Sonbaharı ilkbahardan daha çok severim desem? Yazın güneşini almış üzümler olgunlaşır, bağlar bozulur. Bu sonbaharda yolum iki kez Pamukkale’nin bağ bozumuna düştü. Pamukkale’nin Güney ilçesi, toprağın taşlı ve mineralli yapısı ve geceleri serin, gündüzleri sıcak iklimiyle bağcılık için ideal.
Bölgede Öküzgözü, Merlot, Narince, Chardonnay, Cabernet Sauvignon gibi değişik üzümler yetişirken Yasin Tokat ilk kez Shiraz’ı yetiştiriyor. Güney’in çocuklarından Yasin Bey’in hayali Mülkiye’yi bitirip kaymakam olmak, ülke kalkınmasına hizmet etmek. Ama çıktığı toprak onu çekiyor, puanı tutturmasına rağmen, Mülkiye’ye değil, Ziraat Fakültesi’ne kaydını yaptırıp tarıma gönül veriyor.
Ağabeyi Fevzi Tokat’ın kurduğu imalathaneyi geliştirerek Pamukkale şaraplarını büyüten de o. O sıralar Pamukkale’nin Kuzey ilçesinde Kavaklıdere’nin de Öküzgözü, Boğazkere, Merlot gibi üzümler yetiştirdikleri Manisa Bağları var. Onlar da Ankara’nın 1929’dan beri şarap üreten, şaraplık üzümde de en büyük bağlara sahip, en eski ailesi. Güney’de de bağ alıyorlar.
ŞARAP GİBİ YILLANMAK
Zaten bağ ve şarapçılık, uzun yıllar yatırım yapıp, emek verip sonuç almak için beklemeyi gerektiren, sabır işi. Üzüm kesilip en yakın yere geliyor, suyu sıkılıyor, şıranın rengi ilk bir iki gün beyaz, giderek pembe, sonra kırmızı oluyor.
Üzümün yaşaması, fermante olması, mayalanması, renginin ve tadının değişimi, önce metal tanklarda, sonra fıçıda ve en son şişede ne kadar kalabileceği uzmanlarca sürekli denetim altında tutuluyor. Her üzüm, her şarabın yaşamı, yaşı farklı. Kimi bir iki yıl içinde, kimi yıllarca bekleyerek değer kazanıp satılıyor.
Yasin Tokat’ın üretim için yaptığı hamleyi bugün ikinci kuşaktan Selda Tokat, satış için yapıyor ve Pamukkale Şarapları yurt dışına ihraç ediliyor. Kavaklıdere’de ise işlere kadın eli değmesi dördüncü kuşakta gerçekleşti. Üçüncü kuşak Ali Başman’ın kızı Cevza Başman eğitimini bu dalda yapıp bağlarda, satış ve pazarlamada yerini alıyor.
ANTİK KENTLER
Şarap, üzümün katma değerini arttırarak satıldığı için bölge çiftçileri için de kazanç kapısı. Bağ bozumu şenliklerinin Anadolu’da tarihi çok eski. Mitolojide bile yeri var! Pamukkale’nin dünyaca ünlü beyaz travertenlerinin yanısıra Hierapolis ve Leodikya antik kentlerinin zenginliği, ihtişamını anlatmak yetmez, görmek gerek.
Hierapolis, Leodikya’da ayağa kaldırılan tiyatro, cadde ve tapınaklar yerli yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Ama ne yazık ki bölgede çok az kalıyorlar! Oysa burada Güney ve Kuzey’i kapsayacak bir bağ yolu, ya da bağ bozumu gezileri, yanında Pamukkale’nin şifalı suları ve antik kent gezisi bir arada olsa ne kadar ilgi görür. Görülecek, yapılacak öyle çok şey var ki insan gezmeye doyamıyor!