Elazığ'da açılışa katılan Başbakan Erdoğan, terör sorunun çözmeye kararlı olduklarını vurguladı, teröristlere 'zerdüşt' dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ Havalimanı yeni terminal binası ve şehirde yapımı tamamlanan diğer tesislerin toplu açılışını gerçekleştirdi.
Konuşmasının büyük bölümünde terör sorununa değinen Erdoğan, "Hakkari’de havaalanı yapıyoruz, yapılmasını istemiyorlar. Biz iş makinelerinin yakılmasına rağmen inşaata devam ediyoruz. Havaalanını yapacağız, teröristlere rağmen bu havaalanını yapacağız." dedi.
Şırnak’ta da havalimanı yaptıklarını, teröristlerin, orada da aynı şeyi yaptığını ifade eden Başbakan Erdoğan, teröristlerin orada da iş makinelerini
yaktıklarını, işçileri kaçırdıklarını ve müteahhit firmalardan haraç istediklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Senin derdin ne, hizmet istemiyor musun? Şırnak’ta havalimanı olacak,’istemezük’, hastane olacak ’istemezük’, okulları yakacaklar. E bende diyorum ki;’ey benim Kürt kardeşim, sevgili kardeşim, bu teröriste tavrını koy ve oralar da abat olsun’ diyorum. Çünkü bunlar seni insan yerine koymuyor. Ama biz seni’yaradılanı severiz yaradandan ötürü’ anlayışıyla seviyoruz. Bunların yaradan ile zaten ilgisi yok. Bu teröristlerin yeri belli, bunlar Zerdüşt. İşte şimdi
kendileri açıklıyor, Yezidilikten bahsediyorlar. Bak neler çıkıyor, neler. Onlardan öğreniyoruz, bu tür ayinleri yapıyorlar. Sevgili kardeşlerim. Biz Yezidi
de olsa teröre bulaşmadığı sürece, insana insan olduğu için yine değer veririz. Bizim farkımız bu. Ama bunların böyle bir derdi yok. Terörle kalkınma, gelişme bir arada olmaz, terörün olduğu yerde aydınlık bir gelecek söz konusu olmaz. Terör ve terörden beslenerek, kendilerine saltanat düzeni kuranları aradan çıkardığımızda geride çözülemeyecek hiç bir sorun kalmayacağını, açıkça söylüyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde, terör sorununun çözümü konusunda, aynı kararlılıkla ve tüm yolları kullanarak çabalarımızı sürdüreceğiz. 75 milyonun kardeşliğidir bu işin en önemli çözümü. Onun için biz ne diyoruz; milli birlik ve kardeşlik. Bundan daha güzel bir şey olur mu?"
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ey benim Kürt kardeşim. Sevgili kardeşim. Bu teröriste tavrını koy ve ’oralar da abad olsun’ diyorum. Çünkü bunlar seni insan yerine koymuyor. Ama biz seni ’yaradılanı severiz Yaradan’dan ötürü’ anlayışıyla seviyoruz. Bunların Yaradan ile zaten ilgisi yok. Bu teröristlerin yeri belli, bunlar Zerdüşt. İşte şimdi kendileri açıklıyor, Yezidilikten bahsediyorlar. Bak neler çıkıyor, neler. Onlardan öğreniyoruz, bu tür ayinleri yapıyorlar. Sevgili kardeşlerim. Biz Yezidi de olsa teröre bulaşmadığı sürece insana insan olduğu için yine değer veririz. Bizim farkımız bu. Ama bunların böyle bir derdi yok" dedi.
Terör örgütünün son dönemde izlediği stratejilerin hepsinin boşa çıkarıldığını söyleyen Erdoğan, "Ne halkımız bu örgütün provokasyonlarına gelmiştir. Ne de kırsalda bir karış toprak üzerinde hakimiyet kurabilmişlerdir. Bunlar dezenformasyondur. Bu beyhude bir uğraştır. Boş bir çabadır. Terörün şiddetin
silahın devri kapanmıştır. Bu yollarla netice alınmadığı bugüne kadar görülmüştür. Bundan sonra da görülecektir. Türkiye demokrasi ve özgürlükler
konusunda 10 yıl öncesinin, 30-50 yıl öncesinin karanlık dönemlerini geride bırakmıştır" dedi.
