Memleketin halinin nasıl bir vahamet arz ettiğini gösteren en güzel örnek bu Kabataş mevzusudur.
* * *
Ülkenin bir yarısı Kabataş’a bakıp deri pantolonlu, zincirli, üstleri çıplak adamların bir kadını taciz ettiğini hatta kadıncağızın üzerine doğru çişlerini yaptıklarını görürken diğer yarısı aynı Kabataş’a bakıp koca bir yalan ve bu yalana alet olmuş insanlar görüyor.
* * *
Düşünsenize sizin gözünüzle bakıp beyninizle algıladıktan sonra dilinizle “Beyaz” olduğunu telaffuz ettiğinize bir başkası başka “Hayır, bu siyah” diyor.
Ve bununla da kalmayıp size de gördüğünüzün beyaz değil aslında siyah olduğuna inanmanız için baskı uyguluyor.
[[HAFTAYA]]
* * *
O haklıydı, bu değildi tantanasına hiç girmiyorum.
Siz de uğraşmayın...
Herkesin kendisini fena halde mağdur ve bir o kadar da ‘haklı’ gördüğü bir ülkede haksız bulamazsınız zaten!
Herkesin kendi doğrusuna bu kadar kör gözlerle sahip çıktığı, kendi gerçeğini ispatlamak adına gerçeği paçavra edip atmaktan tereddüt etmediği bir ortamda hukuk ve adalet bulamayacağınız gibi...
O yüzden meseleye hangi taraftan bakarsanız bakın, ister “Başörtülü bacımızı taciz ettiler” diyenlere katılın ister “Bu koskoca bir yalan” diyenlere, umurumda değil.
Kaldı ki siz Kabataş’a bakınca ne görüyorsunuz bilmiyorum ama benim gördüğüm şudur: Türkiye delirdi!
Bunun adı bölünme, ayrışma, kutuplaşma filan değil bildiğin tozutma!
* * *
Bu arada...
Gazeteciler, “Kabataş’ta şöyle oldu”, “Hayır, böyle oldu” diye boğuşurken ülkede devalüasyon oldu!
Haberiniz olsun.
06 Mart 2015, Cuma 04:00
Haberin Devamı