Ligde lidersin. Son maçında, 5 gol atıp çıkıyorsun sahaya. Çok değil, yemeden atacağın 1 gol seni Avrupa’da çeyrek finale taşıyacak.
Üstüne üstlük stat ağzına kadar dolu.
65 bin Beşiktaşlı, ‘Olimpiyat’ denen o zulme direnip ellerinde bayraklarıyla, buz gibi havada takımı yalnız bırakmamak için yollara düşmüş.
* * *
Ve maçın başlama düdüğü çalıyor.
Aman Allah’ım o da ne?
Saha kenarındaki top toplayıcı çocuklar bile senden daha fazla konsantre çıkmış maça...
[[HAFTAYA]]
İlk yarının, ilk 15 dakikasında rakip takım net iki gol pozisyonuna giriyor...
Bu sabah seyrettiklerinde, o pozisyonları nasıl kaçırdıklarına kendileri de inanamayacak. Sen seyrediyorsun!
Buna rağmen ilk yarıyı gol yemeden bitiriyorsun. Yetmiyor... İkinci yarı sahaya çıkar çıkmaz bir gol atıyorsun ve turu geçecek skoru yakalıyorsun.
Topla-tüfekle savunma yap, maçı bitir, filmi mutlu sonla tamamla, değil mi?
Değil.
Nasıl?
Her zaman olduğu gibi, yine kabus.
Beşiktaş 1-0 galipken 3 gol birden yiyerek kendi evinde maçı 3-1 kaybetti.
* * *
Bütün sezon takımı tek forvet oynatıp bu sezonun en kritik maçına takımı 4-4-2 çıkaran... Formda Cenk varken 5 haftadır oynamayan, sakatlıktan yeni çıkmış Tolga’ya kaleyi emanet eden Biliç’e inanamıyorum.
Takımın tamamı berbattı.
Ama Mustafa Pektemek dün akşam oynadığı gibi mahalle takımında oynasa bir daha muhtardan ikametgah çıkaramaz...
* * *
Maçın özeti şu: Futbol hatalar oyunu ve Beşiktaş dün o hataların hepsini yaptı.
Gecenin özetini soruyorsanız onu da söyleyeyim: Bir Beşiktaş Klasiği!!!
Tam oluyor zannederken bir bakıyorsun ki, yine surat 5 karış eve gelmişsin!
20 Mart 2015, Cuma 04:00
Haberin Devamı