Bir “Türk Malı” (Star TV) denemesinin daha sonuna geldik. Mehmet Ali Erbil ve Şafak Sezer ile başlayıp üstünden “bitti bitiyor” bulutu hiç kalkmadan yoluna devam eden dizi, bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş misali bitti...
İşin sıkıcı tarafı, bu kez ilk versiyonundaki tepkilerin yanından bile geçemedi. “Aile Komedisi” sıfatı da sanırım seyirciye geçemedi...
Yeni nesil izleyicinin tedavüle sokmadığı işler ağzıyla kuş tutsa da ekranda barınamıyor. “Türk Malı” da bu aritmetiğin son sağlaması oldu...
Hazır rakip de yokken...
Hülya Avşar bugün ekrana (Star TV) dönüyor. İlk konuğu Murat Boz. Geçtiğimiz sezon bir hayli zayıf bir başlangıç yapan program son bölümlerde ayağa kalkmış, 13 bölümlük anlaşma bir sezon daha uzatılmıştı...
Hülya Avşar hemen her işinde sonradan açılan bir koşucu gibi. 100 metrelik mesafeler için fazla ağır, maraton için ideal...
Duyduğum kadarıyla koşuya bu kez deparla başlıyormuş. Karşısında ele gelir bir rakip yokken sağlam bir mesafe alsa bari. Çünkü bir iki haftaya Beyaz da (Kanal D) o parkura girecek!
Nasıl izah edecekler?
Geçtiğimiz sezon “Kısmetse Olur” evinin en dertli ikilisi Nur ve Batuhan yanlarına bebeklerini ve kayınvalideyi alıp “Gençlik Başımda Duman” (TV8) isimli diziye bodoslama dalmışlar. Hatırlıyorum bir ara bu ikili ve Nur’un annesi kozlarını bizim kızlar Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel’in Kanal D’deki programında paylaşmışlardı...
Orada tüm gerçekliğiyle işlenen geçimsizlik şimdi olduğu gibi diziye taşınmış durumda...
İnsan gerçekten hayret ediyor. Geçtiğimiz sezon izlediğimiz şey tamamıyla balon muydu? Ha, değilse insan hem işte hem de evde bu kadar büyük stresle nasıl yaşar? Yahut çocuk büyüyünce kamu önünde yaşanan bu acayiplikler kendisine nasıl izah edilir? Sorular, sorular...
Hani yalan yoktu?
“No: 309” (FOX) isimli dizide yine yalan rüzgarı esmeye başladı. Hatırlıyorum, ilk günden beri Onur ve Lale birbirlerinden hiçbir şey saklamayacaklarına ve asla yalan söylemeyeceklerine yemin edip akabinde hemen bozuyorlar...
Bu kez Onur’un eski sevgilisi yanına Onur’dan olduğunu söylediği bir çocuk alarak topa girdi. Eh, adamımız da haklı olarak meseleyi Lale’den gizledi. Bir ara anlatmaya çalışsa da başarılı olamadı...
Neyse, benim gördüğüm bu dizinin “İstanbullu Gelin” (Star TV) dizisinin hikayesiyle aynı eksende yürüdüğü. Eski aşk, bir çocuk ve perdenin arkasına gizlenmiş entrikalar...
Yukarı paragraftaki bu yılın dizi içeriğinin özeti olan bir üçgen. Bir dizide yaşananları kaçırırsak diğerinde yakalarız, net!
İsim değişti
“Artık Susma” (Show TV) isimli programın adı “Seda ve Uğur’la Artık Susma” olarak değişti. Bu küçük değişikliğin reytinge nasıl bir katkısı olacağını bilemiyorum ama reyting listesinde okuma kolaylığı sağladığı çok net...
Kaç gündür listede gözden kaçırdığım program artık gözüme kaçıyor. Televizyonculuk işinde kerametin bir kısmının isimde olduğunu artık kabul ediyorum. Hayırlısı...
Hafta sonu firar edin
Önceki gece “Firardayız” isimli filmin davetine gittim. Son dönemin en güçlü komedi oyuncularından Çetin Altay ve Burak Satıbol gerçek hayatta da dizi ya da filmlerde izlediğimiz tiplerinden farklı olmadıklarını birkaç dakika içinde bana hissettirdiler...
Burak tam 35 kilo vermiş, “İyice küçülünce Kıvanç Tatlıtuğ olacağım” diyor. Şimdi Kıvanç düşünsün...
Çetin’de bir düğün telaşı, yarın yapacağı kına gecesinde kınayı tam olarak nereye sürmesi gerektiğini ankete açıyor. Neyse ki ele sürmede mutabık kalıyoruz...
Filmin hikayesini dinliyor, sonra fragmanı izliyorum. İddia ediyorum; çoktandır benzerini hiç görmediğim “sırf çekilmiş olmak için çekilmeyen bir gülmece” vizyona giriyor. Gülmek için bahane arayanlara duyurulur...
29 Eylül 2017, Cuma 05:00
Haberin Devamı