SiyasetBatum'dan TSK tepkisine açıklama
Paylaş
Batum'dan TSK tepkisine açıklama

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum 'Koca bir askeri yıktılar, meğer kağıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz' sözleri üzerine tepki açıklaması yapan Genelkurmay'a yanıt verdi

Habertürk Televizyonu’nun yayınına katılan Batum şunları söyledi:

Haberin Devamı

Benim sözlerim TSK'yı üzerse ben de üzülürüm. Ben kesinlikle Bekir Bozdağ'a cevap için söylemiyorum. Ama ben darbe beklentisinde olduğum için söylemedim öyle bir şey. Baktığınız zaman 28 Şubat'ı görüyorsunuz, "Demokrasiyi ortadan kaldırmaya niyetli bir parti haline gelmiştir" der AİHM Refah Partisi için. Darbeyi istemediğim şuradan açıktır. Ben darbeyi çağırmam.

Sayın Hilmi Özkök, neden kağıttan kaplan? Onların tepesindeki Özkök, "Ben kasaplık ete soğan doğramam" diyerek, altınızdaki herkes yargılanıyor, siz nasıl buradan kendinizi kurtarıyorsunuz? İkinci olarak, 27 Nisan'da Sayın Büyükanıt'ın açıklaması, onun üzerine tüm Türkiye'nin kaderi değişti. Hayatı değişti. insanlar güvenle yürürken birden her şey değişti. Ben kağıttan kaplanmış derken, TSK'nın genelini kastetmedim.

Haberin Devamı

Reşadiye'de baskın yapılırken, bu ülkenin bakanı, Arınç 'Ordu yapmıştır bunu' diyor. AKP'den gelen tepkiler beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Benim tavrım çok nettir. Benim Silahlı Kuvvetler'den darbe yapsınlar diye en ufak bir beklentim yoktur. Ama Türkiye'de bu kadar hukuksuzluklar yapılırken, ordunun kendisini sorgulaması lazımdır.

ARINÇ'IN SÖZLERİ

Şimdi o Bülent Arınç çıkacak bana diyecek ki, hakaret etmiştir diyecek. Bir kere Arınç'ın söylediklerini açıklama gereği bile duymuyorum. 27 Nisan bildirisi nerede? Ordu da diyecekti ki yanlış yapıldı, doğru yapıldı. O yüzden insanlar içeri alındı.

Bu ülkede Genelkurmay'ın kozmik odasını, hep söyledim. Dedim ki iki tane isimsiz ihbarla, Süheyl Batum'un evi aranamaz, Genelkurmay Başkanı'nın evini arayamaz. Nasıl oluyor da, iki imzasız ihbara, tutup kozmik odayı arıyor. Ne oldu?

TSK'DAN DARBE BEKLEMİYORUM

Ben TSK'dan darbe beklemiyorum. Onu yapan insanlar, binlerce insanın evini aradılar. Oysa benim beklediğim şuydu Silahlı Kuvvetler'den. Bakın bu hukuki değildir. İki tane isimsiz ihbarla, kimsenin, şahsın bile evi aranamaz. Ama biz hukuka saygılı bir orduyuz. İktidara saygılıyız, aratmak istiyorsa aratsın deseydi, bu kadar pervasızca insanlar aranmaz, telefonlar dinlenmezdi

Haberin Devamı

İçlerinde bu psikolojik harekata, iktidarın o Bekir Bozdağ'ların, Recep Tayyip Erdoğan'ların içinde olduğu psikolojik harekatta, şimdi darbe beklediğimiz yok.

TEPKİNİN GELECEĞİNİ BİLİYORDUM

Neden 27 Mayıs denildi, arkadan 12 Mart, 12 Eylül hepsinin sonuçlarını gördük. Kenan Evren bütün solu bitirdi, iktidarı bilerek isteyerek Turgut Özal'a, birilerinin dost müttefiklerin baskısıyla verdi. Benim istediğim şu, hukuksuzluklara karşı, en azından bunların hukuksuzluk olduğunu söylemesi lazım.

Bu tepkinin geleceğini ben biliyordum. Bunlar darbecidir diyen, gazeteler çıktı bu ülkede. Ergenekon hakimleri bugün hepsi bir tarafa dağıldı. Ben bu tepkinin geleceğini biliyorum. Çünkü kral çıplak dedik. iktidarın yaptığını, Reşadiye baskınını anlattık. DEdik ki bunları söylediğimiz için baskılar geleceğini biliyorduk. Silahlı Kuvvetler, bunun mağduru olarak bunları neden söylediğimi, benim üzerimden AKP'nin üzerinden mağdur edebiyatı yapılmasını, bizi siyasetin içine sokma diyordur.

KAĞITTAN KAPLANI NİÇİN SÖYLEDİM

Haberin Devamı

Parti içinde herhangi bir tepki almadım. Durup dururken, 'Ordu kağıttan kaplandır' dediğinizde çok farklı bir anlam geliyor. O lafı görenler tepki gösterebilirler. Onu niçin, nasıl söyledim? Mesela ordunun bir teğmeni 29 aydır içeride. Bu ordunun bazı kurumları, bu CD'lerde oynama var dedi, emniyet hayır dedi, Balyoz Davası oluştu. Benim ordudan beklediğim şuydu. Bir kurum olarak, bunlar hukuksuzdur, hukuka aykırıdır deyip, içeriden de sayın Büyükanıt sizin yüzünüzden insanlar yargılanıyor bu ülkede.

Koşaner-Kılıçdaroğlu görüşmesine tabi ki katılırım. Koşaner bu yüzden gelmiyor, çok önceden planlanmıştı.

Şuna üzüldüm ama. Ordunun bunları hiç söylememesi, Bülent Arınç gibi, Bekir Bozdağ gibi kendilerini zeytinyağı gibi üstte görmelerine neden oluyor.