Yazgülü AldoğanDayağın pişmanlığı olmaz

HABERİ PAYLAŞ

Dayağın pişmanlığı olmaz

Dünya Kadınlar Günü kutlamaları, Tarkan’ın da pek veciz biçimde ifade ettiği gibi kutlama değil, yakınma halinde geçti. Kadınlar seslerini duyurabildikleri her platformda kadına karşı şiddeti lanetledi ve korunma istedi. Ne yazık ki bu önemli günde bile iki kadın öldürülmek için saldırıya uğradı, eski sevgilisi birini öldürmeyi başardı.

Diğerini ise polis engelleyebildi! Şiddetin bu kadar kol gezdiği bir dünyada kadınların kendilerine şiddet uygulamış erkekleri niye sevdiğini, yara bereleri geçtikten sonra nasıl geri döndüklerini anlayamıyor, kabullenemiyorum! Bu nedenle ağzını burnunu, gözünü morartmış sevgilisine geri dönen Rihanna’nın bundan böyle, ne konserine giderim, ne şarkısını dinlerim.

Haberin Devamı

Bir de bizim kızlardan Ceren Hindistan, futbolcu sevgilisi Özer Hurmacı’dan dayak yiyip polise başvurmuştu, şikayetini geri almış, oğlanın kolunun altına girmiş yine. Onu da kınıyor, inşallah bir sopa daha yer diyorum! Çünkü arkadaşlar, bu işin şakası yok. Bir kere şiddete uğrar ve razı olursanız arkası gelir! “Seni çok seviyorum, bir daha yapmayacağım” masallarına inanmayın, bir kere vuran hep vurur! Ne pişmanlık beyanlarına kanın, ne hediyelere, ne birkaç günlük balayına. Tokadın arkası bıçaktır, silahtır. Ölümüne seviyorsan intihar et, mazoşist değilsen, hiç olmazsa cesedin bozulmamış olur. En temizi şikayet edip içeri attırmaktır, dünya bir pislikten kurtulmuş olur!

Seçme hakkı için tutuklandılar!

Dünya Kadınlar Günü’nü Ankara Barosu’nun kadınlarıyla birlikte geçirdim. Toplantının en ilgi çeken konuşmacısı kadınların erkeklerle eşit haklara nasıl kavuştuklarını anlatan İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker’di. Kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesiyle ilgili olanı paylaşmalıyım: Yerel seçimler yaklaşmış. Ata’nın önem verdiği kadınlardan Afet İnan, öğrencileriyle bir yerel seçim provası yapıyor. Temsili seçimde belediye başkanı olarak bir kız öğrenci seçilince çok seviniyorlar. Ama bir erkek öğrenci itiraz ediyor; kadınların seçme seçilme hakkı yok ki, diyor! Afet İnan çok üzülüyor, soluğu Ata’nın yanında alıyor.

Haberin Devamı

Ona durumu anlatıp şikayet ediyor. Ata, bir konuşma hazırla ve herkesin önünde durumu anlat diye bir görev veriyor ona. Afet İnan çok heyecanlanıyor, ama Ata onu yönlendiriyor, hazırladığı konuşmayı kalabalık önünde okumasını öğretmek üzere bir tiyatrocu görevlendiriyor. Hatta ona bir siyah smokin bile diktiriyor ve konuşma yapacağı gün geldiğinde beyaz gömleği için kendi kol düğmelerini veriyor! Afet İnan 3 Nisan 1930’da kadınların seçme seçilme hakkını talep eden konuşmasını yapıyor. 5 Ekim 1930 seçimlerinde kadınlar ilk kez oy kullanıyor!

Tutuklanma!

Hikayenin devamı var. Yerel seçimler tamam, ama milletvekili seçme seçilme hakkı ne olacak? Atatürk etrafındaki kadınları örgütlüyor. Kadınlar Sıhhiye’de bir protesto yürüyüşü yapıyor, sloganlar atıyor! Ve olayı duyup gelen polisler tarafından derdest edilip emniyete götürülüyor, gözaltına alınıp nezarete atılıyorlar! Tabii ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılıyorlar ama olay da dallanıp budaklanıp duyulmuş oluyor! 5 Aralık’ta kadınlara milletvekili seçme seçilme hakkı veriliyor!

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Hani hep denir ya, Cumhuriyet devrimleriyle kadın hakları, kadınlara gümüş tepsi içinde hediye edildi diye; Atatürk en azından kamuoyunu hazırlamak için kadınları bilerek ve isteyerek sokağa döküyor. Bu haklar pek çok gelişmiş Avrupa ülkesinde çok uzun yıllar sonra tanınıyor kadınlara. Atatürk, kadınların erkek işi denilen mesleklere yöneltmek için de uğraşıyor. Cumhuriyet Türkiyesi’nde bugün kadın hakları “erkek şiddetine rağmen hayatta kalma; örtünme ve örtülü olarak kamuda varolma” kalemlerinde netleşiyor. Nereden nereye.

Nurgül mü, Gökçe mi?

Bu sezon dizi olarak bir “Kayıp Şehir”e takılıyordum, onu da bitiriyor Kanal D. Halbuki mahallemizin konsomatrisi rolünde Gökçe Bahadır muhteşemdi! Delikanlı orospu... Geçtiğimiz gün basına gösterilen Aşk Kırmızı’yı izledim sonra. Osman Sınav’ın filmi her türlü Yeşilçam klişesini, allayıp pullayıp ısıtıp koymuş önümüze.

Nurgül Yeşilçay da eskort kızı oynuyor. Hangisi daha gerçek, hangisi daha iyi orospu olmuş karar veremedim! Nurgül’ü biraz daha zengin ortamlarda sofistike çizmişler. Ama bu kez de o kırmızı saten elbise sırıtıyor, bir de otelin koridorlarında jartiyerli çorapları ile yürümesi. Gökçe’yi hiç o kadar açık saçık göremedik, o en fazla şortuyla bacak şov ve göğüs çatalı gösteriyor. Yakıp yıkan bakış derseniz Gökçe prima, Nurgül’de yerini yadırgama ve dram var. Tayanç pek yakışıklıydı, Ezgi ise oturmamış. Aslında buradan bir dizi çıkarmış, Kayıp Şehir de sinema filmi olurdu.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder