Yazgülü AldoğanNe ayı çıktı, ne daş düştü!

HABERİ PAYLAŞ

Ne ayı çıktı, ne daş düştü!

Haberin Devamı

Kastamonu'ya gitmeyi akıl etmemişim bunca yıl. Oysa Ilgaz Dağı'na kaymaya az gitmedim. Demek ki Kastamonu kendini satmayı bilememiş. Aklımızda kala kala "Ayı da çıkabülüü, daş da düşebilüüü!" esprisi kalmış. Halbuki Kastamonu bir derya kuyusu. Onlar en çok Evliyalar ve Şehitler şehri olmakla övünüyor. Oysa Cumhuriyet ve Devrimler deyince de Kastamonu ilklerin kenti. Atatürk şapka devrimini:"Beyler buna şapka denir" diyerek burada başlatmış.

Ve bugün ülkenin tek Şapka Müzesi burada! Kastamonu, hiç işgal edilmemiş ama erkekleri öylesine savaşa gitmiş ki kadınları İngiliz işgaline karşı miting düzenleyip gerekirse biz de savaşa girer, canınıza okuruz demiş, öylesine yiğitler.

Ve bir 10 Aralık günü, kentin Cumhuriyet Meydanı'nda İstanbul, Ankara'dan gelmiş kadınlar Atatürk Anıtı'nın önünde miting değilse de, anma töreni düzenliyor bu günün anısına. Kastamonu'nun mimari dokusu, Osmanlı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında çok güzelmiş. Geniş meydanlar, ahşap konaklar, şehrin içinden geçen nehrin iki yanındaki caddeler, bugün bile biz istanbulları imrendiriyor.

Camileri, hamamları, çarşıları ile ferah bir şehir. Hele belediye de el verip konakların restorasyonu için teşvik edince bir çoğu kurtarılmış, kimi butik otele dönüşmüş, kimi farklı amaçlarla kullanılıyor.

Kastamonu'nun asıl güzelliği ise civarı. Küre ve Ilgaz Dağı'nın yüzde 70'i orman! Sadece çam ve meşe ormanı değil, kanyonları, mağaraları ile doğa yürüyüşleri için de bulunmaz bir mekan. Şehriban Kanyonu, Daday'daki Azdavay, her mevsim başka güzel ve dünya literatürüne geçmiş kanyonlar.
Ne ayı çıktı, ne daş düştü

TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BAŞKENTİ

Kastamonu'nun gündeme gelme nedeni Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından oy birliğiyle 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmiş olması. Şimdi bütün kent buna ve 27-30 Aralık'ta İstanbul'da gerçekleşecek Kastamonu Sanayi ve İş Dünyası Fuarı (KASTEXPO)'ya hazırlanıyor. Şaka değil, Kastamonulu Sanayici ve İş Adamları Derneği, KASİAD'ın katılacağı fuara 30 ayrı sektörden 200 firma bekleniyor.

Kastamonu ayrıca organize sanayi bölgesinin genişletildiğini ve burada 300 dönüm araziyi ücretsiz vereceklerini söyleyerek yerli Türk otomobilinin üretimine de aday. İnebolu Limanı ve yolu yapılıyor. Bırakın otomotivi, Rusya'ya meyve sebze ihracatı için bile İstanbul ve Mersin Limanı'ndan daha avantajlı olacaklar. Kastamonu Hava Limanı'nın da olduğu düşünülürse olmayacak iş değil.

Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, İstanbul Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı'ndan geldiği Kastamonu'da hem Kültür Başkenti, hem yerli oto için bilgi veriyor ama kentin gastronomi zenginliği de yabana atılır gibi değil!

SARIMSAĞI TESCİLLİ

Ne ayı çıktı, ne daş düştü
Kastamonu'nun Taşköprü sarımsağı, coğrafi işareti tescillendi. Gerçekten de yerken gözünüzden yaş getiriyor! Bir de pastırması var ki İtalyanların proşittosu halt etsin, Kayserililer kenara çekilsin. Mantarı, meyvaları ise ayrı tatta. Ama en meşhur yemekleri tirit! Susamsız simidin et suyu ile ıslatılıp yoğurtlanması ve üstüne döner ya da et döşenmesine banıveriyorlar!

KAHVALTISI MEŞHUR

Kastamonu'daki 400 yıllık İzbeli Çiftliği'nin kahvaltısı Türkiye'nin en iyi onu arasında. Osmanlı döneminde tımarlı sipahi yetiştirilen konağın sahipleri bugün organik tarım yapıyor ve kahvaltı ikram ediyor.
Ne ayı çıktı, ne daş düştü
Gerçek serpme köy kahvaltısı işte bu; sadece çiftliktle üretilen meyvelerden çeşit çeşit reçel ve marmelat, tereyağı ve süt kaymağı, peynir, yumurta, katmer, sıcak süt. Çay, Of'tan alınıp burada kurutuluyor, zeytin ise Ayvalık'tan. Masada organik olmayan yiyecek yok.

Şarküteri hiç yok! Asıl güzel olan İzbeli ailesi. Sabiha İzbeli'nin gençlik fotoğrafları Hollywood filminden çekilmiş gibi. Duvarlarda çiftliğin İzbeli ailesine hibe edildiğine dair padişah fermanları da var, Atatürk'ün hiç bir yerde olmayan fotoğrafları da. Çiftliğin arazisi ise göz alabildiğine uzanıyor etrafta.

GECE HAYAT DURUYOR

KASİAD'ın davetlisi olarak gittiğimiz Kastamonu'da Akif Bey Konağı'nda kaldık. Her odası ayrı döşenmiş, bildiğin konak! Pek meşhur olan kırpık dönerinden, hindi etli bandurmasından tattık. İskir Konağı'nı, İzbeli Çiftliği'ni ve pekmezci aileyi ziyaret ettik. Kendi yaptıkları pekmez ve marmelatlardan aldık.
Ne ayı çıktı, ne daş düştü
Zaten halimiz komikti, çarşıda pastırma, siyez bulguru, sarımsak ve taş baskı örtüler almak için koşuşturduk. Karlı yollardan ormana dalıp Azdavay Kanyonu'na kadar uzanıp doğaya hayran kaldık. Kastamonu'yu çok beğendik, çok sevdik.

Tabii pek çok Anadolu kenti gibi gece hayat bitiyor! Saat dokuzda eve gidip PTT yapıyorlar! Turist eğlence ister, yemeğin yanında bir iki kadeh şarabını içmek, ateşin karşısında keyif yapacak yer ister. Ülkenin girdiği muhafazakar baskıyla nasıl turizm yapacağız bilmem! Yine de ben sonbaharda kızaran yaprakları, ormanı ve doğayı görmeye Kastamonu'ya giderim!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder