Türkiye'nin yükselen cemaati: İsmailağa
Erdoğan'ın, Gülen Cemaati'ne 'İnlerine gireceğiz inlerine' diyerek savaş açmasından sonra İsmailağa Cemaati gözle görünür bir yükseliş yaşıyor. Son yıllarda medyada Cübbeli Ahmet Hoca ile daha da görünür olan İsmailağa cemaati devletin en tepesindeki isimlerle verdiği fotoğraflarla dikkatleri üzerine çekiyor
POSTA.COM.TR ÖZEL DOSYA / Yaşar CAN
AK Parti iktidarının Gülen Cemaati'yle ilişkilerinin kopmasının ardından İsmailağa Cemaati'yle daha çok yakınlaştığı ileri sürülüyor. İktidar ve Gülen Cemaati arasındaki krizin tarihiyle ilgili farklı iddialar var. 7 Şubat MİT krizi (Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması) bu çatışmanın başlangıcıdır diyenler de var dershanelerin kapatılması diyenler de. Kimilerine göre ise Mavi Marmara olayı sonrası Gülen Cemaati ve AK Parti hükümeti arasındaki ilişkiler geri dönülmez bir şekilde bozuldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 17-25 Aralık operasyonları öncesinde Erdoğan, Türkçe Olimpiyatları törenine katılıyor ve Fethullah Gülen'e Türkiye'ye dönmesi çağrısında bulunuyordu. Ancak, AK Parti hükümeti ve cemaat arasındaki kavga her geçen gün şiddetleniyor.
YÜKSELEN CEMAAT: İSMAİLAĞA
AK Parti hükümeti ve cemaat arasındaki kavga keskinleşirken farklı bir cemaat ön plana çıkıyor. Kamuoyundaki bilinen adıyla İsmailağa Cemaati.
10 Ağustos'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimine bir gün kala ajanslara çok dikkat çekici bir fotoğraf karesi düştü. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İsmailağa Cemaati'nin lideri olan Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etti. Erdoğan Köşk'e çıkıp, Davutoğlu Başbakan olduktan sonra bu defa Başbakan Ahmet Davutoğlu Mahmut Ustaosmanoğlu'nun oğlu ile yan yana fotoğraf verdi.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU CENAZEDEYDİ
Tarih 31 Ocak, yer Fatih Çarşamba'daki Yavuz Sultan Seli Camii avlusuydu. Ölen kişi ise İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun kardeşi İsmail Ustaosmanoğlu'ydu. Başbakan Davutoğlu takke takarak cenazedekilerle yan yana saf tuttu. İsmailağa Cemaati'nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ise sağlık problemleri nedeniyle cenaze törenine katılmadı.
GÜL'DEN TAZİYE ZİYARETİ
Yaklaşık 4 gün sonra bu defa eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Mahmut Ustaosmanoğlu'yla birlikte fotoğraf çektirdi. Cenazeye katılamayan Abdullah Gül, Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etmiş ve taziyelerini iletmişti.
KİM BU İSMAİLAĞA CEMAATİ?
Devletin en üst kademesindeki isimlerin ziyaret ettiği Mahmut Ustaosmanoğlu kim? Şeyhi olduğu İsmailağa Cemaati ne kadar etkin? Seçimlerde kimleri desteklediler? Ekonomik güçleri ne? Mahmud Ustaosmanoğlu 1929'da Trabzon'un Of kazasının Miço (Tavşanlı) köyünde doğdu. Babası Mustafa oğlu Ali Efendi, annesi Tufan kızı Fâtıma. "Mahmut Hoca" olarak bilinen "İsmailağa cemaatinin şeyhi" Mahmut Ustaosmanoğlu, Ahıskalı Ali Haydar Efendi ile Zahid Kotku'nun talebesiydi. Mahmut Hoca, icazet aldığı Zahid Kotku'nun cenaze namazını da kıldırdı. Cemaatin bir numarası haline gelen Mahmut Hoca, Fatih'te geniş bir hakimiyet bölgesi oluşturdu. İsmailağa'nın müritleri genellikle cüppe ve sarıkla geziyor. Merkezleri Fatih'teki Çarşamba Mahallesi'nde olan cemaat, ilk olarak adını İsmailağa Camisi'nde işlenen cinayet ve medyada da boy gösteren "Cüppeli Ahmet Hoca" lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü'nün icraatıyla duyurdu.
