İlk fragmanı çıktı; izlerken gerçekten heyecanlandım…
Ağalı paşalı, kanlı silahlı, bol sündürülmüş aşk hikayelerine meftun Türkiye’de, ilk kez bir vampir dizisi çekiliyor, az mı? Hayır meraklısı da değilim; korku filmi/dizisi izleyemem... En son ‘Alacakaranlık’ serisini izlemiştim, düşünün. O da aşk ve romantizm sosu var diyeydi. ‘Madem öyle, neye heyecanlandın?’ derseniz...
Dijital platformlar sayesinde, hiç denenmemiş, yanına bile yaklaşılmamış işler çekiliyor. Televizyon sektöründeki tekdüzelikten, belli kalıplara hapsedilmişlikten sıkılan herkes, ki buna en başarılı oyuncudan yönetmene herkes dahil, dijitale kayıyor.
Herkes için bir risk ama herkes gelişmek, değişmek, farklı işlere imza atmak istiyor. Konuya gelirsek… blutv’de yayınlanacak olan ‘Yaşamayanlar’, Türkiye’nin ilk vampir dizisi! Başrollerde de Elçin Sangu, Birkan Sokullu, Kerem Bürsin ve Selma Ergeç gibi sevilen/izlenen isimler var.
‘Kiralık Aşk’ dizisinin ardından hangi projede yer alacağı merakla beklenen Elçin Sangu, tekrar insana dönüşmek isteyen etkileyici bir vampiri oynuyor. İddialı bir seçim değil mi? Kerem Bürsin derseniz, şu an ‘Can Feda’ filmi ile vizyonda ama yakında onu sivri dişleriyle falan göreceğiz. Düşünsenize, ekranın yakışıklı jönü, aşklı meşkli dizilerin aranılan adamı için epey yeni bir eşik! Alphan Eşeli’nin yönetmenlik koltuğunda oturduğu dizinin fragmanı sosyal medyada ve şimdiden çok konuşulmaya başladı. Korkmayın ve izleyin, bakalım neler olacak?
RESMEN YOUTUBE DEVRİ
Yukarıda dedim ünlüler tekdüzelikten sıkıldı diye… Herkes arayışta. O yüzden de her gün bir başka ünlü kadın youtube’ta kendi kanalını açıyor.
Çağla Şikel’in ardından; çiçeği burnunda anne Burcu Kara, boşanmanın ardından sahalara geri dönen Demet Şener, her şeyiyle merak edilen Burcu Esmersoy da youtuber oldu!
Güzel ve fit olmanın sırlarını anlatıyor, yoga ya da makyaj yapıyor, mutfağa giriyor, kendi özel hayatlarını sergiliyorlar. Hayranları onların her halinin peşinde olduğu için de izleniyorlar.
Asıl mesele de para... İzlendiklerinde markaların onların kapısını çalması. Yani herkes kazanıyor. Ben en çok Çağla Şikel’i beğeniyorum. Çok doğal, çok fırlama. İzlerken eğleniyorum. Bakalım diğerleri ne yapacak? Şu soruyu da sormalı ama: Bu kadar insanı izleyecek vaktimiz var mı gerçekten? Başkalarının hayatını izlemekten vazgeçip kendi hayatlarımızı mı yaşasak? Bu da bir seçim elbette.
ÇAY VAR İÇERSEN...
“Bizi de çok üzdüler… Ama sabah geldik, dükkanı açtık. Gel çay var..” Ya böyle güzel davet gördünüz mü daha önce? Twitter’da rastladım, çok beğendim. Adamlar farkında mutsuzuz, üzgünüz, herkeste bir hayal kırıklığı, bedbahtlık, gelecek kaygısı... Ama ‘hayat devam ediyor işte. Yapacak bir şey yok, gelin çay için’ diyorlar. Çay her derde deva dercesine. Büyük para harcanmış, bin tane reklamdan daha etkili değil mi? Valla bu tabelaya ben rastlasam, gider bir çaylarını içerdim.
Koşun sarayda gelin kaynana kavgası var!
Sadece İspanya değil, bütün dünya İspanya Kraliyet ailesindeki gelin kaynana kavgasını konuşuyor. Kameralar önünde çocukları itip kakarak yapılan tartışma gerçekten skandaldı. İnternette arayın görüntüleri, mutlaka bulursunuz…
Eski kraliçe Sofia, tahtın varisi olan prenses torununu soylu gibi yetiştirmek istiyor; orta sınıftan gelen eski TV spikeri yeni Kraliçe Letizia ise kayınvalideye bu izni vermiyor.
Aslına bakarsanız eften püften bir tartışma değil, gayet kavgaya değer. Zira İngiltere’de saray hayatının insanın elini kolunu nasıl bağladığını görüyor, izliyoruz.
Belli ki İspanya Kraliçesi Letizia da, yeni bir ‘mutsuz Lady Diana’ vakası yaşansın istemiyor. Ama bu tepkiyi halkın gözü önünde çocuklarını çekiştirerek kayınvalidesine gösteriyor.
Erkekler ise sadece şaşkın, ne yapacaklarını bilemiyor. Anlayacağınız gelin kaynana tartışması taç, unvan, asalet falan dinlemiyor. Hele kraliyet ailesinde olunca, insanın bir kase çekirdek alıp izleyesi geliyor. Meraklısı varsa öneririm.
07 Nisan 2018, Cumartesi 05:00
Haberin Devamı