Mehmet Aslantuğ hayranlığı tavan yaptı

Evet tamam… Hep sevilen bir oyuncuydu, hep beyefendi, hep kibardı.

Her rolünü özene bezene seçti, gerçek hayatında da karşı durmayacağı adamları oynadı. Hele linç edilen Ahmet Kaya’ya onca insanın içinde sahip çıkması...

Benim gözümde kredisini en çok da bu olay yükseltmiştir. Ama işte, son haftalarda Mehmet Aslantuğ hayranlığı başka bir boyutta...



Sebebi de Hülya Avşar’ın programında, onun sözlerine karşılık sarf ettiği cümleler.

Avşar’ın “Kadın evinde otursun çocuğuna baksın, erkek egemenliği güzel bir duygu” tadındaki sözlerine her zamanki beyefendiliğiyle, sakinliğiyle şöyle cevap verdi Aslantuğ:

“Hiçbir kadın üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, günün sonunda bir gün aklının karışmasına bırakmamalı.”

Şiir gibi değil mi söyledikleri?

Zaten kendisi de şiir gibi bir adam bence!

Ve ne yazık ki, türünün son örneği.

Böyle düşünen bir tek ben olmadığım için; bu bakışa, bu duruşa, bu nezakete hasret kaldığımız için tabii, sosyal medya yıkıldı, Aslantuğ kadınları bir kez daha fethetti.

Hülya Avşar aldığı yergilerle, Mehmet Aslantuğ ise aldığı övgülerle gündem oldu.

Kendisiyle konuşmak farz oldu böylece. Ben de ‘Direniş Karatay’ filminin galası öncesinde yakaladım; Hülya Avşar’ın açıklamasını sordum. Söyledikleri aşağıdaki yazıda...

'Hülya'ya acımasızlık ediliyor bence'

“Hülya’ya biraz acımasızlık ediliyor. Biz onunla çalıştık, 30 yıldır tanışırız. Kimi onaylar, kimi onaylamaz ama bir kıymeti harbiyesi vardır Hülya’nın. Bana sorarsanız, Hülya ailesine de yardım eden arkadaşlarımızdan. O yardımı alan erkekler bile vardır...”



Tamam da, böyle biri niye bu lafları eder?

Cevap veriyor Aslantuğ: “Hülya’nın söylemek istediği birinin haremine teslim olmak değil. 30 yılı aşkın süredir üreten ve çalışan bir kadının böyle cümle kurması ancak onun psikolojik ihtiyaçları ile alakalıdır. Yani duygusal bir şey söylüyor. Hülya’yı çok da hırpalamamak lazım…”

Mehmet Aslantuğ’un bu kadar sevilmesinin nedeni bu belki de; kolay insan harcamaması, naifliği.

youtube’taki kanalım ‘Bazıları Şirin Sever’ için yaptığım bu söyleşiyi Instagram’da duyurunca, gelen övgülere ve videonun izlenme sayısına o kadar çok şaşırdım ki... Ben Mehmet Aslantuğ’un bu kadar çok sevildiğini bilmiyordum!

Ve bütün bunlar inceliğe, kibarlığa hasretimizden galiba. Peki bu kadar sevdiğimiz bir oyuncu ekranda, perdede neden bu kadar az görünür? Bu ve pek çok sorunun cevabı da youtube’ta, ‘Bazıları Şirin Sever’ kanalımda.

BÖYLE ÇOK GÜZELİZ BE!

Mehmet Aslantuğ’un kadınlarla ilgili sözleri çok sevildi, alkışlandı çünkü uzun zamandır hiçbir erkek, kadınlarla ilgili bu kadar güzel sözler sarf etmiyor, doğru tarifler yapmıyordu.

Siyasetçilerin dilinde, sokaktaki adamın dilinde, en eğitimli adamların bile dilinde böyle değerli cümleler yoktu.

Sadece bir takım gereksiz adamların tahrik olması, tacizi, tecavüzü, kabalığı vs..

O yüzden kadınlar isyanda.

O yüzden kadınlar kabına sığamıyor, sokaklara taşıyor. Önceki gece Taksim’de yürüyen kadınları izlediğimde, onların coşkusuna, haykırışına, barışçıl protestosuna baktığımda tam da bunu gördüm.

“Ev işlerini Marslılar yapsın” diye pankart açarak, “Böyle çok güzeliz be” diyerek, dans ederek seslerini çıkarıyorlardı.

Ve öyle güzel görünüyorlardı ki…



İçimi umutla doldurdular.

Bu dünyayı kadınlar güzelleştirecek, bunu bir kez daha gösterdiler.

KADIN KADINDIR, ÇOCUK DA ÇOCUK!

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde en sevdiklerim:

■ Sosyal medyada Fransızca başlayıp Türkçe bitirdiği konuşmasıyla gündem olan Karslı Zümran Ömür’ün Fransa Sarayı’nda Başkonsolos Bertnard Buchwalter ile buluşması… ‘Kadın isterse her şeyi yapar’ sözünün tam karşılığı.

■ Kozmetik markası Rossmann’nin “Kadına şiddeti hiçbir kozmetik ürün kapatamaz” sloganlı reklamı... Çok anlamlıydı, çok.

■ Her zaman cesur Leyla Alaton’un rapçi Fuat ile birlikte ‘Kızım Susma’ diyerek söylediği rap şarkı. Böyle rol modellerden daha çok olsa keşke...

■ Borusan Holding’in, iş yaşamında kadınlara yönelik örtülü cinsiyetçiliği eleştiren animasyon filmi. Her kelimesi doğruydu.

■ Boyner Grup’un, “Kadına kadın diyoruz, çocuğa çocuk. Nokta” yazılı ilanı. Kadın kelimesinden bu kadar utananlarla, çocukların 6 yaşında evlendirilebileceğini savunanlarla dolu bir toplumda çok yerinde ve önemliydi bence.