Dünyayı deliler yönetirse böyle oluyor, 2. Dünya Savaşı’nda da böyle olmamış mıydı? Milyonlarca insan öldü, sakat kaldı, şehirler yıkıldı, en tepedekilere bir şey olmadı.
Ortadoğu Savaşları da böyle! Büyükler silah satmak için sizin bahçenizde savaş çıkarıyor, o silahlarla siz birbirinizi öldürüyorsunuz, ülkeniz harap oluyor, insanlarınız evsiz, yurtsuz kalıyor.
Baştakiler, ellerini oğuşturuyor! Trump’ın ABD’nin başına geçmesinden beri yaptıkları, kendisini istemeyenleri susturmak, seçmenlerini ise arkasında sıkılaştırmak için silah tacirlerini mutlu etmekten başka nedir ki?
Şimdi de Kudüs krizini kaşıyor. Geçen ay Kudüs’teydim, üç dinin mensupları, aynı şehirde sorunsuz yaşıyordu. Sokaktaki adamın böyle bir derdi var mı?
Kim savaşmak, kim ölmek, kim evsiz kalmak istiyor? Ve biz her kavgaya atlayan horoz olarak yine en başta bağırıyoruz. Daha içeriye huzur gelmemiş. FETÖ’yle mücadele edeceğiz derken görünümü kurtarmak için en alttakileri tepelemek. Gerçek FETÖ’cüler dururken, yüzbinlerce kişi, telefonunda bylock var, BankAsya’ya para yatırmış diye işten atılıp içeri tıkılıyor.
İki adli bilişim uzmanı, Tuncay Beşikçi ve Koray Peksayar, şarkıdan şarkıya geçerken Bylock’a geçilebileceğini kanıtladı. En az 10 bin kişi bu yüzden boş yere mağdur. Ama mahkemeler bilişim raporlarına bakmıyor bile. Oysa içerik aranmalı.
CHP eski milletvekili, Doç. Aykan Aydemir’in Hakan Atilla davasında tanık olduğu gerekçesiyle mal varlığına el konulmuş! Oysa tanık listesinde adı yok, itiraz dilekçesinde resmi belge sunuyor ama kabul edilmiyor! FETÖ’yle böyle mücadele edilmez, bu olsa olsa ya FETÖ’cülerin işidir, ya da onların ekmeğine yağ sürer. Ülkemize, suçsuz insanlarımıza yazık oluyor.
Zeytinburnu İslami bölge yapılmak isteniyor
Hürriyet’te manşet olan habere göre Zeytinburnu Belediye Meclisi, oy birliğiyle değil, oy çokluğuyla, bir karar almış. Buna göre bölgede yapılacak sitelere açık havuz yapılması yasaklanmış, mescit zorunluluğu getirilmiş.
Uygunsuz işler yapılıyor gerekçesiyle de 1 artı 1 dairelerin oranı yüzde 15’e çekilmiş! Sondan başlayalım: 1 artı 1 dairelerde uygunsuz iş yapılıyorsa yüzde 15’inde yapılmasına izin mi verilecek? Uygunsuzsa hiç yapılmasın! Açık havuz niye yasaklanıyor?
Kadınlar kızlar mayolu havuza girecek ya, sitenin mümin ailelerinin abdesti kaçacak, orucu bozulacak! Ya mescit zorunluluğu? Orası iş yeri değil ki, konut. Evlerinde kılamıyorlar mı namazlarını?
Evinden çıkıp sitenin mescitine gidecek orada mı kılacak illa ki? Bu islami site yaratmak demektir. Yakında alkol yasağı da getirirler. Bizim bu kafayla kavgamız şudur: Kendi yaşam biçimlerini dayatmaya itiraz.
Diyanet İşleri eski Başkanı Bardakoğlu’nun Ortak Değerlerimiz toplantısında çok güzel dile getirdiği gibi dinle din kültürünü karıştırmak.
Din kültürü diye dayatılan, bin küsur yıl önce Arap Bedevilerinin yaşam biçimidir ki günümüzde Suud dışında yaşayan kalmadı! Dinimiz bu demek de dine yanlış yapmak, IŞİD misiniz siz? Ne karışıyorsunuz kim havuza girmiş, hoşlanmıyorsan bakma.
Hayat çok siyah, gülün biraz
Olan biten o kadar ruh karartıcı ki antidepresan kullanımı tavan yapmış. Herkes bunalımda. Aile Arasında gülmenin tam zamanı! Gülse Birsel, şöhretini Avrupa Yakası ve Yalan Dünya dizileriyle yaptı. Hepimiz o dizilerdeki insanları sevdik, bağımlısı olduk.
Şimdi sinema salonlarında Aile Arasında ile fırtına estiriyor. Yeşilçam nostaljisine sıcak, sımsıcak kültürel takıntılarımızı eklemiş, her sahnesinde kahkaha attıran, bazen de duygulandıran bir komedi yazmış, ama hakkını verelim, oyuncularını da şahane seçmiş.
Engin Günaydın, Demet Evgar, Ayta Sözeri, Devrim Yakut, Fatih Artman, hangi birini sayayım, zavallı yönetmen Ozan Açıktan güme gidiyor, hepsi olağanüstü. Filmin gişesi de çok iyi, ama Gülse beğenilsin istiyorum demişti, beğeniliyor!
10 Aralık 2017, Pazar 05:00
Haberin Devamı