsküdar’da bir adam işe gitmek için yüzüyor.”
Uyandım televizyonu açtım bir adam “Boyu 1.60’dan kısa olanlar sokağa çıkmasın” diyordu.
O ara telefonum çaldı, arayan arkadaş durumunu şöyle anlatıyordu: “Şu an Gayrettepe metrosundayım... Sana buradaki durumu video çekip yolluyorum. Metrodaki merdivenlerden şelale gibi su çağlıyor üstümüze doğru...”
★
Öğlene doğru biraz daha sakinleşince hava, dışarı çıktım.
Karşıya geçmem gerekiyordu. “Nerden geçsem?” diye düşündüm. Doğal bir afette herkesin sığınma alanı olarak kullanabileceği Avrasya Tüneli geldi aklıma. Tünele doğru giderken ajanslardan bir haber düştü: “Avrasya Tüneli yoğun yağış nedeniyle trafiğe kapatılmıştır.”
★
Tam da o sırada ilk resmi açıklama geldi: “Bu bir doğal afettir.”
★
Bilim adamlarının açıklamalarına, metrekareye düşen yağış miktarına bakılırsa bu sahiden “normal” bir durum değildi. Gel gör ki ortada normal olmayan, insanları “doğal afet” diyerek uyutamayacağınız ve görmek için bilim adamı olmaya hiç de gerek olmayan daha vahim bir durum vardı:
Betona teslim edilen, bir karış toprağa hasret bırakılan İstanbul’da suyun artık gidecek yeri kalmamıştı.
Ve galiba en büyük doğal afet buydu.
19 Temmuz 2017, Çarşamba 05:00
Haberin Devamı