Bahçeli: Erdoğan'a dur demenin zamanı geldi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İleri demokrasiden bahsediyorsun, özgürlükten bahsediyorsun da bu vatandaşın hayat gerçeğinden niye bahsedemiyorsun? Çünkü miyop. Gözleri miyop olmuş. Baktığı zaman hanedanı görüyor, yakını görüyor, yalakaları görüyor. Onların iktidardan beslenmiş halini görünce, hepsinin palazlanmış, eti budu yerinde insanlar olarak görünce; Anadolu’daki kavruk, işsiz insanları hep onun gibi zannediyor ama gerçek öyle mi" dedi.
Partisinin Nevşehir mitinginde halka hitap eden Bahçeli, Türkiye’de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi tek başına yönetme hevesiyle bir otoriter rejim oluşturulmaya çalışıldığını öne sürdü. Böyle bir dönemde milletin sesini duyuracağı seçim gününün geldiğini, 22 gün sonra milletin sandık başına gideceğini ifade eden Bahçeli, "Recep Tayyip Erdoğan’a artık dur demenin zamanı gelmiştir, diye bir ortak kanaat geliştirelim" diye konuştu.
Ülkede 6 milyona yakın işsiz bulunduğunu, Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğunu dile getiren Bahçeli, "Bugün her evde en az bir işsiz vardır. İşsizlik bir ekonomik sorundur ama toplumda da büyük bir yaradır. Onun için işsizliğin çözüme kavuşturulmadığı bir ülkede sosyal huzuru, aile saadetini bulmak mümkün değildir" dedi.
Nüfusun yüzde 18.8’inin yoksul olduğunu söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Sağlıklı beslenebilmek için gerekli mutfak masrafını karşılayabilecek bir gelire sahip olamayan birçok vatandaşımız vardır. Bu gittikçe de yaygınlaşmaktadır. İşsizlik, yoksulluk beraber olduğunda, eğer iktidarlar bu iki temel soruna çözüm üretemiyorlarsa vatandaşımız kendilerine göre bir çözüm yolu olarak göçü buluyor ama göç de yeni bir sorun olarak topluma yükleniyor. Bir İstanbul düşünün; İstanbul’daki Kastamonulular, Kastamonu nüfusunun üç katı olmuş. İstanbul’daki Sivaslılar Sivas nüfusunun iki buçuk katı olmuş. Ankara, İstanbul, İzmir gibi şehirlere baktığımızda, bütün komşu illerden oraya gelen insanlar vardır.
Bütün bunların yanında asayişsizlik de başını almış gidiyor. Bunlar yaşanan gerçekler. Meydanlarda Recep Tayyip Erdoğan bölücülükten bahsediyorsun, ileri demokrasiden bahsediyorsun, özgürlükten bahsediyorsun da bu vatandaşın hayat gerçeğinden niye bahsedemiyorsun? Çünkü miyop, gözleri miyop olmuş. Baktığı zaman hanedanı görüyor, yakını görüyor, yalakaları görüyor. Onların iktidardan beslenmiş halini görünce, hepsinin palazlanmış, eti budu yerinde insanlar olarak görünce; Anadolu’daki kavruk, işsiz insanları hep onun gibi zannediyor ama gerçek öyle mi?"