AK PARTİ KURULANA KADAR ERBAKAN'I DESTEKLEDİLER
AK Parti kurulana kadar Milli Görüş Hareketi'ni yani Necmettin Erbakan'ı destekleyen İsmailağa Cemaati Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın Refah Partisi'nden ayrılıp AK Parti'yi kurmasından sonra AK Parti'yi desteklemeye başladı.
2006 YILINDA CAMİDE VAAZ VEREN İMAMIN ÖLDÜRÜLMESİ
9 yıl önce Fatih'teki İsmailağa Camii'nde sabah namazından sonra cemaate vaaz eden emekli imam Bayram Ali Öztürk (54), saldırıya uğramıştı. Dua sırasında bıçaklanan Öztürk, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. 26 yaşındaki saldırgan da çıkan arbedede linç edilerek öldürülmüştü. Mustafa Erdal ismindeki saldırganın nasıl öldüğü konusunda iki iddia ortaya atılmıştı. Psikolojik sorunları olduğu öğrenilen Erdal'ın linç edildiği ileri sürülürken, Emniyet kayıtlarında, 'bıçaklayan kişi, daha sonra başını mihraba vurmaya başlamış, ölü olarak bulunmuştur'? denilmişti. Emekli imam Bayram Ali Öztürk, kamuoyunda Mahmut Hocaefendi olarak bilinen Mahmut Ustaosmanoğlu'nun talebelerindendi. Hocası tarafından ayaklı kütüphane olarak nitelendirilen Öztürk'ün bir süredir tehditler aldığı öne sürülmüştü. 1998 yılında da Mahmut Hocaefendi'nin damadı olan Çukurbostan Camii imamı Hızır Ali Muratoğlu da camide silahlı saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmişti.
"GÜLEN CEMAATİNİ TASFİYE EDEN AK PARTİ, OLUŞAN BOŞLUĞU İSMAİLAĞA İLE DOLDURUYOR"
Araştırmacı Yazar Faik Bulut, Gülen Cemaati'ni tasfiye eden AK Parti iktidarının doğan boşluğu başta İsmailağa Cemaati olmak üzere diğer cemaatlerle doldurduğunu söyledi.
Posta.com.tr'ye konuşan Faik Bulut, özellikle Numan Kurtulmuş'un Ak Parti'ye geçmesine dikkat çekerek, ' Milli Görüş çizgisinde olan kesimleri ve eskiden Milli Görüş'ü destekleyen cemaatleri kendisine çekerek hem Fethullahçıları kuşatmış hem de doğan boşluğu doldurmuş oluyor' dedi. Bulut şunları söyledi: Genel olarak söylemek gerekirse İsmailağa Cemaati'nin etki gücü genişliyor. Sadece Ak Parti'nin Gülen Cemaati'ni tasfiye etmesinden sonra sadece İsmailağa değil, diğer cemaatleri de yanına alarak devlet kademesinde bir yer veriyor; ya da ekonomik olarak onlara kolaylıklar sağlıyor. Tarikatların ve cemaatlerin etkin olduğu Türkiye'de Tayyip Erdoğan'ın İsmailağa cemaatli lideriyle fotoğraf vermesinin bir anlamı var. Seçimlere etkisi elbette olacaktır. Bir kere yerel kaynaklar üzerinde etkisi var. Sadece İsmailağa Cemaati diye düşünmek doğru değil. Bu fotoğraflar bir jest ve beden dili diye değerlendirmek lazım. Diğer cemaatlere de destekleri olacaktır.
"BOŞLUĞU DİĞER CEMAATLERLE DOLDURACAK"
Ak Parti iktidarı Gülen Cemaatini tasfiye etti. Burada bir boşluk doğdu ve bu boşluğu diğer cemaatlerle dolduracak. Cemaatlerden kurtulduk demelerine rağmen diğer cemaatlerle bu boşluğu dolduruyor. Özellikle ekonomik ve bürokratik alanda.. Tasfiye sonrası cemaatlerde önemli bir hareketlenme oldu. Hem AKP'nin elinde yeteri kadro yoktu hem de cemaatler bu boşluğu doldurmak istiyordu.