"BU MÜCADELENİN BEDELİNİ ÖDERİZ"
Erdoğan konuşmasının şöyle sürdürdü:
"Terör örgütünün topu bir tek şehidimizin tırnağı etmez. Ama şunu da cümle alem bilsin ki millet olarak bu mücadelenin bedelini ödemekten bugüne kadar çekinmedik, bundan sonra da çekinmeyiz. Kimse bugün arkasına aldığı, destek bulduğu mihraklara güvenip bu millete efelik taslamaya kalkmasın. Şimdide ne o maşalara, ne de o maşaları kullananlara bu milletin asla boyun eğmeyeceğini bu kararlı duruşuyla bu aziz millet açıkça göstermiştir" dedi.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Terör başta olmak üzere kronik sorunları kardeşlik ruhuyla dayşanışma halinde aşacağız. Bize husumet besleyen her çevrenin dilediği gibi kullandığı bu kuklayı, bu maşayı Allah’ın izniyle bertaraf etmek için çok boyutlu ve kararlı bir mücadele yürütüyoruz"
"KAPIMIZ KAPALI DEĞİL"
Başbakan Erdoğan konuşmasının şöyle sürdürdü:
"Biz demokratik ortamda her şeyi çok açık net herkesle konuştuk, konuşuyoruz ve asla kapımız o insanlara kapalı değildir. Yeter ki terörle irtibatını kessin. Yeter ki bu konuda samimi olsun. Fakat bölücü terör örgütünün parlamentodaki uzantısı bir defa söz sahibi de değildir. Yetki sahibi de değildir. Onlar sadece şu anda maşadırlar. Bugüne kadar bu konuda bir iyi niyet, bir irade göremedik. Farklı bir tavra şahit olmadık" dedi.
"SINIRSIZ DEMOKRASİYE HAYIR"
Konuşmasında özgürlükler de değinen Erdoğan, "İleri demokrasiye evet ama sınırsız demokrasiye hayır. Özgürlük sınırsız değildir. Özgürlük, bir başkasının özgürlük sınırına kadardır. Bir başkasının alanına tecavüz ettiğiniz zaman mütecaviz durumuna düşersiniz. Bu aynen bir başkasının arazisine girmek gibidir. Onu nasıl yapamıyorsanız özgürlük alanına da müdahale edemezsiniz. Türkiye’nin toprak bütünlüğü, milli birliği hiçbir ülkeninkinden daha değersiz değildir" şeklinde konuştu.
SEÇİLME YAŞI
18 yaşın seçme yaşı olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, daha önce seçilme yaşının 30 olduğunu, verdikleri mücadeleyle bunu 25’e indirdiklerini
anımsattı.
Şimdi de "25’i, 18’e indirelim" dediklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Şu anda anamuhalefette, MHP’de buna çıkıyor" dedi.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bakıyorsunuz, bir tane MHP’li bir tarafına 18 yaşında gencimizi alıyor, bir tarafına da diğer gencimizi alıyor. Utanmadan, sıkılmadan o gençlerimizle
dalgasını geçiyor. Ya bu ne demektir? Bu bir defa çok büyük bir seviyesizlik. Yani benim dedem Fatih, o yaşlarda bir çağı kapıyor, bir çağı açıyor, Fatih’in
nesli olan bizler diyoruz ki ’yok biz yapamayız.’ Böyle bir saçmalık olur mu? Bunlar dünyayı da bilmiyorlar. Şu anda AB üyesi ülkelerin 12’sinde seçme ve
seçilme yaşı 18’dir, 8 tanesinde 21’dir, diğerlerinde 25’tir. Şimdi CHP ne yaptı, baktı ki AK Parti ısrarlı, ’gelin 21 yapalım’ diyor. Seçme en zor olan şeydir.
Seçmede 18’i kabul ediyorsun da ve 18 yaşındaki insanı eğer bir suç işlese, ona cezayı da istediği gibi veriyorsun, niye ona seçilme hakkını vermiyorsun. Ufuksuzluk çok kötü bir şey, 18 yaşındaki insana seçilme yaşını verdiğin zaman her 18 yaşında olan bu yarışın içerisinde gelip de parlamento başkanı olacak veya parlamentoda şu görevde olacak, bu görevde olacak diye bir şey var mı? Bu bir yarış, bu yarışın içinde kazanan olacak, kazanmayan olacak. Bu ülkede beni büyüklerim affetsinler, 76 yaşında, 80 yaşındaki insanlar geldiler bu ülkenin yönetiminde bulundular onlara ’eyvallah’, genç dinamik, gece gündüz demeden koşacak olana ’hayır’ diyorsun. Ben geçlerimizi haklarına sahip olmaya davet ediyorum, burada irade koymaya davet ediyorum."