-"TÜRKİYE’NİN NEREYE GİTTİĞİNİ GÖREMİYOR"-
Türkiye’de 6 milyonu aşkın insanın mahkemelik olduğunu belirten Bahçeli, cezaevlerinin dolduğunu, sokakların güvensizleştiğini, kadına şiddetin arttığını ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Geçim darlığından dolayı 2008 yılından bu yana Türkiye genelinde ama büyükşehirlerde boşanma oranları artıyor. Yıkılan yuvalar var. İşte böyle bir asayişsizlik yanında bölücü terörün sürekli olarak büyükşehirlere doğru yayıldığını görüyoruz. Bugün Türkiye’de ayaklanma provaları yapılıyor. Hakkari, Şemdinli, Yüksekova’da ne vali ne de kaymakam var. Orada kamu düzenini sağlayan polis kardeşlerimiz. Her akşam peşmerge kılıklı teröristlerle sabaha kadar cebelleşiyor. Kimisi linç ediliyor, kimisi şehit ediliyor, kimisi ağır yaralanıyor ama sayın Başbakan vurdum duymaz. Sayın Cumhurbaşkanı ’iyi şeyler olacak’ diye kendisini inandırmış, Türkiye’nin nereye gittiğini göremiyor ama Diyarbakır’da, Van’da ve bazı yerlerde ise yine ayaklanma provaları yapılıyor. İstanbul’un bazı semtlerinde otomobiller molotofkokteylleriyle yakılıyor. Huzur yok, güven yok. Bütün bunlar olurken, yolsuzluk başını almış gidiyor. Özelleştirmeyle devletin varlıkları, milletin varlıkları birilerine peşkeş çekiliyor. Rüşvet başını almış gidiyor."
-"BİR PAKET EN AZ 4 OY DİYE BAKIYORLAR"-
Bahçeli, vatandaşların böyle bir ortamda, tarihi bir dönüm noktasında önemli bir karar alacağını dile getirerek, "Ama kararınızı etkileyen unsurlar çıkıyor. Dün oldu bugün de var. Hele 22 gün kala bunlar daha da artacak. Bunlardan bir tanesi; paket uygulaması ve paket demokrasisiyle yoksulun oylarının gasbedilişi. Buraya dikkat etmek lazım. Yoksulluk her insanımız için söz konusudur. Devlet yönetiminin bu yoksulların yanında olması lazımdır. Onun için yoksulluk istismar edilerek, ülkeyi sömürenlerin sürekli ve kalıcı iktidarına alet edilemez, peşkeş çekilemez, istismar konusu yapılamaz ama bunu yapan zihniyet bir kolaycılık bulmuş. O da paket uygulaması ve paket demokrasisi. Bir paket en az 4 oy diye bakıyorlar. Geleceğini garanti altına almış oluyor, iktidara tekrar hevesleniyor" dedi.
Devlet Bahçeli, milletin 12 Haziran’da AK Parti’ye "dur" diyeceğini öne sürerek, "12 Haziran’da şunu söyleyeceksin; sayın Recep Tayyip Erdoğan, başka AKP’liler olarak artık sizinle birlikte bu yolları yürümek istemiyoruz, diyeceksiniz. Bunlar giderse yerine gelecek olan var mıdır? Nedir adı? Milliyetçi Hareket Partisi’dir. MHP’nin zamanı gelmiştir. MHP bu iktidarın dokuz yıllık tahribatını ortadan kaldıracak, bir toparlanma ve onarım hükümeti kurmayı düşünmektedir. Bu toparlanma ve onarım hükümeti, işsizliği, yoksulluğu ve terörü ortadan kaldırmayı öncelikli alarak, mutlaka ve mutlaka yolsuzluktan hesap sorma kararlılığında Türkiye’yi yönetmeye talip olmak demektir" diye konuştu.
MHP’nin "Hilal Kart" uygulamasını da anlatan Bahçeli, "Hilal Kart"ın eve aş, esnafa iş olacağını, böylelikle durgun bir suya atılmış taş gibi, huzur, mutluluk, millet-devlet kaynaşmasının sağlanacağını söyledi.
Partisinin bütün bunlara, yolsuzluğun hortumlarını keserek kaynak bulacağını belirten Bahçeli, "Yoksullukla mücadeleye öncelik verilecek. İşsizliği ortadan kaldırabilmek için yüzde 7 kalkınma hızıyla 700 bin insanımıza her yıl iş bulunacak. Bir kişiye iş veren ister esnaf, ister işveren, ister serbest çalışan olsun, bir ekmek kapısını açanın devlet her zaman yanında olacak. Onun eli öpülecek. Dolayısıyla rekabet edebilir, her türlü imkana kavuşturulmuş bir iş dünyasının, esnafından tutun fabrikasına kadar desteklenecek. Böylelikle asgari ücreti 825 liraya çıkaracağız. İşte MHP’nin milletimize sözü budur" dedi.