HER ŞEY NUMAN KURTULMUŞ'UN AKP'YE KATILMASIYLA BAŞLADI
Aslında olay Numan Kurtulmuşlarla başladı. Cemaatle ilk problemler çıkarken Refah Partisi'nden kopuş olmasına rağmen Milli Görüş geleneğinden gelen kişiler transfer edildi. Milli Görüş çizgisinde olan kesimleri ve eskiden Milli Görüş'ü destekleyen cemaatleri kendisine çekerek hem Gülen Cemaati'ni kuşatmış hem de doğan boşluğu doldurmuş oluyor. Şu anda Saadet Partisi'nin seçimleri kazanmayacağı çok açık. Dolayısıyla oy verecekleri yer belli. Cemaatler sadece gönül bağıyla değil rant karşılığı destek verirler. Nimetlerinden yararlanmak isterler. Orada neyin karşılığı pazarlık yapılır onu bilemem.
"FATİH ERBAKAN'I KONYA'DAN ADAY GÖSTERİRLERSE ŞAŞIRMAM"
Çok emin değilim ama bakarsınız Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ı da bir yerlerden aday gösterirler. Eskiden Fethullah Gülen ve AKP koalisyonu vardı. Gülen koalisyonu tasfiye edildikten sonra AKP ve cemaatler koalisyonu oldu. Diğer cemaatlerden istediği bir şey olabilir o da iktidar işine çok karışmayın, bana hükmetmeyin demiş olabilir. Yani kontrollü bir koalisyon olabilir. Yarın öbür gün Erbakan'ın oğlunu Konya'dan milletvekili adayı olarak gösterirlerse şaşırmayın. Gösterirler demiyorum. Ama doğan boşluğu Milli Görüş'le doldurmaya çalışırlar.
"NEVZAT ÇİÇEK: KENDİLERİNİ PATRİKANE'YE KARŞI KONUMLANDIRDILAR"
İstanbul Fatih'te güçlü bir yapılanma içinde olan İsmailağa Cemaati'nin kendisini bölgedeki Patrikane'ye karşı konumlandırdığına işaret eden gazeteci yazar Nevzat Çiçek, AK Parti'nin kuruluş itibariyle bir cemaatler konfederasyonunun üst yapısı olduğunu söyledi.
Posta.com.tr'ye konuşan Nevzat Çiçek, İsmailağa Cemaati'yle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: Türkiye'de Nakşi geleneğini temsil noktasında en yaygın cemaat İsmailağa Cemaati. İsmailağa Cemaati'nin Fatih'te Patrikane'ye karşı konumlandığını çok net görebiliyoruz. Aslında cemaatin bir iç siyasete yansıması bir de dış yansıması var. Patrikaneye karşı kendilerini konumlandırdıkları alan dış yansıması.
"SİYASETTE BÜYÜK BİR ETKİ GÜCÜNE SAHİP"
Özellikle yurt içinde ve yurt dışında çok örgütlü olmaları ve Nakşi geleneğinde önemli bir yere sahip olmaları nedeniyle siyasette büyük bir etki gücüne sahip olduklarını biliyoruz. Her ne kadar bu gücünü parlamenter anlamda ifade etmeseler de taban açısından, etkileme açısından Milli Görüş'ten bu yana sağ siyaset içerisinde çok ciddi bir ağırlıkları olduğunu görüyoruz. İsmailağa Cemaati dışında sağ siyasette etki gücü olan diğer cemaatler hangileri diye sorduğumuzda ise İskenderpaşa, Erenköy, Kayseri Yahyalı ve Adıyaman Menzil cemaati var. Bunların hepsinin ortak noktası Nakşi geleneğe sahip olmaları. Türkiye'de sağ siyaseti cemaat olarak bel kemiğini Nakşi geleneğe sahip cemaatler oluşturuyor. Öte yandan Kürtleri de bünyesinde barındırabilen bir gelenek.
