Kültür - SanatSahici bir aile muhabbeti
Paylaş
Sahici bir aile muhabbeti

Şiir Erkök Yılmaz’ın Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan romanı 'Aile İçi Muhabbet', 60’lı yılların Ankara’sında bir ailenin yaşantısı üzerinden anlatılan ve keyifle okunan bir orta sınıf panoraması

Sinem DÖNMEZ
snmdnmz@gmail.com



Şiir Erkök Yılmaz, bizi sahici bir aile muhabbetinin içine sokuyor ve hatta kendinizi okurken eski zamanların oturma odalarında oturup uzun bir hikaye dinliyormuş gibi hissediyorsunuz.

Hırslı azimli Hamdullah Bey, Erzurum’dan tarlayı tapanı satıp Ankara’ya göç ediyor. Erzurum’daki o soba yanar yanmaz ısınan ev de, Ankara’daki apartmanda önce özleniyor, sonra alışılıyor. Erzurumlu akrabaların esamisi okunmuyor. Sonra bir gün Hamdullah Bey üç tabak kuru fasulye yedikten sonra ölüveriyor.

“Bazı acı olaylar vardır, ardından aileye gün doğar. Demiryolları memuru Hamdullah Güven’in ölümün de ailesi için yeni bir günün başlangıcı oldu” diye başlayan roman, beş çocuk ve bir annenin o yıllardaki yaşantısını hem kültürel hem de toplu

O orta sınıf ailenin para pul, mal mülk, evlilik, torun torba derdi sizi hızlıca içine alıyor. Babanın ölümün ardından kızları iyice evine kapatan, oğlunu hanımköylü oldu diye suçlayan Anne Meyyuse ayılıp bayılır ve oğullarını kayırırken, içiniz sıkışıyor.

Naciye evin en büyüğü, en akıllısı, en güzeli, çok çocuklu ailelerin büyük kızları gibi elinden her iş gelen ama okutulmamış bir büyük kız. Terzilik yaparak eve ekmek getirmeye ilk o başlıyor.

TUTMAYAN AŞKLAR


Küçük kızlar elbette o baskının altında kendilerini bulmaya çalışıyor. Biri çalışmaya başlıyor, sonra hukuk okuyor. Gülsüm, okulda tiyatro kulübü kuruyor, tam yırtıyorlar derken, ailenin karmaşasında bir daha, bir daha yitiyorlar.
Aşklar yaşanıyor. Her biri de, bir tarafından dökülen, yapıştırsanız da tutmayan aşklar. Kendini bir türlü bir yere denk göremeyen çocuklar, ya o aşkların içinde kayboluyor ya da eziliyorlar. Evlenme gerekliliğinin yaşattığı baskı kızları iyice sıkıştırırken, oğlanlar o sıkışmışlıktan asla nasiplerini almıyorlar.

Naciye, Sacide, Gülsüm, büyük oğul Zafer ve her yaptığı hoş görülen küçük oğul Yurdaer, analarının arzuları altında kalıyorlar. Gelinler, görümceler birbirine bir düşman, bir dost oluyorlar, küçücük olaylar o küçüklüğün içinde kocaman kalıyor.

Boşanmalar, aldatmalar, yasak aşklar, yaşanamayan aşklar, bir bir diziliyor önünüze. “Aile İçi Muhabbet” kolay okunuyor lakin baştan kimin kim olduğunu iyice aklınıza yazmanız gerekiyor sadece.

KIZ KARDEŞLİK HİSSİ


Kardeşliğin hele de kız kardeşliğin verdiği bir duygu dalgalanması vardır hani, düşman da olsanız tam düşman olamazsınız. “Aile İçi Muhabbet”i okurken en çok da o kardeşlik hissi kaplıyor içinizi. Şiir Erkök Yılmaz, Ankara’nın gecekondu mahallelerinden zengin semtlerine hızlı geçişi, statü meselesini, kol kırılır yen içinde kalır’ı bir aile üzerinden başarıyla anlatıyor.

Aile İçi Muhabbet
Şiir Erkök Yılmaz
Yapı Kredi Yayınları
208 sayfa



Haberin Devamı