sevenleri Cep herkülü için kuyrukta

Naim Süleymanoğlu…

Bütün otoritelere göre tüm zamanların en iyi haltercisi. Kendi kilosundan üç kat daha fazla kaldıran ‘Cep Herkülü’. Time dergisine kapak olmuş minik dev adamımız...

Başarıları sayesinde Türkiye’ye halter sporunu izlettiren ve sevdiren adam. O halteri eline aldığında, alt dudağını uzatıp nefesini yukarı doğru üflemesini pürdikkat izlerdi tüm Türkiye.

Açıkçası ondan sonra da hiçbir halter müsabakasını izlediğimi hatırlamıyorum. 50 yaşında karaciğer yetmezliği ile savaşıyor şimdi. Durumu kritik ve acil nakil gerekiyormuş.

Sevindirici haber şu ki; doktorları üç günde yüzlerce kişinin organ bağışında bulunmak için sıraya girdiğini açıkladı. Herkes hiç düşünmeden organ bağışı yapmak istemiş.

Kardeşi Muharrem Süleymanoğlu da “Biri akrabamız olmak üzere 7-8 kişilik bir liste oluştu” diyerek herkese teşekkür etti. İşte başarı böyle bir şey. İnsanların takdirini kazanmak, sevilmek başardığın zaman o kadar kolay ki. Ve o kadar güzel ki…

Dilerim, halterin yaşayan efsanesi tez zamanda sağlığına kavuşur. Acil şifalar...

Ortaya karışık sayıklamalar

Geçen hafta Milano Moda Haftası’nda Gucci defilesinde bir Türk kızı boy gösterdi...

Mimarlık eğitimi alan Öykü Baştaş. Biz moda haftalarına yabancı manken çağırıp duruyoruz ya; Türk kızlarını yurt dışındakiler keşfediyor işte!

■ Emmy ödüllerinde finale kalan ilk Türk dizisi ‘Kara Sevda’ oldu. İyi diziydi ama en muhteşem dizimiz değildi. Sevilen diziydi ama oynadığı geceler reyting rekorları kırmıyordu.

Ama reklamı, yurt dışına pazarlanması çok iyi yapıldı maşallah. Demek ki tanıtım ve PR herşeydir!

■ Fettah Can, hamile eşi Cansu Kurtçu’nun fotoğrafını sosyal medyada koyunca, “Zenginsiniz ya, iki bakıcı tutarsınız artık” tadında yazılar döşemiş biri.

Bu ‘zenginin malı züğürdün çenesini’ gerçekten pis yoruyor ya! Paran olsa ayrı zılgıt, parasız olsan ayrı zılgıt. Herkes babasının oğluna ayar çektiğini sanıyor, ayıp ya.

Merakla beklediğim film

‘Babam’ şu ara en merak ettiğim film. Fragmanını izlediğim ilk andan itibaren “İkinci ‘Babam ve Oğlum’ filmi geliyor” diyorum. Çünkü onun kadar etkileyici, çok belli.

Ayrıca insanın içini sızlatacak bir dram, Çetin Tekindor’un o müthiş oyunculuğu ile tamamlanmış; daha ne olsun.

Genç oyuncu Berker Güven, filmde Çetin Tekindor’un kabullenmekte zorlandığı zihinsel engelli oğlunu oynuyor. Annesi öldükten sonra babası tarafından tanınmaya, kabullenmeye başlanan bir çocuk.

Hep öyle değil midir, engelli çocukların tüm zorluklarını anneler çekmez mi zaten?

Sonradan öğrendim ki Berker Güven rolüne hazırlanmak için bir ay boyunca zihinsel engelli çocukların gittiği bir okula gidip gelmiş...

Onların davranışlarını ve konuşmalarını inceledikten sonra, bir de şahane oyuncu ve hoca İpek Bilgin’den ders almış. Nihat Durak’ın yönettiği film 6 Ekim’de vizyonda. Mendilleri hazırlayalım.

‘Özçekim’ kelimesini kaç kişi kullandı?

Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçe üzerine çalışmalar yapan ciddi bir kuruluş. Ancak konu, bazı yabancı kelimelere Türkçe karşılıklar üretmeye geldiğinde resmen komikleşiyorlar!

Üstelik kimse o buldukları isimleri ilaç niyetine bile olsa kullanmadı bugüne kadar ama asla vazgeçmiyorlar.

Mesela deterjana kirgiderir, otopsiye ölü açımı, mazoşiste özezer, gribe paçavra hastalığı, prematüreye yarımca gibi isimler buldular.

Gurmeye tatbilir demeye kalkıştılar, otobüse çok oturaklı götürgeç, selfie sözcüğünün karşılığı olarak da özçekim, sonra o tutmayınca ‘görçek’ kelimesini uygun gördüler.

‘Drone’a isim bulmaya çalışıyorlardı en son; arıgöz mü olsun yoksa uçarçeker mi diye. Neye karar verdiler bilmiyorum! Söyler misiniz bu kelimelerin hangisini kullandınız? Bir kere bile cümle içinde geçirdiniz mi?

Şimdi de ‘smoothie’ye bomba bir isim bulmuşlar: Meyve ya da sebzelerle buzun karışımından oluşan bu yeni nesil içeceğe ‘karsanbaç’ ismini yakıştırmışlar!

Oysa ‘karsambaç’ diye bir şey var; buzun/karın üzerine şurup eklenerek hazırlanan tatlıya deniliyor. Yani demem o ki...

Yapılan mesaiye yazık. Zaman kaybı olmuyor mu?