Kerem Akça’ya göre 2017’nin en iyisi “Kutsal Geyiğin Ölümü” yarın vizyona giriyor
KEREM AKÇA / akca.kerem@gmail.com
“Kutsal Geyiğin Ölümü”, hem 17 Kasım vizyonunun hem de an itibarıyla 2017’nin en iyisi… Ameliyat masasına yatırılan hastalıklı Amerikan ailesini kemiren, rahatsız edici ve klostrofobik bir ‘işlevsiz aile-bedensel korku filmi’ modeli yaratıyor. Colin Farrell ile Nicole Kidman da bu deliliğe ortak oluyor!
Tavizsiz ve kalıplarına sığmayan bir yönetmenlik
Yunan Yeni Dalgası’nın öncüsü Yorgos Lanthimos, ikinci İngilizce filminde “The Lobster”dan (2015) daha tavizsiz bir duruş sergiliyor. “Kutsal Geyiğin Ölümü”nde (“The Killing of a Sacred Deer”, 2017) karizmatik bir cerrah ile kutsal aileyi tehdit eden tekinsiz bir yabancının yüzleşmesine odaklanıyoruz. Steven Murphy (Colin Farrell) ve Martin’in (Barry Keoghan) varlığı çekirdek aileyi tehdit eder hale gelebiliyor.
Dr. Caligari’den Hannibal Lecter’a, Dr. Moreau’dan Beverly/Elliot Mantle’a sinemada çılgın doktor karakterleri gördük. Bunların izinde yaratılan bir ‘korku-gerilim-bilimkurgu’ formülü de var. Son dönemde “İçimde Yaşadığım Deri” (“La Piel Que Habito”, 2011) ve “Evrim” (“Evolution”, 2015) ile birlikte bu alana dahil olan en yetkin ve güncel örnek “Kutsal Geyiğin Ölümü” (“The Killing of a Sacred Deer”, 2017) oluyor.
Açıkçası Lanthimos, “Amerikan Güzeli”nden (“American Beauty”, 1999) bu yana yapılan en melankolik ve rahatsız edici işlevsiz aile filmine imza atmak için kolları sıvamış. Bunu eyleminde röntgenci kameradan şaşmıyor. Ölçekleri bilinçli olarak kaçırarak yakın ve çok yakın planları ‘çarpık açı’ ve ‘alt açı’ ile besliyor. Balıkgözü objektifle çekilmiş ikonik sekanslar, en fazla geniş açı objektif ile yıkılıyor. Yabancılaştırma ezberi en az Haneke’nin aile bireylerinin kafasını çerçevelerin dışında bıraktığı başyapıtı “Yedinci Kıta”daki (1989) kadar kalıplarına sığmayan bir atmosfer kuruyor.
Hastalığa teşhis aramanın sinemasal yolları
Başta Ellie Goulding’inkiler olmak üzere çok yönlü şarkılar, yaylı çalgılardan, orkestra ezgilerinden ve klasik müzikten destek alıyor. Lanthimos ‘yıkım’ için yola çıkarken aslında Pasolini’nin “Teorem”i (“Teorema”, 1968), Cronenberg’in “Ölü İkizler”i (“Dead Ringers”, 1988), Kubrick’in “Gözü Tamamen Kapalı”sını (“Eyes Wide Shut”, 1999) hatırlatıyor. Ama Haneke meyilli olmaktan vazgeçmeden (“Yedinci Kıta”, “Benny’nin Videosu”, “Ölümcül Oyun” etkisi çok bariz) kendi dilini yaratma çabasına giriyor. ‘İşlevsiz aile-bedensel korku (body-horror) gerilimi’ filmin net modelini duyuruyor. Bunu yaparken de aslında Yunanistan kariyerinin en iyi filmi “Köpekdişi”nin (“Kyonodontas”, 2009) paralelinde Amerikan orta sınıfına bir pencere açıyor.
Yönetmen aileye el atınca çok özgün noktalara açılabiliyor. Burada da ‘ameliyat masasına yatırılan Amerikan ailesi’ni keşfe çıkıyor. Bembeyaz çerçevenin ortasında sanki ışıkla tutturulmuş, oradan kaçmak istediğinde de açı-mercek oyunlarıyla köşeye sıkıştırılan kutsal aile tanımı ürkütücü. Yeri geldiğinde fıçılama tekniğiyle ‘ameliyathane’deki klostrofobi hissinden de bolca besleniyor.