"GÖRÜNÜR BİR CEMAAT DEĞİLLERDİ AMA.. "
İsmailağa Cemaati çok görünür bir cemaat değildi fakat 2 sebepten görünür olmaya başladı. Patrikane'ye karşı kendilerini konumlandırdığı nokta ve Ergenekon süreçlerinde 2 hocasının şehit edilmesinden sonra Cübbeli Ahmet Hoca ile görünür olmaya başladılar. Mahmut Efendi'nin, Çarşamba'nın (Fatih’teki yerleri) bu kadar görünür olmasının temel sebeplerinden bir tanesi de Cübbeli Ahmet Hoca ile görünür yüzünü çok net ifade ettiler. Diğer cemaat vaizleri kamuoyuna çıkmazken biz Cübbeli Ahmet'in televizyonlardaki sohbetleri cemaatler arasında da popüler olmasına neden oldu. Ve insanlar açık bir şekilde kendilerini ifade ettiler. 28 Şubat ve sonrasında tarikatın kendi içinde sarık ve cübbeye uyun çağrısı beraberinde bir korku uyandırdı. Ancak Türkiye'nin de normalleşmesiyle bu korku da ortadan kalktı. Türkiye'nin normalleşmeye doğru gitmesi, bunların bir tehdit olmaktan çıkarılması, Patrikane'ye karşı kendilerini konumlandırmaları ve Cübbeli Ahmet Hoca'nın medyada yer almasıyla Türkiye'de daha fazla görünür ve bilinir olmaya başladılar.
Patrikhane
"ŞEYH UÇMAZ MÜRİT UÇURUR"
Tarikat liderlerinin gizemi ve yetişme tarzı üzerinden tırnak içinde söylüyorum 'Şeyh uçmaz mürit uçurur' kısmı inşaa ediliyor. Dolayısıyla Mahmut Efendi'nin işinin ehli olmasından, yetişme tarzında bir sıkıntı yok. Ama ne yazık ki Türkiye'de ve dünya özellikle bazı tarikat liderlerinin müritler tarafından uçurulduğunu çok fazla anlamlar yüklendiğini görüyoruz.
"ŞEHİRLEŞMEYLE ÖRGÜTLENME YAPILARI DEĞİŞTİ"
Şehirleşme sonrası cemaatler de farklı bir örgütlenme yapısına geçmek zorunda kaldılar. Yayın evleri kuruluyor, dergiler kuruluyor, televizyonlar kuruluyor.. O şekilde kendi mensuplarına ulaşma yolunu kullanıyorlar. Siyaseten örgütlenme değil de kendi müritlerine ulaşma noktasında bir örgütlenme sistemi kullanıyorlar. Yereldeki güçleri daha fazladır. Yereldeki siyaset onlarla daha içli dışlıdır. Bir belediye başkanının etkisi milletvekilinden fazla olabilir. Merkezi siyasette de son 10-15 yılda ağırlıklarını ve güçlerini koyduklarını görüyoruz.
"AK PARTİ CEMAATLER KONFEDERASYONUNUN ÜST YAPISI"
AK Parti kuruluşu itibariyle bir cemaatler konfederasyonunun üst yapısı. Ve şu ana kadar bu konfederasyonun üst yapısı bir şekilde yara almadı ve büyük kopmalar yaşamadı. Türk siyasetinin en önemli beslenme kaynaklarından biri olan tarikatler ve cemaatler bağlamında AKP hala kendisini güçlü hissediyor. Kopuş yaşanmadığı için AK Parti kendisini alt katmanlarda kendi gücünü hissettirebiliyor. Ve bu seçimlerde de Ak Parti'nin bu alandaki gücünü göstereceğine inanıyorum. Çünkü bir kopuş emaresi hala görmüyoruz. Burada bir kopuş olmamasının en büyük sebeplerinden bir tanesi de özellikle sağ siyasette AK Parti dışında bunu tamamlayacak herhangi bir oluşumun da ön plana çıkmaması da var. Son 15-20 yıla baktığımızda bu tip yapıların en büyük özelliği kendilerine alan açan yapıları desteklemesiydi. Özal'ı bunun için desteklediler. Refah da böyleydi, AK Parti de böyle ve hala değişmedi.
İsmailağa Cemaati'nin etki alanı ve cemaate mensup kişilerin sayısıyla ilgili net rakam yok. 2011 yılında bir anket firmasının yaptığı çalışmada ise bir cemaate üye olduğunu söyleyenler arasında İsmailağa Cemaati ismi yüzde 7.3'lük bir orana sahip. Ancak, Ak Parti tabanında geniş yer buldukları bilinen bir gerçek. 7 Haziran Genel Seçimleri yaklaşırken cemaatlerin siyasetle yürüttüğü dirsek teması belki de daha görünür olacak. Özellikle sağ siyasetteki cemaat-parti ilişkisi kritik bir çok seçime etki etti ve ediyor. Cemaat ve siyaset ilişkisinin yansımaları 7 Haziran'daki seçimlerde daha dikkatli izlenecek gibi görünüyor.