Demek ki neymiş

Çözüm Süreci yeni bir aşamaya geçerken, hâlâ bu saldırılar, mayın patlatmalar, yol kesmeler falan nedir? Terör değil de sadece asayiş bozukluğu mudur?
Eğer öyleyse, Başbakan’ın “Kamu düzenini sağlayacağız”dan kasdı her halde budur.
Anlaşılmayacak bir yanı yok.
Bunu geçelim.
* * *
Peki bu vandallar, sahiden PKK’nın kontrolu dışında kalmış olan avare guruplar mı, yoksa Kandil’in güdümündeki çaylak çeteler mi?
Yani, talimatı Kandil’den mi almaktadırlar?
Şüpheler, Kandil’in üzerinde yoğunlaşıyor. Bayık ve Karayılan’ın çözüm karşısındaki isteksizlikleri bilindiğine göre, bu şüpheler mesnetsiz sayılmaz.
Çözüm Süreci’ndeki her olumlu adımın ardından gelen her eylem, her sabotaj, birer tesadüf olabilir mi?
Hem de Öcalan’a rağmen...
Yani bilhassa.

[[HAFTAYA]]

* * *
Efendim, elbet Kandildekiler de insan.
Onların da hırsları, ihtirasları var.
İmralı Cezaevi’ndeki bir mahkumun ilelebet liderliğini kabullenmeyebilirler... Kral öldü, yaşasın Kral diyerek belki de taht’a taliptirler.
Kimbilir... Belki de Demirtaş gibi harika bir Truva Atı vasıtasıyla hedefe yürümek de istemiş olabilirler...
Akıllıca bir yol.
* * *
Bütün bunları makul karşılayabiliriz. Neticede bir iktidar savaşı’dır, Hile ve desise’ye de başvurabilirler.
Hatta, Çözüm Süreci’yle dalga da geçiyor olabilirler. Hepsi kabul.
Atış serbest.
* * *
Lakin, Kürt Halkı’nın demokratik hakları ne olacak?
“Barış’a İmralı, savaşa Kandil karar vereceğine göre” Kürtlerin ikbali ve istikbali, artık Kandil’e mi emanet?
Eğer öyleyse, 30 yıl öncesinden daha geriye düştük demektir ki, 40 bin tane fidan gibi genç niye ve ne uğruna can verdi acaba?
Kandildekilerin paşa gönlü için bir 40 bin kişi daha mı can versin?
Hani mesele Kürt Meselesi’ydi?