Kısacık bir film: Yaşıyor

Sırrı Süreyya Önder kısa bir film çekti... KHK ile atıldıkları işlerini geri isteyen, bunun için açlık grevine başlayan, açlık grevi yaptıkları için hapse tıkılan iki eğitimcinin; Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın filmi. Bu insanlar açlık grevinde 151’inci günü geride bıraktılar. Ölümün eşiğindeler. Devlet yetkilerinin hiçbiri onları muhatap almadı, onlarla konuşmadı, dinlemedi...

Umurlarında bile olmadı. Bu iki insan cezaevinde, gardiyanlar tarafından her gece “Öldün mü, yaşıyor musun?” diye uyandırılıyorlar. İşte Sırrı Süreyya Önder, bu durumu ‘Yaşıyor’ isimli kısa bir filmle anlatıp Youtube’a koydu... Bazen kısacık bir film sözcüklerden daha etkili olabilir diye…

Bu ülkede insanlara reva görülen hoyratlığa, acımasızlığa bir lokma daha dikkat çekebilir diye... Babalık yapması gereken ‘Devlet Baba’, bu aymazlığından belki vazgeçebilir diye…

Ama vazgeçmek bir yana… ‘Nuriye ve Semih ölmesin’ diyen 35 kişi de önceki gün yerlerde sürüklene sürüklene gözaltına alındı. Çok yazık ama belli ki ölsünler isteniyor. Bunun başka açıklaması var mı? Lütfen izleyin bu kısa filmi, belki insanlığımızın ayarlarıyla biraz olsun oynamış oluruz.

Karısına hesap verecek SİZE DEĞİL!


Fazla hoyrat değil miyiz ünlülerin hayatlarına karşı? Tamam magazini seviyoruz, renkli haberlerle kafamızı boşaltıyor, eğleniyoruz da... Başkalarının özel hayatını niye kendimize bu kadar dert ediniyoruz? Niye başkalarının hayatına bu denli müdahaleci, bu denli saygısız, bu denli her şeyi demeye hakkımız varmış gibi davranıyoruz? Mesela... Göksel’in ilkokul fotoğrafları çıkınca yapılan ve haddini aşan yorumlar...

En sonunda isyan etti kız: “Herkesin böyle yakılacak fotoğrafları vardır ancak ‘çirkinsin’ eleştirilerini acımasız ve ayıp buluyorum...” Haklı, çok ayıp! Murat Başoğlu sonra…

Karısını aldattı malum. Konuşulmayacak gibi değil. Konuşalım tabii de... Nasıl çirkin ve hadsiz yorumlar! Ya adam karısına hesap verecek, size değil! Ayıp etmişse karısına etti, size değil. Bi’ kendinize gelin lütfen.

Erkeklere haddini bildiren kızlar

Yonca Evcimik’in eski şarkısına yeni çektiği klip gündemde şu sıra. İrem Derici ve Gökçe ile güç birliği yapıp, 90’lı yılların en hit şarkılarından ‘Kendine Gel’i yeniden yorumlamış Evcimik.

Bu çok konuşulan klibi en sonunda izledim ve klipteki mesaja da, fikre de, kızların perfomansına da bayıldım! Klip “Görev: Kadınlara değer vermeyen kendini bilmez erkeklere haddini bildirmek” sözleriyle açılıyor ve kızlarımız ünlü ‘Görevimiz Tehlike’ filmlerinden fırlamış gibi aksiyona başlıyor.

Kadına şiddetin arttığı böyle bir dönemde, zamanın ruhuna uygun bir iş olmuş. Çizmeyi aşanlara ‘höt’ diyen bir klip olmuş. Ayrıca bu üç kadının güçbirliği yapması da anlamlı. Erkeklere ağzı açık ayran budalası gibi bakan klip kızları resmen yalan olmuş! Devamı da gelsin kızlar, son derece bravo…

Vejetaryen Külkedisi olur mu?

Madem kadın gücünden bahsettik, aynı konuya devam.. İlginç bir kitapla tanıştım, adı ‘Vejetaryen Külkedisi’… Bu Külkedisi, bildiğimiz Külkedisi’ne pek benzemiyor.

Baloda hayallerini süsleyen prensle tanışıp ‘sihirli’ ayakkabı ayağına uyunca sonsuza kadar mutlu yaşayan Külkedisi’nden bahsetmiyor. Çocuk masalı da değil, yediden yetmişe herkes için yazılmış. Her yaştan okuyucuya, kadınlara dayatılan toplumsal rolleri kabullenmek zorunda olmadıklarını anlatıyor, ayaklarını sıkan ayakkabılardan, ruhlarını sıkan elbiselerden ‘yeter’ diyerek uzaklaşabileceklerini söylüyor.

Külkedisi’nin vejetaryen olabileceğini ve prensle tartışabileceğini anlatıyor. Nunila Lopez ve Miriam Cameros kitabı kendini seven ve prenslere hiç güvenmeyen kadınlara yazmış. Ezberlerinizi yıkmak için bakın derim