Açıkçası ‘Martin’in varlığı ile çekirdek kurumun içine ‘dışarıdan gelen yabancı’ doğrudan sokuluyor. Bu formülün öncülerinden “Teorem”in ‘ziyaretçi’si misali bir gerçekleri, sapkınlıkları açığa çıkarma sorumluluğu var. Ama bunun üzerine Cronenberg tadı da ilave edilerek çok yönlü ve zaman zaman distopik olabilen bir Amerikan toplumu tanımı oluşturuluyor. Sanki “Ölü İkizler”in doktoru ile “Teorem”in ziyaretçisi Haneke’nin işlevsiz aile filminde buluşuyor.
Mitolojideki Iphigeneia’nın tragedyası Amerikan banliyösüne sıçrıyor
Bu gerilimli dünyanın etrafı ise ‘Kutsal Geyiğin Ölümü’ ismi ile filmde de bir sahnede alıntılanan İphigeneia’nın Aulis tragedyasına kadar uzanıyor. Sinemanın unutulmaz doktorları arasına girecek Steven Murphy’nin ‘Agamemnon’a, anne Anna Murphy’nin (Nicole Kidman) ‘Klytaimnestra’ya denk geldiği bir ortam var. Iphigeneia’ya Raffey Cassidy’nin Kim Murphy’si örnek oluşturmuş. Kutsal geyik öldürüldü diye yellerin esmesini engelleyen Artemis, ailenin arasına sızan erkek ziyaretçi ‘Martin’e dönüştürülmüş. Iphigenia’nın beklenmedik rahatsızlığı ise Artemis-Agamemnon arasındaki ‘kızını kurban verme’ gerginliğinden kopuyor.
Açıkçası finaldeki ‘gerçeküstücü’ gözüken bölüm bu hesaplaşmanın aile kurumuna geri dönüşünü temsil ediyor. Halen mitolojideki çağdışı hesaplaşmaların günümüzde ‘hastalık’a tekabül etmesi başlı başına korkutucu. Lanthimos; “Köpekdişi” ve “Alpler”den (“Alpeis”, 2011) sonra burada da açı-mercek oyunlarıyla, çarpıtılmış duran çerçevelerle ezber bozuyor. Aile kurumunu ameliyat masasına yatırıp başlangıçta ‘kutsal geyik’i öldüren deli cerrahın peşinde özgün bir ‘bodynh -horror filmi’ yaratıyor.
Belki hikayesi tanıdık. Ama altındaki ‘melankolik’ ve ‘mitolojik’ katmanlar çok çarpıcı. Filmi yukarı taşıyan da ‘dahiyane yabancılaştırma esasları’ haricinde bu taktik. Bembeyaz filmin aile kurumunu ameliyata sokma derdi çok açık. Farrell-Kidman arasındaki yatak sahnelerindeki sabit kameranın, locked-down shot (kameranın yerini sabit bekleyip aksiyonu takip etmemesi) tekniğinden beslenme özenini, film ‘aile hastalığı’ kuralına cuk oturuyor.
Zamanla başyapıta dönüşebilir
Açıkçası çarpıklıkta son boyuta ulaşan kutsal kurumu delik deşik ediyor “Kutsal Geyiğin Ölümü”. Bunu reji olarak Haneke-Kubrick arası bir sinemasal yaklaşıma Cronenberg’in doktor ve tür mantığını dahil ederek yapıyor. Açıkçası zoom in ve zoom out hareketlerinin kameranın esaslı duygusu olduğu eserde, aile neredeyse tüyler ürpertici ve klostrofobik bir hissiyat bırakmak için programlanıyor. Bu da bedensel korku filmleri için fazlasıyla radikal ve çığır açıcı.
Lanthimos, İngilizce filminde de tavizsiz olabileceğini kanıtlıyor. Baştan sona neredeyse ustaca çekilmiş, dahice planlanmış korku-gerilim mest ediyor. Hikayesi, çıkış noktası klasik gözükse de onu sinemaya dönüştürme şekli o kadar ‘ufuk açıcı’ ki “Kutsal Geyiğin Ölümü”nü şarkılarından kamera hareketlerine her anıyla hayranlıkla izliyorsunuz. Film, zamanla başyapıta dönüşecek ve tarihe geçecek hissi ile noktalanıyor. Özene bezene yaratılan yabancılaştırma ve röntgenleme esaslarıyla da örnek teşkil edecektir.
FİLMİN NOTU: 8.6
Künye:
Kutsal Geyiğin Ölümü (The Killing of a Sacred Deer)
Yönetmen: Yorgos Lanthimos
Oyuncular: Barry Keoghan, Colin Farrell, Nicole Kidman, Raffey Cassidy, Alicia Silverstone
Süre: 121 dk.
Yapım yılı: 2017
16 Kasım 2017, Perşembe 02:30
Haberin Devamı