Candaş Tolga Işıkİstanbul'un kaderini 'Yeter Artık!' diyen belirleyecek!

HABERİ PAYLAŞ

İstanbul'un kaderini 'Yeter Artık!' diyen belirleyecek!

Haberin Devamı

“İstanbul müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum” Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait...

Son 15 yıldır ülke yönetiminde söz sahibi bir liderin bu samimi özeleştirisine ancak şapka çıkarılır. Kaldı ki İstanbul’a ihanetin 15 yıldan çok daha eski bir mazisi var.

1950’lerden sonra hız kazanan köyden kente göç dalgasının en büyük mağdurudur İstanbul... İstanbul herkesin gözü önünde talan edilirken siyasetçiler 3-5 oy uğruna bu katliama sadece seyirci kalmamış bizzat destek olmuşlardır.



Dünyanın en güzel şehri İstanbul’un kuşbakışı fotoğraflarına bakınca insanın içi acıyor: Hiçbir planlama, mimari ve estetik kaygı gütmeksizin inşaat sektörüne teslim edilen bu şehir bir bina yığınına dönmüş adeta.

Canım tarihi yarımada siluetinin fonunda bile iki ucube gökdelen uzanıyor. Taksim Meydanı betona terk edilmiş, çirkin ötesi griliğiyle bir şantiyeyi andırıyor. 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü’nden Anadolu yakasına doğru geçerken tam karşınızda beliren neredeyse bulutlara uzanan betondan dev bir kule (yeni radyo kulesi) görüyorsunuz.



Cumhurbaşkanı haklı ama eksik söylüyor. İstanbul’a ihanet eden sadece ülkeyi ve İstanbul’u 50 yıldır yönetenler değil. Aynı 50 yıldır İstanbul’da bizzat yaşayanlar da bu ihanetin en az siyasetçiler kadar sorumlusudur. Kimse kusura bakmasın, İstanbul’u bu hale getiren bizzat “İstanbullulardan” yani bizlerden başkası değil.



Bugün İstanbul’da beklenen depremde yüzbinlerce binanın tamamen yıkılacağı, sayısı milyonlarla ifade edilen insanın hayatını kaybedeceği, ülkenin bağımsızlığını tehlikeye atacak milyarlarca dolarlık maddi bir yıkımdan bahsediliyor.

Bu şehrin kaderini kimin önce “Yeter artık” diyeceği belirleyecek. Ya insanoğlu yaptığının farkına varıp diyecek ya da doğanın ta kendisi! Doğanın “Yeter artık” demesini beklersek sonumuz felaket.

KİTAP ÖNERİSİ

17-25 Aralık’ın hemen ardından FETÖ savcısının talimatıyla Suriye’ye giden MİT tırları durdurulmuş, başta operasyonu yürüten jandarmanın MİT personeline silah çektiği o görüntüler olmak üzere olay jet hızıyla uluslararası medyaya servis edilmişti.

Tesadüfe bakın ki, bu haberle eş zamanlı olarak “Türkiye teröre destek oluyor” propagandası başlatılmıştı. Ersoy Dede bu süreci belgeleriyle anlatan bir kitap yazmış: Mit Tırları İhaneti. Okumanızı öneririm.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder